Bir kısım insan şöyle düşünür bu memlekette: Bre şunun şurası yaşayacağımız hayat topu topu 50 sene. Ben mi kurtaracağım bu memleketi. Ne muhalif olacağım, akışına bırakıp, kendimin ve ailemin huzurundan gayrı ne dava edinecek mişim. Bunun da yolu pek tabii ki ne diyorlarsa böyüklerimiz, eyvallah demekten geçer. Ha diğer taraf mı? O kolay canım, bir şeyhe yaslanırım, o beni koyun cebinde sırattan geçirir nasıl olsa
Mali varlıklarını bağımsız denetime açmayan her dernek vakıf sendika oda vs STK kapatılmalıdır.
Başka da söze lüzum yoktur.
--
Tüm kurumlar kamu stk ayrımı olmaksızın etkin bir denetim dahilinde çalışmalı ve denetleyenler de denetlenmeli ve işin esası insana güven bazlı idare terk edilmeli. Her idari sistem, biri gidince bir başkası ile de aynı ilkelerle çalışmanın mümkün kılındığı bir yapıda kurgulanmalı. Denetime ihtiyaç duyulmayan bir mekanizma oluşturulana kadar ütopya bu olmalı.
--
İnsan insana iyi gelmeli. Gelmeyecekse, hiç gelmemeli. İktibas
Kim ki gitti, o zaten hiç gelmemişti. Mailis Nalars
--
Dünya Sağlık Örgütünün önerileri harici, kendimize özgü bir salgın mücadelesi veriyoruz ve iyi de yapıyoruz. Amerika, örgütten çekildi ve örgüt, yeni para kaynağı bulmak için, kancayı ülkeme attı. İstanbul'dan merkez bile açtı. Dünyada yaygın, sözü geçen sistemlere entegre olmanın, tam da bu zamanlarda isabetli olacağı fikriyle Hükümet, eğer bu sömürgen asalaklara destek verecek olursa, onları finanse etmeye karar verirse tarihi bir hata yapmış olacaktır.
--
Sevgili Okuyucu!
Bendeniz 44 yaşımda sağ taraftan felç geçirdim son sınav öncesi ve felçli olarak, tekerlekli sandalye ile girip sınava, mezun oldum Ankara Ün Hukuk Fakültesinden, stajımı taze felçli olarak yaptım ve halen felçli olarak % 81 engelli bir halde hak müdafii mesleğimi icra ediyorum, Yaş, statü, sağlık durumu önemli değil, okumak istiyorsanız okunasıdır hukuk, ancak bir alanda uzmanlaşmak ve başarılı olabilmek, mesleği hakkını vererek yapabilmek, ancak usta çırak ilişkisine, azme ve çok ciddi inanca, çalışmaya ihtiyaç duyuyor. Bendeniz vergi alanında çalışıyorum ve ustalarla bir aradayız. Ustalar olmasa cesaret edilebilecek bir alan değil vergi hukuku. Prensip olarak da asla haksız dava almamayı, işte o ustalardan talim ettim. Vergi kaçırma niyetinde olana, davasında haksız olana asla yardımcı olmuyoruz. Hakkı zayi edileni de en zor şartlarda dahi savunuyoruz. İştigal ettiğim alan bu hususta haklı ve haksızı mahkeme önüne gelmeden görebilmemizi sağlayan özel bir alan.
--
Bendeniz kırkımdan sonra hukuk okudum ya, benimkisi hikaya, siz asıl burayı okuyun. Prof. Dr. Dilek Dai Ozcengiz hocamızın paylaşımı.
'1979 yılında başladığım Ankara Tıp’tan 1985’te mezun oldum. Hayallerimi süsleyen mesleğim ve ilk tercihim olan okulum ile daima gurur duydum. Ağır ve bazen gaddar sayılabilecek zorlayıcı bir tıp eğitimi aldım. Bütün meslek hayatım boyunca bunun büyük yararını gördüm. Bütün hayatım boyunca bana mesleğimi sevdiren ve öğreten tıp öğretmenlerime minnet duydum.
Ankara Tıp’tan mezun olduğum 1.7.1985 tarihinden bu yana tam 35 yıl geçti. Yine Temmuz! Bugün 2015 yılında başladığım Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Bir yıl uzadı okulum. Her anını severek ve büyük bir haz alarak geçirdim bu 5 yılın. Cumhuriyetin ilk Üniversitesi’nden ve Atatürk’ün kürsüsünde konuşma yaptığı okulumla büyük kıvanç duydum.
Tam 35 yıl sonra bir yeni fakülte bitirmek bana çok şey kattı. Hukuk Fakültesi’ne başladığım sırada Çukurova Tıp’ta dekandım. Öğrencilik, egomu törpüledi ve öğrencilerimi daha iyi anlamamı sağladı. Bunları neden mi anlatıyorum? Gençler, lütfen bırakın şu yaş otuzbeş yolun yarısı eder söylemİni ve ne yapmak istiyorsanız asla geç olmadığını bilin.
Şimdi ne mi yapacağım? Çok işim var. Ülkeme ve insanıma hizmet etmek istiyorum. Yol nereye gider bilmem ama benim arzum yazmak ve okumak üstüne.
Ankara Hukuk’ta da güzel öğretmenlerim oldu. Onlar farkında mı bilmem ama hepsinden öğrendim. Verdiğiniz destek ve anlayış içİn çok teşekkür ederim..."
Yorumlar 1