İsmail ARSLAN

Bir Ramazan yazısı

İsmail ARSLAN

Son yıllarda hamd olsun tüm hatimlerim Arapça ve Türkçe beraberdir ki daha özelde de ayetlerde tefsire müracaat ederek Kur'an okuması yapmaya çalışıyorum. Özellikle yazmak istedim, böylesi verimli oluyor. Mealde Hasan Basri Çantay ve tefsirde de Celal Yıldırım'ı öneririm. Ayrıca rahmetli Prof. Dr. M. Zeki Duman Hocamın tefsirini okumayanlar çok ciddi kayıptalardır.
1 Haziran sonrası da emin olun, öncesinden farklı olmayacak. Bu virüs bitmeyecek. Bizde bitse, turistler getirecek son son ve sonrasında aşı maşı diye, her insana, muhtevası ve amacı sadece üretenlerce malum bir zıkkımı enjekte edecekler. Yani birileri neyi amaçladılar ise, ona ulaşmadan durmayacaklar.
Gönül isterdi ki idaremiz, tezgahtan, insanımızı koruyabilecek güçte olabilse idi, lakin bu hamle yerel mücadele ile savuşturulabilecek bir konu değil ve dünya maalesef bir zayıf insan döneminden geçmekte ve bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık genel dünya insanlarına hakim olmuş durumda.
Yani ne diyorsun mu dediniz: Herkes kendi sınavını yaşayacak derim. İyi insan olmak zorundayız.
Elektrik üretimi için şu ana kadar yapılmış ve yapılacak bütün yatırımları hikaye edecek tek bir projeden sizi haberdar etmek istedim ki, hiçbir iktidar yanaşmamıştır bu işe. Sebebini size bırakıp, projeyi söyleyeyim: Karadeniz Marmara arası boğazda ters akıntı var ve bu akıntı elektrik üretimi için kullanılsa tüm Avrupa'ya yetecek üretim mümkündür denilse ne derler ağalar beyler.
Bu topraklarda ne zamanki sivil toplum kuruluşları kendiliklerinden bir talep ve baskı olmadan, bizi bağımsız denetim kuruluşları denetlesin derler ise, işte o zaman memleket ileriye doğru bir hamle yapmış demektir derim.
Bu ümmetin "Peygamberin ölümünü kabullememek" diye tanımlanan bir sorunu var. "Ona inananlar bilsin ki; O öldü" denildiğinden bu yana "Hayır! O ölmedi" diyenler onun için "öldü" diyenleri hep susturdular, olmadı kusturdular.
Niçin böyle?
Çünkü, Onun ölümünü kabullenmek ile kabak gibi ortaya çıkacak ciddi bir vakıa var: 
Yorumun yorumunun yorumu ile örtülen ve defoluğu kanıksanan bir kabulün, yaşamı kuşatıcılığından ve dahası yaşamdan kopukluğuna dair bir gerçeklik.
Basit soru şu: İslam hak din ve Allah, İslam ile hayatını şekillendirenlere kesin bir huzur ve rıza vaat etmiş iken, Müslümanların bu acziyet ve rızasızlığı nedendir?
Cevap acaba, kabulü dayatılan din algısının, aslında İslamı Ortaçağa gömenlerin bir kurgusu olması olabilir mi?
Kutsal insanlar her yerde...
Kutsal semboller...
Tanrı vaizler...
Her köşedeler...
Tüm köşelerdeler...
Onu, Onunla susturmak en kolayıydı...
Onun adı levha levha her yere asılırken, kuşu ölen çocuğa taziyeye gitmesi, Ona en ağır hakaretleri edenleri, onu öldürmek isteyenleri şefkatle kucaklaması hiç anılmadığına göre...
Kin, nefret, öfke, hırs, haset ve mal ve saltanat sürekli her nesilde daha bir azarak büyüyor ise;
bu evet, aynen böylecedir.
Bir din vaizi, tebliğci ve nasihatçısının hayat standartı civarındaki insanlardan yüksek ise, onu kabul ile dinleyenin bir bisikleti veya evi barkı yok bir kiracı iken, o, villa ve son model araba sahibi ise, civarındakiler fatura ödemelerini yetiştiremeyen insanlar iken, o onlardan para/himmet beklentisinde ise, zenginler ve makam mevki sahipleri ile düşüp kalkıyor, hatta konumları itibarıyla onların melanetlerine ses çıkarmıyor ise; o nasihatçı işte yukarıdaki kişidir.
Ne zaman olgunlaşabiliriz?
Eğer fikrini icraatını sevmediğimiz birinden zuhur eden güzel işi alkışlayabilecek ve fikrimizden birinin kötü işini yerebilecek seviyeye gelebilir isek, o zaman. Mailis   Nalars Sarpust Yazıtları
İnsan doğmak nasip, insan olmak gayret, insan kalabilmek ise yürek ister. Mailis Nalars Sarpust Yazıtları MÖ 3433
Kürt İslam Teali Cemiyeti ne alemde bilen var mı?
Büyük Yahudi Krallığı hesabında Fetö sınıfta kaldı diye, Evangelistler bu davadan vaz mı geçecekler sanıldı?
İsa, göksel krallığı kuracak, ama bunun için önce vaadedilmiş topraklarda büyük yahudi krallığının kurulması gerekiyor itikadına Müslümanlar içinde hizmet için şu an en müsait yapı, malum Ali Sağir'in Kürt hanımından devam eden neslinden geleceği umulan mehdiyi bekleyenler olacak ki, kanaatimce yakın bir tarihte bunların uyuyan hücreleri şaşalı bir merasimle uyandırılacaklardır. Zira az buz inanırı yok bu itikadına. Mehdiyi bekleyenlere bir Mehdi ataması da haliyle tam onların işi olmaya namzet.

Yazarın Diğer Yazıları