Partilerin dava hareketleri olduklarına inanmıyorum. Kasa, kese, koltuk, makam, kısaca servet, şöhret, riyâset için rağbet edilen mekanizmalar olduklarını düşünüyorum diyen birine tüm parti kafalıların ortak tepkisi olumsuz olurdu.
Lakin ona neden böyle diyorsun, yanlışın şurada demeleri gerekmez miydi?
Niçin oralar menfaat ile anılır yerler oldu diye neden bir özeleştiri geliştirilmez oldu ya da?
Cevaba ihtiyacı olmayan sorular bunlar.
Tercihleri iman gibi algılayanların ne soruya ne de cevaba kıymet vermesi söz konusu olmaz. Üstelik farklı yaklaşım sahiplerininin def edilmeleri, itibarsızlaştırılmaları da onlar için iman şartıdır.
Mevzunun bir başka boyutu da şu
Dün herkesi kendine benzetmek isteyenler, bugün herkesi kendine benzetmek isteyenlere öfke dolular...
--
Şeyh efendi otururken, reis i cumhurun ayakta, önünde tazim ile fotoğraflamasının bir siyasi mesajı elbette vardır.
Beni bu mevzu değil, ama İslamın ahlaki ilkelerinden sapılması çok rahatsız ediyor.
Neden müslüman olsun insanlar?
Dünyada ve ahirette menfaatlere ulaşmak için mi?
Ahireti bilemem, ama dünyevi menfaatlar için oldukça fırıldak olmak gerekir ki fıldır fıldır bir insanın müslüman olarak yaşayabilmesi mümkün değildir ki menfaatlere ulaşmak için müslüman olanları sanırım şiddetli bir hesap bekliyordur.
Yani Allah, Allah olduğu için değil, bir hesapla müslüman olmuş birine kolay cennet olabileceğini sanmıyorum.
Foto neden çok rahatsız etmedi söyleyeyim: Doğası budur Ümeyyeoğulları dininin. Kör itaat yüceltilir ve liderin her yaptığı derin saygı ile kutsanır ki devran sorunsuz devam edebilsin. Bunu bildiğim için hiç şaşırmadım.
--
Devlet kurgumuz sil baştan değişmeli. Bürokratlar çalışamıyor mevcut yapıda. Yapı, gel beni suistimal et diye bangır bangır feryat halinde. Cumhurbaşkanı'nın muhtarlara ilgisi ve onlardan beklentisi bu zaviyeden bakınca hikayeden değil. Mahallelere hakim olan devlete da hakim olur. Yeni devlet yapısının temeli mahalli idareyi muhkem kılma odaklı olmalı. Hedef bu ise başarı umarım. Tabii ki en önce muhtar, mahalleninin dertleri ile dertlenmeli, sıkıntılarına çare olmalı. Fert fert herkesle irtibatlı olmalı. Bu şekilde mahalle mahalle tüm ülke yeniden idari manada kurgulanınca, güvenlik ve geçim yoluna girebilir. Denetlenebilen, atanmış değil, seçilmiş idareci, yavşadığında başına geleceği de bilecektir, bilmelidir.
--
Cemaatçilik, particilik, mezhepçilik, tarikatçılık, kısaca tarafgirlik 'baş nerede topyekün teba orada' mantalitesi şahsiyet sahibi insanlar için kepazeliktir ve bu durumun sağı solu ortası olmaz.
100 doğrusu olan birinin 3 yanlışı 100 doğru hatırına doğru kabul ediliyorsa ve o, Galatasaray karşısında Fenerbahçe kötü oynadığında 'olsun benim takımım, sonuna kadar ardındayım. hata mata yok kardeşim, fıstık gibi oynadı' diyen fanatik taraftar gibi dibine kadar savunuluyorsa, 3 yanlışa yanlış deyince 100 doğru lekeli muamelesi görüyorsa bu işte bir bit yeniği var demektir.
'Onun sürübaşı kaka, benim sürü sütten çıkmış akkaşık amca'
'Sürün beni' 'güdün'
'Mee' 'möö'
Bazen sağ adına, bazen sol bazen Allah'ı önüme yeşillik koyun, bazen Marks'ı ve bazen adı liberalizm olsun davanın, bazen Turan
Ben oynamama hakkımı kullansam, 'vay hain vay'cı sayın ve vurdurun kaldırımlarda afyonculara, boylu boyuna devirin beni.
Sürü değiliz. insanda sürü rengi sırıtıyor. Yağlı kuyruklu koyunlara döndürseler de bizi, insan insandır.
Taraf mı tutacaksın? Kendi tarafını tut. Vicdanını...
Birilerinin doğrusu doğrun olduğunda; ya da eğrisi eğrin, içi sende dolmuyorsa kavramların, kalben ve aklen benimsememişsen, kara kaşına kara gözüne, havasına civasına tav olduğun için bu böyleyse hiç kusura bakma arkadaş, sürüsün ve sürüm sürün sürünesin.
Seni ha cübbeli sürmüş, ha şapkalı; kimin menfaatine olursan ol, akıbetin malum...
Bir tutam ot, bir miktar gübre.
