Ruh sahibi ve yaptığı işlerden, tercihlerinden sorumlu insan nesli, hazreti Adem ile başladı, evet, ama, Adem aleyhisselamdan önce yeryüzünde 40 farklı Adem'e biyolojik olarak benzeyen insan gibi canlı var olmuştur. Hazreti Adem ve eşi Havva olağanüstü bir varedilişle yaratıldılar ve birlikte dünyada yaşamaları murad edildi. Hakikati muhakkak Allah bilir, lakin Adem ve Havva evlatları, dünyada bu fizyolojik anlamda insanlarla birleşmiş ve çoğalmışlardır. Yani mesuliyet noktasında Adem'in evlatları, Adem ve Havva dünyaya geldikten sonra, insanoğlu olarak bilinmiş ve tüm o, insana benzeyen, ama daha önce, insan olarak vasıflanmayanlar da Adem nesli ile karışıp, ortak hayat ve geleceği yaşamışlardır. Önceki insana benzeyenlerden Adem evlatları ile birleşmeyenlerin hiç birinin nesli devam etmemiş ve tüm bu türler, Adem'in dünyaya gelmesi ile birlikte, insan olarak vasfedilerek, yaşamışlardır.
*
Güce talip olan cemaat, cemiyet ve kliklerin hepsi, istisnasız, bir gün emellerine kavuştuklarında, kendilerinden olmayanlara zulmedeceklerdir. Hiç kimse, yok, ama, benim cemaatim öyle değil demesin.
Bu sebeple devlet idaresi girişinde, vazife almak için, adım atarken, mensubiyetini kapı önünde bırakamayacak, kim olursa olsun, o ve onu içeri alan, topluma ihanet ehlinin en önde gidenleridirler.
Tüm cemaat, cemiyet, klik yapılanmalarının maddi varlıkları bağımsız denetime tabi tutulmalı ve siyaseten veya ekonomik anlamda kendine devlette hedef belirleyen tüm oluşumlarının mal varlıklarına el konulmalıdır.
Bu kadar net.
*
Kur'an'ı okurken, bu kitabın hem nazil olduğu kültürü ıslah ve hem de tüm insanlığa yönelik bir ilkesel kabul ve eylem dili ile metodolojisi olduğu hususlarını ihmal etmemek, Murad ı İlahi'yi algılama ve anlamlandırmanın öncelikli şartıdır.
Mesela yasakların tedrici bildirilmesi, içki ile ilgili yasaklama metodu örnek teşkil edecektir bu husus için.
Cahiliye Arabının kültürünü ıslah adına çok evliliği yasaklama metodu da başka bir metodoloji analizi konusu olacaktır gibi.
*
Yeni bir asgari ücret belirleme demindeyiz de işçisinden esirgediğini, falan filan vakıf ve derneklere peşkeş çekengillerin yaşadığı topraklarda huzur beklentisi ancak dinsizlerin tanrılarının karın gurultusudur.
*
Uyanık yurdum insanı!
Başına hukuki bir dert gelince, biraz a avukattan, biraz b ve biraz da sanal alemden topladığı bilgilerle sorununu kendi başına çözmeye çalışıp, eline ayağına dolaştırınca işi hakikaten bir profesyonel destek alması gerekir ve ama iş, içinden çıkılmaz bir duruma gelmiştir artık.
Sonra ah adalet şöyle bozuk, vah ülke böyle!
Gel biraz akıllı ol, bilmiyorum de, bilenden karşılığını vererek yardım al!
Olmaz, ben bilirim bu işleri!
E öyle ise, hallet ve bilenden de uzak dur.
Av. İsmail Arslan