İsmail ARSLAN

Affeden affedilir...

İsmail ARSLAN

Cennet onun olsa, girmesin kimse diye kapılarına köpek bağlayacak, o kadar kindar var ki aramızda, utanmadan cennet umarlar. 
Affetmeyenin, af umması beyhudedir. Örtmeyen örtülmez, Verene verilir.Üzeni üzerler. Bu dünyada kim kime, nasıl ve ne ile muamele ediyorsa, ahirette göreceği de farklı olmayacaktır. 
İbrahim Utruş anlatıyor: "Dicle kenarında Maruf Kerhî ile oturuyorduk. Bir sandal içinde def çalan, raks eden ve içki içen bir grup genç geçti. Dedim ki: "Şu isyankarlara beddua etseniz." Maruf ellerini kaldırdı ve: "İlahî, bunları dünyada neşelendirdiğin gibi, ahirette de neşelendir ." diye dua etti. Dedim ki: "Biz senden beddua etmeni istedik, dua değil." Şöyle karşılık verdi: "Şayet Allah, bunları ahirette neşelendirecek olursa, dünyada tevbe nasîb eder ve onların ahirette keyf etmelerinin de sana bir zararı olmaz. İşte bu bakış bize gereken bakıştır. 

Müslümanın öncelikli hedefi iyi insan olmaktır. İyi bir insan olmadan, asla iyi bir Müslüman olunmaz. Sapık fikirli, özü sözü bozuk olanların anlattığı dinden kimseye beş kuruşluk fayda gelmez. İtikadımızı düzeltmek, doğru şekilde dinimizi öğrenmek zorundayız. İman, İslam ve ihsan… Bunlar dört dörtlük öğrenilmeli ve tatbikat da doğru bilgi ve uygulama üzerine olmalı. Aksi halde sapkın ve azgın zalimlerin iğfalinden kurtuluş mümkün olmayacaktır. 

Günah işliyorlar diye müslümanları öldüren kafalar hep sapık yerlerden din öğrenmiş olanlardır ki en başta tekrar vurgulayalım amaç iyi insan olmak olmalı. Bu olmadan olan ne olursa insanlığın hayrına asla olmaz. 

Zerre kadar merhamet zayi olmaz. Hiç şaşırmayın, yarın o koca cennet, sokak hayvanlarına şu kış günü, su, yemek verenler ile tıklım tıklım dolduğunda, ama ben şöyle vird çektim diyenlerin esamesi bile okunmadığında. 

İnsanda din geliştikçe vicdan ve ahlakta gelişme olmalı, olmuyorsa bu din algısında sakatlık vardır. Daha doğrusu bu din değil, helvadan yaptığı tanrısını, ilk secdede yiyenin gönül eğlentisidir. Vicdan hakkın ayak izini takip eder. Heva ise hakkın varlığından rahatsızdır. Ben nereye gidiyorum diyen vicdanının yönünü bakmalı.

Bu bağlamda 2023 cumhuriyetin yüzüncü yılı kapsamında geniş anlamda devlete yönelik işlenen suçlar bağlantılı bir af çalışması mümkün olacaktır. Fetö, PKK iltisaklı mahkumiyetler için gibi. Lakin ne ödenmeyen vergiyi ve ne de ülkeye kast edenleri affetmek devletin var oluş gayesine uygun yaklaşım değildir. Kişilere yönelik suçları affetmek ise asla gündeme bile gelemez. O, ancak fiilin muhatabı ile, suçlu arasındaki bir anlaşma ile mümkün olabilir.
 

Yazarın Diğer Yazıları