İlhan AKKURT

DEVLET YENİDEN YAPILANDIRILIRKEN-1

İlhan AKKURT

1500’lü yıllardan sonra Avrupa’da kilisenin taasuplarına karşı başlayan gelişmeler adeta bir akıl çağının başlamasına yol açtı. Dinin mantıksızlığına karşı başka bir yol da zaten kalmamıştı. Çünkü elde kalan tek kaynak insan araştırmalarının akılla yorumlanmadır. İnsanlar dünyayı dolaştıkça yeni şeyler öğreniyor ve kilisenin uygulamalarının ve doğmalarının sakatlıklarını daha iyi anlıyordu. Tabi böyle bir dinin mantıksızlığını görüp ondan uzaklaşan insan için yeni dini yorumlar-reform, akılcılık-laiklik ve dünyevileşmekten başka bir yol kalmıyor. Çünkü dünyanın diğer bölgelerindeki faklı din ve yönetimlerin de durumu çok farklı değildi.

Dinin yanlış yorum ve taassuplarından kurtuldukça, aklın el verdiği ölçüde ve bilimin ışığında devlet yapısında da yeni anlayışlar ortaya çıkarak, tek bir aileye dayanan feodal yönetim şekilleri değişmiş, cumhuriyetten demokrasiye doğru yeni yönetim anlayışları türemiştir. Bu ara Avrupa’da yeni kıtalar keşfedilmiş, kıtalar arası ticaret gelişerek buna bağlı olarak büyük zenginlikler ve güçlü devletler ortaya çıkmıştır. Dini ağırlıklı eğitim yerine, müspet akla dayanan bilimsel eğitime geçilmesiyle de gelişen ilimle, yeni bilimsel icatlar ortaya çıkmasıyla gücüne güc katan Avrupa, 1000 yıldan beri dünyadaki tek güç merkezi olan Selçuklu-Osmanlı Türk hâkimiyetine karşı atağa geçmiştir.

Bu atak cephede askeri cephede, hem de fikri-ilmi-siyasi hayatta yeni dünya görüşü olarak her alana yayılmıştır. Silah icat edilerek mertlik bozulmuş olup, askeri alanda tam bir bozgun yaşanarak tek tek her cephede tam bir hezimet ortaya çıkmıştır. Siyasi alanda ortaya çıkan milliyetçilik akımları da bu hezimeti hızlandırmıştır. Bu ara gelenekle fazla harmanlaşan İslam düşüncesiyle çağın gelişmeleri yeterince yorumlanamamış ve Avrupa’nın oyunlarıyla da din, Osmanlı insanları arasında ortak payda olma özelliğini yitirmeye başlamıştır.

Tabi bu hezimetler Osmanlı insanını çözüm yolları düşündürmeye ve Avrupa karşısında nasıl tutunabileceğimizi tartışmaya başlanmıştır. Uzatmayalım bütün bu arayışların sonunda ortaya iki akım çıkmıştır. Birincisi, kurtuluşun her alanda Avrupalı gibi olmak, İslam’dan uzaklaşmak ve milliyetçiliğe sarılmak, ikicisi İslam’dan uzaklaşmadan bilimde ve yönetim de Avrupalı olmak yolunu seçmiştir. Bu ara Osmanlı idarecileri Avrupa’yı bilimsel ve idari gelişmelerde yakalamak için büyük bir çaba içine girerek, yeni eğitim kurumları ve idari yenilikler başlanmıştır.
 
Karşısında kendilerine engel olacak ciddi bir güç kalmayınca başladılar dünyayı işgallerle talan etmeye. I.Dünya Savaşı gelip çatmış, ülkemiz tam bir işgal altına girip paramparça edilmiştir. M. Kemal önderliğinde verilen kurtuluş mücadelesi sonunda, ufak bir toprak parçasını kurtararak, Anadolu’da tekrar bağımsızlığımızı elde edip yeni bir devlet kurduk. Yeni devletin kurucuları, çözümün her alanda Avrupalı gibi oulması gereğine inanan birinci yolu tercih etmişlerdi. Hep birlikte büyük bir çaba ile verilen kurtuluş mücadelesi sonun da birileri kahraman diğerleri hain ilan edilmiş, devlet müesseselerinden kovulmuş, genelde devletle kültür, ırk ve dini sorunları olanların sahip çıktığı yeni ideoloji yapılanmasından dışlanarak adeta devlete küstürülmüşlerdir. Böylece ülkede yıllar süren bir ayrışma yaşanarak bu mücadele sol-Kemalist-İttihatçı ve sağ-İslamcı anlayışı ile günümüze kadar sürmüştür. Geçen yıllarda ülke yönetimi ve insanı, her alanda Avrupalı olabilmesi için büyük baskı altında kalmıştır. Böylece her alanda Avrupalı gibi olmak ve yaşamak için adeta can atan nesiller ortaya çıkmıştır. Önce Batı ittifakı olan Nato’ya girilmiş, daha sonra da Avrupa Birliğine girmek için adeta kapısında yalvarılmış, her istedikleri yapılmış ancak bir türlü bünyelerine bizi almamışlardırlar. Biz kapılarında çaresiz aşık gibi yalvardıkça, onlar bizi oyalamış, her türlü melaneti başımıza açmışlar, ülkemizi bölüp parçalamak için ellerinden geleni yapmışlardır. Siz ne kadar onlara aşık olsanız da, her dediklerine okey demedikten sonra gavur gavurluğuna devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları