İhsan ÖZKAN

Sen Kimsin?

İhsan ÖZKAN


‘Ahmet sen kimsin?’

‘Ben Ahmet.’

‘Ahmet sen kimsin?’

‘Dedim ya hocam, ben Ahmet.’

‘Onu demiyorum, sen kimsin?’

‘Babamın oğluyum.’

‘Onu da demiyorum.’

‘Ne diyorsunuz hocam?’

‘Sen kimsin diye soruyorum.’

‘Bende söylüyorum, ama anlamıyorsunuz hocam. Dışarıda yoldan birini çevirelim, sen kimsin diye soralım. Adını söyler. Öyle değil mi?’

‘Ama şu anda dışarıda değil sınıftayız ve ilmi bir mesele konuşuyoruz. Öyle değil mi?’

‘Haklısınız hocam.’

‘O zaman bir daha soruyorum, sen kimsin Ahmet?’

‘Ben size sorayım hocam, siz kimsiniz?’

‘Hayır, önce ben sordum. Sana cevabı buldurmaya çalışalım, ondan sonra sana kim olduğumu anlatmaya çalışayım.’

‘ Hocam ya, ama siz öğretmensiniz. Bilmediğimiz konuları bize öğretmeniz gerekmez mi?’

‘Ben de öyle yapıyorum zaten. Bilmediğin bir konuyu aslında önceden bildiğini ve şimdi hatırlaman gerektiğini söylemeye çalışıyorum.’

‘Offff hocam kafamı iyice karıştırdınız.’

‘Amacım da bu zaten.’

‘Hocam kafam karışınca strese giriyorum ama böyle yapmayın lütfen.’

‘Hazır cevapları duymaya alışınca insan öğrendiği şeyin değerini anlamıyor, biraz emek harcamak lazım. Kafa karışıklığı normalde insanı strese sokmaz. Aksine bilmediği bir konuyu öğrenme iştiyakıyla hareket eder ve araştırmaya girişir.’

‘Bir daha soruyorum. Ahmet, sen kimsin?’

‘Ben, şuanda kafayı yemek üzere olan zavallı bir meczubum hocam.’

‘Şimdi biraz ışık göründü işte!’

‘Ben delirince iyice aydınlık içinde kalırsınız hocam.’

‘Kızma Ahmet, sen böyle ilgiyle sorularıma cevap vermeye çalış. Hayatın boyunca unutamayacağın deneyim kazanacaksın.’

‘Peki, hocam, şimdi daha sakinim.’

‘Tekrar soruyorum Ahmet, sen kimsin.’

‘Hocam, normalde soruları biz sorup sizin cevaplamanız lazım değil mi?’

‘Evet, doğru söyledin. Normalde öyle. Fakat sizin bazı konulara çok ehemmiyet vermeniz gerekirken hiç önemsemediğinizi görünce bende merak uyandırmaya çalışıyorum.’

‘Merak uyandırma konusunda gerçekten iyisiniz Hocam.’

‘Merak, ilmin hocasıdır. Bunu sağlıyorsam ne mutlu bana!’

‘Şimdi tekrar soruyorum, sen kimsin.’

‘Ben benim hocam.’

‘Sen böyle deyince aklıma bir kıssa geldi. Allah (cc) nefse sorar; sen kimsin, ben kimim? Nefis; “ene ene, ente ente; sen sensin, ben benim” der. Keyfiyeti Allah (cc) tarafınca bilinen bir süre, ateşle terbiye görür. Sonra Rab yine sorar, cevap değişmez. Bu defalarca tekrarlanır, her defasında cevap aynıdır; Nefis;  “Sen sensin, ben benim” der. Ateşle terbiyede sıratı müstakime girmemekte direnen nefsi, Rab bu defa açlık imtihanına sokar. Soru yinelenir; sen kimsin, ben kimim? Rabbi karşısında durduğu yeri ve duruş şeklini bilemeyen nefis, asıl şekline dönmüştür.

“Ya Rab ben aciz, fakir bir kulunum, sen benim Rabbimsin.” 

‘Nefis, kim olduğunu aç kalınca öğrenmiş yani. Benimde mi aç kalmam mı lazım?’

‘İnsan nimetin kıymetini, onu kaybedince anlıyor. Bu yüzden Yüce Allah insan kendine gelsin diye onu çeşitli durumlarla imtihan ediyor. Bakara suresi 155. Ayeti kerime de Rabbimiz şöyle buyuruyor: Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.’

‘Yani başımıza bir sıkıntı geliyorsa, aslında bu kendimize gelmek, kendimizi bilmek ve tanımak için mi Hocam?

‘Evet, Yüce Allah başımıza neyin gelmesini takdir ediyorsa aslında bizim iyiliğimiz içindir. Kendimize gelmemiz, kendimizi tanımamız içindir. Bunu da ancak Allah’ın salih ve hikmetli kulları anlar. Şimdi tekrar sorayım. Sen kimsin? 

‘Hocam, ben Allah’ın aciz, fakir, zavallı bir kuluyum.’

‘Müthişsin Ahmet, çok güzel ilerliyoruz.’

‘Peki, neden Allah’ın aciz, zavallı ve fakir bir kulsun.’

‘Valla bilmiyorum hocam, biraz önce anlattığınız nefis olayından kopya çektim.’

‘Biraz, düşün bakalım.’

‘Hocam acizim, çünkü Allah’ın yanında benim gücümün esamesi okunmaz.’

‘Harika gidiyoruz.’

‘Harika gidiyoruz da hocam benim devreler çok zorlanıyor. Her an şartel atabilir.’

‘Bir şey olmaz. Beyinde kas gibidir. Kullandıkça güçlenir.’

‘Acizim, çünkü Allah her istediğini yapıyor. Ama ben yapamıyorum.’

‘Niye her istediğini yapamıyorsun?’

‘Gücüm yetmiyor hocam.’

‘Mesela ne istiyorsun da gücün yetmiyor.’

‘Bir arabam bir villam olsun istiyorum hocam.’

‘Arabası, villası olan bir sürü adam var. Onlar her istediğini yapabiliyor mu?’

‘Yapamaz hocam. Mesela bir suç işlese hapse girer. Ben hapse girmeyi reddediyorum diyemez.’

‘Demek ki insan bir arada yaşayabilmek için mecburen yaşadığı toplumun kurallarına uyacak. Yüce Allah’sa insan gibi değildir, hiç kimse ona sınır koyamaz. Kendi koyduğu kuralların, kanunların mahkûmu değildir. Ancak  Enam suresi 54.Ayeti kerimede güzeller güzeli Rabbimiz Rahmeti kendine şart kıldığını söylüyor. Yani bütün varlığa merhametiyle muamele ettiğine ve edeceğine söz veriyor. İstese dilediği gibi keyfi davranabilir. Ya da rahmetini esirgeyerek sadece adaletle davranabilir. Ancak öyle yapmıyor. Ne güzel Rabbimiz var, ne kadar şanslıyız değil mi?’

‘Siz bir derste Kulluğun zirvesi namazda secde anıdır demiştiniz. Yani secde de acizliğimizi Rabbimize göstermiş oluyoruz. Şimdi daha iyi anladım hocam. Peki, sen kimsin sorusuna sadece Allah’ın kuluyum demek yeterli mi hocam?’
‘Kişiye göre değişir. Kendisini gözlemlemesine ve nefis muhasebesine bağlı, sana tavsiyem her gün akşam yarım saat kendini gözlemlemeye ve nefis muhasebesine zaman ayır. Duygularını da bir yere yaz. Kendine sık sık nasıl biriyim ya da nasıl biri olmam gerekir, nelere değer veriyorum, nelere daha çok değer vermem gerekir, öncelik sıralamam ne, Allah’ın iyi bir kulu nasıl olunur? Gibi sorular sor ve cevaplamaya çalış. Ne kadar geliştiğine çok şaşıracaksın!’ 
 

Yorumlar 1
Ahmet Bilal YAPICI 11 Ekim 2024 17:46

Gerçekten çok iyi tebrik ederim

Yazarın Diğer Yazıları