İhsan ÖZKAN

Akıllı İnsan Kimdir?

İhsan ÖZKAN

Gerçeklik insana bazı çağrılarda bulunur. Mesela gel beni bul der. Bulmak için önce aramalıyız. Ararken de en önemli enstrümanımız akıldır. Aklı doğru kullanabilirsek gerçekliğin çağrısına da cevap verebiliriz. İnsan sevgi, merhamet, ilim, bilgelik, sanat, maneviyatla gerçekliğin çağrısına cevap verir. Akıl, varlığın idrak edilebilir düzenini ortaya çıkarmamızı sağlar. Cismanî varlığımızı aşmaya, dünya ve ahiret arasında ahlakî bir bağ kurmamızı sağlamaya; Ahlak, adalet ve özgürlüğe dayalı bir düzen kurmaya davet eder.

Kuran, insanın gerçekliğin çağrısına anlamlı bir cevap vermesi için aklını doğru kullanmasını ister. Ayrıca aklın fıtrat ve vicdana uygun bir şekilde çalışmasını sağlayarak kimliğini oluşturmasını ister. Varlığın hakikatini olduğu gibi tanımamızı ve onu Allah’ın bize yüklediği bir ‘’sorumluluk’’ (emanet) olarak görmemizi ister. Emanet, güvendiğin emin olduğun varlığa verilir. Yüce Allah insanoğluna güvendi, ona umut bağladı. İnsan her günah işlediğinde, kâinatın ve kendisinin düzenini her bozduğunda bu güvene ihanet ediyor. Allah’ın verdiği emaneti koruyarak onun bize yüklediği yeryüzü halifeliğine (vekâlete) ihanet etmemiş oluruz. Böylece İslam kelimesinin sözlük anlamı olan Allah’a teslim olma eylemini gerçekleştirmemiş oluruz. İnsan varoluşunun sınırlarını aşan, bizi mutlak ve sonsuza bağlayan her türlü teslimiyet davranışı gösterdiğinde ibadet ortaya çıkar.  

Kuranî düşünme tarzı deneysel, rasyonalist, sistematik, pedagojik, analitik veya betimleyici değildir. Aynı anda bunların hepsi ve hiç biridir. Kuran kavramsal analizi ahlaki yargıyla, deneysel gözlemi manevi tecrübeyle, tarihsel anlatıyı uhrevi beklentiyle, soyut düşünceyi emir ve yasaklarla birleştirir. Kuran, insanoğlu için öncelikle bir rehberdir (hidayet)(Bakara2:2) ve bizi cehaletten bilgiye, karanlıktan ışığa, adaletsizlik ve zulümden özgürlüğe götürmeyi hedefler. Bunlarla birlikte en önemli vurgu eksik olduğumuzun bilincinde olmaktır. Eksik olan mutlaka hata ve kusur işler. Bir şeyleri yanlış yapar. Bu yüzden Yüce Allah her türlü eksiklikten, noksanlıktan münezzehtir. Eksik olan mutlaka kötülükle karşı karşıya kalır. Sadece tam olan, mükemmel varlık olan Yüce Allah iyinin, tamlığın, güzelliğin, doğruluğun kaynağıdır. Eksik olanın güzelliğinde de mutlaka kusur olur. 

Kurandaki akıl kavramı deneysel ve kavramsal olandan ahlaki ve manevi olana kadar tüm alanlara uzanır. Akıllı olmak zulüm ve adaletsizliği reddetmek ve ilahi adalet çağrısını kucaklamak anlamına gelir. Peygamber efendimiz akıllı insan ‘’nefsini kontrol eden ve öbür dünyaya hazırlayan’’ aciz insanı ise ‘’nefsini kötü arzularına tabi kılan ve Allah’a kuru ümit besleyen’’  kişi olarak tanımlamıştır (Tirmizi, Kıyamet, 25). Aciz insan aklını kullanmayan insandır. Yaşlıların kaldığı yere Dar’ul Aceze denir. Çünkü yaşlılar günlük ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli bedensel ve aklî güce sahip değildir. Rum suresi 54.ayeti kerimede Yüce Allah ‘’Sizi güçsüz bir halde yaratan, güçsüzlükten sonra size kuvvet veren, kuvvetli döneminizden sonra sizi tekrar güçsüz ve saçı başı ağarmış ihtiyar hâline getiren Allah’tır. O, dilediğini yaratır. Çünkü O, her şeyi hakkıyla bilen ve her şeye gücü yetendir.’’ buyuruyor. İnsan yaşlanınca çocukluğuna geri döner ve acizleşir. Vücudunu ve organlarını düzgün kullanamaz. 
 

Akıllı kimdir? Bir Hadis-i şerifte, ‘’Akıllı, Allah’a ve Peygambere inanıp ibadetlerini yapandır’’ (Beyhâkî, Şuabu’l- İman, 4/159) buyuruluyor. Demek ki iman etmeyen veya inandığı halde ibadet etmeyenin aklı tam değildir. İnanıp ibadet edenler arasında en akıllı kimdir? Hadis-i şerifte, ‘’En akıllı, Allahü teâlâdan en çok korkandır’’ (Aclûnî, Keşfü’l-hafâ’, II, 249) buyuruluyor. Kur’an-ı kerimde ise mealen, ‘’Allah’tan en çok korkan âlimlerdir’’ buyuruluyor. Peygamber efendimize soruluyor:
-Ya Resulallah en âlim kimdir?
-En akıllı olandır.
-En çok kim ibadet eder?
-Aklı en çok olan
-En faziletli kimdir?
-Aklı en üstün olandır. (Hadislerle İslam, Cilt 1, s.594, Diyanet Yayınevi)

Demek ki ilmi ve ibadeti çok olan daha akıllıdır. Bir kimsenin akıllı olduğu nasıl bilineceği sual edildiğinde Peygamber efendimiz, ‘’Haramlardan daha çok kaçan, hayırlı işlere daha çok koşan daha akıllıdır’’ buyurdu. (Hadislerle İslam, Cilt 5, s.90, Diyanet Yayınevi)

Âişe validemiz Peygamberimize şöyle sordu:
-Ya Resulallah üstün olmanın ölçüsü nedir?
-Akıldır. Aklı çok olan daha üstündür.
-Herkesin üstünlüğü yaptığı işe göre ölçülmez mi? İyi iş yapan daha kıymetli değil mi?
-Ya Âişe, insanlar akıllarından daha fazla mı iş yaparlar? Herkes aklı nispetinde iyi iş yapar, ona göre de mükafatını alır. (Gazali, İhya, 1/213)

İbni Abbas hazretleri de, ‘’Aklın başı, kendinden aşağıda görünen kimselere tevazu göstermek, düşündükten sonra konuşmaktır. Akılsızlığın başı ise, kendini beğenmek, lüzumsuz yere konuşmak ve kendisinin yaptığı şeylerde insanları ayıplamaktır’’ buyurdu. Hadis-i şerifte, ‘’Akıllı şu kimsedir ki, açıkta yapınca utanacağı işi gizli yerde de yapmaz’’ buyuruldu. 

Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Her şeyin bir direği vardır. Müminin direği ise akıldır. Kişi aklı nispetinde ibadet eder.” 

"Her şeyin bir âleti, bir hazırlık ve istidadı var; müminin âleti akıldır. Her şeyin bir biniti var; kişinin biniti akıldır. Her şeyin bir direği var; dinin direği akıldır. Her kavmin bir dayanağı var; ibadetin dayanağı akıldır. Her kavmi bir çağıran var; âbidleri ibadete çağıran akıldır. Her tacirin bir sermayesi var; müçtehitlerin sermayesi akıldır. Her ailenin bir idarecisi var; Sıddıklar evinin bakıcısı akıldır. Her harabenin bir tamircisi var; ahreti imar eden akıldır. Herkesin kendisini andıracak olan ardından bir geleni var; Sıddıkları andıracak olan akıldır. Her yolcunun bir çadırı var; müminin çadırı akıldır." (Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed el-Gazali, İhyau Ulumu’d-Din, s. 109).
 

Yazarın Diğer Yazıları