İsmail ARSLAN

Değerlendirmelerim

İsmail ARSLAN

Takvimin 55 dediği günlerde anlamlı bir mesaj paylaşmak istedim sizlerle:

Rapor % 81 engelli diyor. 2014 Haziran ayında geçirdiğim sağ kısmi felç sonrası, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olabilmem için vermem gereken tek ders sınavına 3 ay sonra bu halde girdim ve mezun oldum şükür, avukatlık stajımı da felçli olarak aktif şekilde yaptım ve halen avukat olarak, özellikle vergi hukuku alanında çalışıyorum. 
Engel sizi yaşamaktan alıkoymaz, sizi, sizin kendinize inançsızlığınız hayattan koparır. Eğer o pıhtı damarı tıkadığında yoğun bakımdan çıkamasa idim, tamamdı, serüvenim orada sonlanmıştı, eyvallah, lakin ölmedim ve hayat madem devam ediyor, yok öyle ben oynamıyorum lüksü ki bu, hem kendime, hem benimle ilişikli her hayat sahibine ciddi eziyetten başka bir şey olmazdı. Hamd olsun ki Allah, lutfetti, hakkı müdafaa ile meşgul ediyor beni ve umarım hak üzere de son nefesimi verinceye kadar sabit kılar.

Kişi, kendinden razı olmadan, Rabbinin rızasını ummamalıdır. İnsanın içine vicdanı yerleştiren, esasen Kendisinin hoşnutluğu ve gadabının ölçeğinı de insana vermiştir. Vicdan içimizdeki Tanrı Sesidir, vicdanı rahatsız eden ne varsa terk ile, Onu hoşnut etmek mümkündür.
*
Sadece İstanbul'da bir milyon beş yüz bin riskli bina var ve bunların altı yüz bin kadarı her an yıkılabilecek durumda açıklamasını yapan Bakan, bu işin bir an önce çözülmesi gerektiğini de herkesten daha iyi bilenlerden malum. Yasa ise yasa, sıkıyönetim ise sıkıyönetim, ama hemen yapılmalı!
Deprem olsun, sonra bakarız çaresine kafası sakattır!
*
Ben inşaatçı değilim, ama deprem meydana gelen arazilerde, zemin ve malzeme tercihi doğru hesaplanmadan, yeniden bina dikilmesinin ahmaklık olduğunu ve hesabının verilemeyeceğini bilen bir hukuk insanıyım. Hükümetler şehir imar planlarını gözden geçirmeli ve suçu kadere atma hamakatına düşmemelidirler.

Binaları kayalar üzerine dikmek mümkün değil ise, ovaya yapılan binanın altına, sarsıntıyı emen sistem kurulmadan asla yapım izni verilmemelidir.
*
Ege'de iki gündür her yarım saatte bir deprem oluyor.
Yunanlılar akşam üzerinden beri toplantı halindeler. Bir yeraltı yanardağının Santorini adası yakınlarında patlamak üzere olduğunu açıkladılar. Santorini’de okullar tatil edildi ve denizden uzak durmaları tavsiye edildi. Santorini’ye gidenler bilir zaten volkanik bir ada. Yani geçmişte burada yanardağ patlamış ve bu ada böyle oluşmuş. Bu kadar büyük çapta yeniden yanardağ oluşur mu bilmiyoruz.

Durum çok ciddi. Adamlar yeniden acil toplandı. Bizde toplanan bir kurum var mı bilmiyorum. Olsa gözümüze sokarlardı. Zaten haberi de Yunan televizyonundan alıyoruz.

Bu yanardağın patlaması halinde 6-7,5 şiddetinde bir deprem bekleniyor. Kıta fayına etkisi ne olur bilmiyoruz. Bizim ev dayanır mı bu depreme hiç bilmiyoruz. Bu rahatlık bizi öldürecek onu biliyoruz.
İzmirde yaşayan bir meslektaşımın yorumu
*
Olası bir deprem sonrası, bağımsız bir Türkiye bile kalmayabilir!
*
Aklı selim ile davranmak gerekmez mi?
ABD başta olmak üzere tüm emperyalistler ve uşakları Türkiye'de iktidarın değişmesini neden isterler diye kendinize sormak isabetli olmaz mıydı? 
Bu soruya vereceğiniz cevap size amelinizde rehberlik edecektir. 
*
Siması nurlu imiş diye az aldanmadı Ortadoğu insanı. 2 kreme, badem veya hindistancevizi yağına bakar o nur, sen sözüne, fiilin bak. Siması nurlu nicesi, nicesini perperişan etti. Nuru kim gördü de, kime ne pazarlıyor bu devirde. Dediğim gibi bir aydınlık sima ise nur sandığınız, yağla, bakımla kolay o iş, siz amele bakın. Allah ve din söylemi ile geçinen, mala mülke garkolanların alayından beri durmanız lehinizedir.
*
İlkeleri olmalı insanın. Liderine, o ilkelere ihtimamı ile orantılı bir tabiiyeti olmalı. Lideri mesela adaleti terk ettiğinde, onun hatasında, onunla olmamalı.

Bizim bu topraklarda ifrat ve tefrit çok revaçtadır. Ya dibine kadar sevgi ve itaat, ya da nefret ve muhalefet..
Atatürk, İnönü, Menderes, Özal ve Erdoğan misal.
Hata yapma payı verilmez sevenlerince ve sevmeyenlerince de doğru işleri asla olmamıştır.
Buralarda ilkeler değil, karizma ne diyorsa odur.
Bu böyle devam ettikçe de  burnu sürtülmeye devam eder buraların insanının. Kişi yönetir ya da yönetemez, başarmış veya başarısız olmuşlardan, ilkelere ve sisteme sıçramadıkça, tepemize bir binen hep olacaktır. Net.
*
"O gece tartışmıştık ve öylece uyuduk şimdi mezarını dahi bilmiyorum."
Eşini kaybeden bir depremzedenin acı dolu sözleri.
İktibas
Sevdiklerinizi üzmeyin!
Dünyada en ağır ceza vicdan azabıdır!
Allah giderlere rahmet eylesin, kalanlara ağız tadıyla hayırlı yaşamlar nasip eylesin. Amin
*
Aleyhisselam buyurdu ki: "Utanmıyorsan dilediğini işle"
Utanma mahrumları bu deyişi ruhsat olarak algıladılar!

Yorumlar 1
Osman güçlü 10 Şubat 2025 21:31

İsabetli olmuş günümüze ışık tutacak yazılar bunlar adaletsizlikte bir yarış var günümüzde utanmazsan dilediyini yap hadisine uyuyorlar utanmazsan kelimesini kaldırıyorlar dilediyini yap cümlesini emir telakki ediyorlar ve dilediklerinide yapıyorlar

Yazarın Diğer Yazıları