İsmail ARSLAN

Derya Sokak Dramı

İsmail ARSLAN

Memlekette her yerde kentsel dönüşüm söz konusu, ama Kayseri Kocasinan Gaziosmanpaşa mah Derya sk. olunca mevzu tüm "burayı kurda kuşa yedirme ey Belediye Başkanım" nidalarına kulaklar dibine kadar kapalı. Niye? Çünkü rant gayesi ile değil, hizmet için girişimde bulun denildi ki bu mevzu Cumhurbaşkanlığı'na da iletildi. Lakin orta tabaka vatandaşın oyu garanti bilindiğinden ve onların devletlerine olan kör sadakatleri gereği kendilerine yapılan zulme sessiz kalmaları malum olduğundan kulak ardı ettiler. Şimdi o vatandaşlara silah bile kullan deniyor vatanına kast edene. Onların vatanı en önce Kürt Türk Çingen beraber yaşadıkları o küçük sokaklarıdır, bunu unutuyorlar. Seçim meçim geçti, aynen yazdığım gibi oldu ve şimdi Derya sokak ihalesini beklemede, bakalım hangi cebi şişkin, değerinin çok azına alacak orayı ve kaç katlı kaç blok dikecek oraya. Merak etmesin siyasiler, bu insanlar ulen sonra gelecekler bunlardan daha aç olacaklardı için daha fazla götürürler kanaati ile yine bunlara oy vereceklerdir. Müsterih olsunlar, zulme devam.
--
Rahmetli Akif'i 'Bedrin Arslanları ancak bu kadar şanlı idi' deyişi ile, sahabeyi küçük görmüştür diye tenkid edenler, büyük bir hata içinde debelenmekteler. Zira Akif, şahsı değil şahsiyeti, kişiyi değil ilkeyi yüceltmiştir bu deyiş ile. Bedrin Arslanları tevhid için canlarını ortaya koymuşlardı, Çanakkale Arslanları gibi. Kişiye değil, duruşunadır övgü ve sövgü. Herkes yerini, duruşunu iyi tespit etmeli bu minvalde.
--
Dindarlığını Allah'a göster, bana ise insanlığını diyen zata saygıyla... Üstelik öyle bir zamandayız ki söze binaenaleyh ile başlayan en sıkı mütedeyyin sayılıyor, misvakı gömlek cebinden çıkaran en takva kabul ediliyor. Aynı tornadan çıkmış sakal tipliler en dindarlar. Ahlak değil, şekil şemal rağbet görüyor. Bu sebeple ortalık münafık kaynar oldu. Derdi menfaat olan az bir gayret ile biraz şekil verdiğinde kendine en iyi yerde. Müslümanın asıl yitiği bu zamanda ahlaktır, gerisi teferruat.
--
Dostlarla iyi ortam paylaşmak ve düşmanları idare edebilmek zanaattir. İnsan hayatını yaşamalı, kendi gibilerle yaşamalı, kendi olarak yaşamalı. Başkaların hayatlarında atanmış yetkin özne olacağına kendi yaşamında esir yüklem ol. Yakınca cehennem yakmayı göze alacak kadar kindar ve kendini beğenmiş birine yanaşmak, ateşe benzinle yaklaşmaktır. Anlattığı, 'benimse' dediği kıymetleri ona ait hayatında görmemiz mümkün olmayan niceler başkalarının hayatını, kabul ettiğini iddia ettiği değerlerle yönetmede ve doğrusu paramparça etmede yarış halinde bir portredeler... Yaşamı insanca, ona buna zarar vermeden, kendine uygun, varlığını kabul ettiği insanlarla paylaşmak gerekiyor. Buna izin verilmiyorsa, böyle bir ortamdaysan, böyle birinin yanındaysan, yürüyen bir cesetsin demektir... Kop ya da koparıl... Ben böyle yaşıyorum, sen de öyle... Ben senin gibi düşünmüyorum, sen de onun gibi... Giren çıkan ne o zaman sana bana? Mecbur muyum senin eşeğini sürmeye ben, benim öküzümü gütmeye sen... Bir derinin altında ne varsa, diğer deri giydirilmişlerde de o vardır; deriye değil, yüreğe bak.
--
Bu topraklarda 'o olmazsa şu olur, bu olmaz' yaklaşımına son verecek ilkesel idari sistem kurgulanmadıkça, ya o, ya da bu, milletin tepesinden inmeyecektir. Şahıs bazlı değil, ilke odaklı idare oldu oldu, olmadı, onlar nasıl semirmeleri gerektiğinin doktorasını yapmış olmalarının gereğini illa ki yapacaklardır.
--
Yerli otomobil elektrikli olduğuna göre kayıp kaçak bedeli hususunda artık elektrik dağıtım firmalarının hiç endişesi kalmamıştır. Ne kaçarsa kaçsın, kim çalarsa çalsın, artık garantili satış dönemi başlayacak demektir. Yani öyle bir idari yapımız var ki, böylesi önemli bir hamlede dahi tam tekmil keyifle, bu durumu kutlayamıyoruz. Hırsızın yağmasının ceremesini çeken bu millet, hırsızlığa tedbir alma ihtiyacı duymayan bu tacirleri elbette ihya edecektir her daim.
--
Kayıp kaçak saçmalığına para kaptırmak istemeyenler evlerinin çatısına bir elektrik üretim düzeneği kursunlar, tüm bina elektriği bedavaya geldiği gibi, arabalarını da bedava şarj ederler, tabi devlet mani olmazsa.

 

Yazarın Diğer Yazıları