İsmail ARSLAN

Dindarların imtihanı

İsmail ARSLAN

Dini, ritüelden ibaret bir zemine sabitleyerek, en görkemli ibadethaneleri inşa etmek ve kitabı, muhtevasından habersiz şekilde, makamla en iyi okumayı talim hususunda başarılı olmayı ilim olarak kabul edenler, dünya saltanatları için dinden daha elverişli bir levazım olamayacağını fark etmiş ve bu farkedişle de inanırların kendilerine hizmet ve itaatlerinde başarılı olmuş olanlar değiller midir?Önderleri güzel kıraat ediyor ve ritüellere saygılı diye, o Kitapta yazan ahlak, adalet gibi mevzular onda ve civarında zuhur etmese de kör bir itaat ile, ona sahip çıkanları, bu kabulden başka, ne ile izah etmek mümkündür?Bu durum tüm dinlerde böyle işliyor. İslam değil sadece. Dünyadaki ritüeli kutsayan, bilinen tüm dinler, o dinlerin yiyicileri tarafından kullanılıyor.Mesela Vatikan da böyle, bizde de böyle. Orada papaz, çocuğa istismarda bulununca üstü örtülüyor, burada da öyle.Orada da güç gösterileri rağbette, burada da.Liyakat orada da burada da ne kadar gösterdiğinle ilgili, ne kadar mevzuya hakim olup, ahlaklı bir eylemle yaptığınla değil.Misallendirmeye başlasak sonu gelmez mevzu, bu mevzu.Ve din imtihan ise, cennet hiç ummadıklarınızın meskeni olabilir ey müminler!
--
Bu coğrafyada din, bir avuç dinden yiyicinin nefslerinin keyfine kullandığı bir malzeme olmaktan öteye hiç gidememiştir. Rasul ü Muhterem ahirete göçer göçmez daha 50 yıl bile geçmeden, Onun getirdiği ilkeleri, örflerine, ırki heveslerine heba eden bir taifenin kültür ihracı için kullandığı malzeme haline getirdiği din, bir türlü bunların heveslerinin yönlendirdiği konumdan, Murad ı İlahi noktasını geri gelememiştir. Her muktedir olan, o, ilk bozucuların muvaffakiyetini takdir ile, kendi başarısı için dini, emeline kağnı etmeyi uygun ve caiz görmüştür.Allah tevhid demiş, iyi insan olun demiş, lakin bunlar itaat kültünü kendilerine münhasır kılmak için, kendilerini kutsamışlar ve ilahi meziyetlerle vasıflamışlardır. Kimi kendini ve ardınca gelenleri kainata ayar verenler olarak sunmuş ve kimisi de tuvaletlerini temizleyenlerin taraflarınca şefaate nail olacaklarını söylemiş, veya ima etmiştir.Din ile arz ı endam edenlerin dindarların sırtına taht kurup, onların kanlarını emmeleri ilahi hikmetlerle tefsir edilegelinmiştir.Kıyamet kopmadan çok acil şekilde Allah'ın Muradı ile bu sahtekarlıkların ayrıştırılması hakiki dindarların üstüne vaciptir ki ölçü çok basittir: Tevhid ve iyi insan olma davası dışında ne var ise, hepsi örf ve hevestir.
--
Baba ölüyor, oğulları onun postuna oturuyor, hükmettiklerinin işi gücü onların keyfine çalışmak. Neresi burası? Siyaset, tarikat, cemaat...Nerede oluyor bu işler? Güdülmezlerse yolunu kaybedeceklerin memleketinde.
--
Türkiye Cumhuriyeti'ni Atatürk'ten sonra bu güne kadar yönetenler ferahı ya İngiliz ya da Amerika taraftarı olmakta görmüş olanlar değiller mi diyorlar ve ekliyorlar yakın tarihe bakmalı... Davutoğlu ve Gül İngiliz projeleri Erdoğan ise Amerika projelerine hizmetteler diyenlere okkalı bir hadi oradan delili ne var elde.Adım adım Büyük Yahudi Krallığının kurulması zamanlarında yani tam da bu zamanlarda yarın İsrail, Amerika desteğini alarak Gazze'de bir süpürme hareketi düzenlese Filistinlilere Türkiye'ye gelin demekten başka ne yapabilecek mevcut yönetim diye de soruyorlar.Bendenizin bu bakış açısına dair yanlış yapıyorsunuz bu düşüncelerinizde haksızsınız diyecek oturaklı bir ses kestirici argümanım yok elimde.
--
Tramp hiçbir dava arkadaşının başaramadığı büyük yahudi krallığının kurulması davası için sağlam adımlarla ilerliyor. Kimsenin de yapabileceği bir şey yok şu an. Belki yarınlar için var, ama bu kafa, o yarınlara da bu azimle hakim olur, Arş taraflarından bir yardım gelmez ise. Müslümanlar tarihteki en utanç verici hezimetlerini yaşıyorlar ve hak ede ede üstelik.
--
Kanunun, güçlünün hukukunu korumak için yapıldığı bir idari rejimde zayıf, az bir ücret, veya sadece karın tokluğu karşılığı itaate mecbur bırakılır. Mailis Nalars Sarpust Yazıtları mö 3421
 

Yorumlar 1

Yazarın Diğer Yazıları