İsmail ARSLAN

Dokundurmalar

İsmail ARSLAN

Ümeyyeoğulları Haşimoğullarından hiç hazzetmemişler ve her fırsatta kendilerinden gelmeyen Peygambere ve evlatlarına zulmetmişlerdir. Son son da Onun dinini emellerine binek edip kullanmışlardır ki bugün de bu devam etmektedir. Emevi saltanatı sırasında neşve bulanın islam olduğunu sananların gafleti ile İslamın en temel prensipleri gölgelerde bırakılmış, Arap ırkçılığı Yahudi hikayelerine bulanıp din diye yutturulmuştur.
--
Bir karz ı hasen müessesesi kurmak paradan para devşirenlerin işine gelmiyor, bunun yerine faizi dolanmak için Kerbela'da Peygamber'e açık düşmanlıklarını ilan eden ümeyyeoğulları'nın ihdas ettikleri katılımcı bankacılığa sımsıkı sarılıyorlar. Neden? Çünkü paradan para kazanmak gibi bir müesseseden vazgeçebilmek öyle herkesin harcı değildir de bu yüzden. Adını da bu faiz değil, al sat koyuyorlar vicdanları da rahat sonuçta. Lakin iş, açık açık yasaklanan paradan para kazanma işi, ne kadar kıvırırlarsa kıvırsınlar, net. Para Yahudi’den gelince faiz haram, ama Arap’tan gelince katılımcılık, dibine kadar meşru.
--
Dini, içsellerken, öyle bir silkelemek gerekiyor ki tevhid, ihlas ile ibadet ve güzel ahlaktan gayrı üzerinde hiç bir şey kalmasın ki, inanırını dünyada sahih bir mümin olarak yaşamaya ve ahiretini ihyaya vesile olsun. Oldu oldu, olmadı, o inanır, hem kendini, hem ilişikli olduğu her yaşamı madara etmeden ölmez.
--
Büyük kızım Erzurum'da İlahiyat okuyor, ona bugün, daha önce de sık sık ifade ettiğim bir hususu tekrar, hatırlattım. İslam referesi ile, Suriyelilere, Afgan göçmenlerine yardım ediyoruz diye sana yanaşanlardan uzak dur, asla bunlara yüz verme kuzum dedim. Hoş kuzum bunlara asla yanaşma zeminine bile müsaade etmez, ama buradan da paylaşayım ki, herkesin kızı, kardeşi var, okuyanlara bir faydası olsun. Neden böyle dedim: Üniversite öğrencilerine ve özellikle kız çocuklarına kanca takmaya çalışan, cemaatince, görüşünce olmayanların kanlarını, mallarını, ırzlarını kendilerine helal sayan kimi zaman selefi, kimi zaman tarikat boyası ile kendini kamufle eden onun bunun çocukları, bu aralar bu göçmenlere yardım bahanesi ile gençleri kullanmaya çalışıyorlar. Bizim insan merhametlidir, hemen kapılıverir, iş yardım ise, ama bu şerefsizlerin derdi, kendilerine cariye bulmaktan ve bu göçmenleri kullanarak para devşirmekten başkası değildir. Hamd olsun benim kuzum babasının sözünü dinler de, din ile aldatan bu yavşaklardan acaba kaç çocuk böyle korunabilir?
--
Affeden affedilmeyi umabilir, örten örtülmeyi, verene verilir, alandan alınır. Kim kime ne ile muamele ediyorsa, göreceği de gayrı olmayacaktır Hakk Katında. Mailis Nalars
--
‘Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar. Mülk suresi 8 ayet meali’Neyi haber vermişlerdi uyarıcılar? Toplumlarına, örfi uygulamaları mı, Allahın Muradını mı? Tevhit ve iyi insan olmak mı idi uyarının yönü, toplumların kültürel alışkanlıkları kökenli ihtarlar mı? Bütün Uyarıcılar toplumlarını tevhit, ahlak, nesli korumak, adalet, şuurlu ibadet noktasında ikaz etmişlerdir oysa. Cehennemi öfkeden çatlatacak olan iş, bu ikazlara rağmen sapan ve saptıranlara gazabı sadece. Yani yok öyle Arap toplumu gibi niye yaşamadın sorumluluğu, Allaha neden eş koştun, neden göre bile haksızlık yaptın derdi Cehennemi kudurtan. Tüm bildiklerimizi bu minvalde yeniden gözden geçirmemizde fayda çoktur.
--
Insan, bilgelikte zirve yaptığında ki bir deli bir düğmeye basarak tüm dünyayı yok etmeden önce yani, tüm yönetimsel mekanizmalarda son son hizmet odaklı, altın üstün olmadığı, profesyonel ilkesel yönetimin hakim olduğu yapıya geçecektir. İnsana güven kurgulu değil a olmazsa b'nin de aynı şeyi yapabileceği ilkesel temelli bir hizmet mekanizması ki evet bir ücreti elbette olacak, ama ne bir eksik ne iki fazla
--
Yeme içme bedava ve üstüne yardım da şahane, üremek tek iş, ev tarla da cabası güvenli bölge yerleşkesine talip milyonlarca Türkiye vatandaşı varken, Suriyelileri oraya gönderip, huzurlarını bozmak ensara yakışır mı diyenler de yok değil.
--
Ey idare!
2020 bütçesine ya vekalet ücretlerinin geciktirilmeden ödenebilmesi için yeterli ödenek koy, ya da abuk subuk hukuk ihlallerini önleyecek yasal düzenlemeler yap, olmadı, halt yiyen ajanının, uğrattığı zararı cebinden ödemesi düzenlemesini başar. Hem vatandaşın hakkını müdafaa edip, halta engel olarak, Hazineye haram girmesine mani olup, hem de üvey evlat muamelesine maruz kalmaktan yana dertli bir avukat olarak, bu ikazımı ciddiye al lütfen
--
Sevdiklerimizin fotoğraflarını saklamanın hasretlik duygusunu artırmaktan başka bir fonksiyonu yok. Her gördüğünüzde, dünyada artık bir arada olamayacaklarınıza dair yüksek hassasiyette hasretin de ruh ve beden sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu kanaatindetim.
 

Yorumlar 2

Yazarın Diğer Yazıları