İsmail ARSLAN

Et İtaat Salla Başı Al Maaşı

İsmail ARSLAN

Hani bir atasözü vardır: 'Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin'
Buradaki 'düşünme derin' öğüdünü düşündüm de, her halde insanı insan eden en özel sermaye olan 'düşünmek' eylemi -iyi niyetli bir yorumlama ile- 'fikir üretmek, analiz etmek, muhakeme yapmak' anlamında kullanılmamış olsa gerek. Olsa olsa aşırı yeis yapma, kafaya takma anlamındadır.
Aksi halde 'itaat et' misyonu ürünü, lider ne der ise odur, tebaya muti' olmak düşer, ne işin var düşünce ile, sen tabi ol, senin yerine düşünenlere' mesajı için üretilmiş bir kurgu olduğunu kabul etmek lazım gelir ki, doğrusu bu biçimi ile algılayanın da çok olduğunu bilerek atasözlerine de temkin ile yaklaşmak hayırlı olur kanaatimi paylaşmak istiyorum.
Step sürü insanı zamanından bu yana çok yol alındı; ama aklı fikri ruhu birilerinin yönlendirmesine, yönetmesine muhtaç sayısı azımsanmayacak ölçüde çoktur!
--
Cumhurbaşkanı, Mümbiç için, "sonuçta Suriye'nin kendi toprakları" dedi mi, evet dedi, bir sonraki adım, mesela Putin, Astana görüşmesi esnasında bir sürpriz yaparak Esed'i de dahil ederse toplantıya, Reis kalkıp gidecek değildir herhalde. Düşmanın en irisi ABD ile bile, öyle icab edince kanki olabilen koca devlet, akan kanın durması ve terörden arındırılmış bir Suriye için, neden görüşmesin Esed ile...
--
Kandil baronlarından biri diyor ki: 'ABD Türkiye'yi bölecek' Ne alaka mı diyorsunuz. Kendisine kemik verenin niyetini haliyle bizden daha doğru analiz edecektir. Fakat atladığı husus şu. ABD bu maksatlı planında PKK'yı gözden çıkardı. Mehdiyyuncu taife ile yol alacak artık. Bu güvenlikli bölgeye yerleşeceklerin ve komşu şehirlerindeki insanların üzerinde özellikle tarikat yapılanmalarını kullanarak mehdi hareketi ile bir bölme niyeti olduğunu düşünüyorum. Hatta PKK'yı hem de can evinde, Kandil'de ordumuza peşkeş çekeceğini de söylemek çok olası. Zira mehdiyyuncu taife, onların asla yapamayacakları şeyi, Kürt İslam Teali fikri ile başarmaya daha yakın çünkü. Bölgede hem Suriye'de hem Türkiye'de özellikle tarikatlar arasında çok rağbette olan bu inanışı haliyle en iyi suistimal edecek olanlar evangelistlerdir.
--
İdam Cezası
"İdam cezası olmalı" görüşünün, imza edilen sözleşmeler icabı Türk hukuk sistematiğinde uygulama alanının olamayacağı malum. Bir tarz gaz alma durumu doğrusu. Üstelik suç çeşidi çoğaltılıp, ceza artırılınca suç ve suçluda azalma olmaz. Bu, insanlık tarihinde milyonlarca defa test edilmiş bir iki kere iki dört hadisesidir. Bilakis ceza kabarınca suç, yeraltına sızar ve ikiyüzlü, kurnaz, içten pazarlıkçı tipler klonlanır. Üstelik suç yollarına parke döşemiş devletlerin suça ceza kesmeleri aymazlık ve densizliktir. Bundan daha densizce bir şey söylenecek ise, o da şudur ki, "Henüz girmiş on üç on dört yaşına, edalı işveli köylü güzeli" türküsüne akşamları TRT'de alkış tutanlar, on üç on dört yaşındaki çocuğa yönelik eğilimleri lanetlerler!
--
Hata
"Hata ve ayıbına, acizlik ve zayıflığına ihtimal vermediğimizden vebadan kaçar gibi kaçmak lazım. Zira o, tarihin en kadim hilesi ile bizi insanüstü olduğuna inandırmıştır ki, ilk fırsatta tepemize binmesi kaçınılmazdır."
--
Çözülme
Görev yaptığı resmi kurumun kapısından girdiği anda din, ideoloji, ırk, hısımlık, dostluk, yandaşlık, karşıtlık adına, iş esnasında zihni ve fiili çelici her ne var ise topuna birden kapı önünde el sallayamamak ve onları içeri alma çürüklüğü bir facia. Dindar diyorsun bakıyorsun bu var. Ocu bucu şucu fark etmiyor ucundan kıyısından ortasından bulaşıyor bir biçimde... Bunu çözmedikçe çözüm çözüm çözüleceğiz.
--
Kaliteli Hayat
Kaliteli bir hayat için şu kelimeleri azalta azalta yok etmemiz gerekiyor: "Ama, fakat, lakin, şu kadar ki, ne var ki, gerçi, ancak"
--
Bir Devlet Teorisi
Önce korktuk komşunun tarlamızdaki üç kuruşluk arpayı çalması ihtimalinden. Enteresanı komşu da korkuyordu bizden; atı vardı, bir de ineği. Korkularımızdan yaşamlarımız çekilmez hale gelince dedikodusunu yapmaya başladık halimizin. Duydu uyanığın biri ve zıpladı üstüne kondu korkularımızın. Dedi ki: 'Kim kime saldırırsa canına okurum. Haksızlığa gelemem. Akıllı durun, birbirinizin atına arpasına göz dikmeyin. Fena yaparım.'
Ondan, birbirimizden korktuğumuzdan daha fazla korktuk. arpa ekmeği yaptık, doyurduk onu. Atımızı altına verdik. Gezmelerde o vardı. Çoğaldıkça korkumuz, adına saygı dedik ve daha fazlasını verdik. Biz verdikçe, o hakkaniyetle korudu birbirimizden bizi. Biz korundukça birbirimizden, birbirimize veremediklerimizi o aldı bizden.

 

Yazarın Diğer Yazıları