İhsan ÖZKAN

Ah Gençlik-2

İhsan ÖZKAN

Gençlerimizin hatta yaşlılarımızın kısacası herkesin en büyük sorunlarından biri ekran bağımlılığı oldu.

5-Ekran bağımlılığı:  Psikologlar  "0-3 yaş grubu ekranla tanışmamalı, 3-6 yaş arası 30 dakika, ilköğretim 45 dakika, ortaöğretim 1 saat ve lise çağındaki gençler ise 2 saatten fazla ekran karşısında kalmamalı" diyor.

Televizyon ve internet kullanımı yüzünden erken öğrenmeler söz konusu olduğu için erken ergenlikler, erken uyarılmalar ortaya çıkıyor. Çocuklar çocukluklarını yaşamadan yetişkinlerin dünyasına giriyorlar. Bugün ergenliğin bu kadar uzamasının en büyük nedeni budur. Ergenlik döneminin 12-13 yaşında başlayıp 18 yaşında bitmesi gerekirken, bugün gelişim psikolojisinin 9 yaşında başlayıp 30 yaşına kadar devam ettiği görülüyor. Çocukların ve gençlerin ekran karşısında ideal kalma süresi; okul öncesi 3-6 yaş grubundaki çocuklar için 30 dakika,  ilköğretim grubu için 45 dakika, ortaöğretim 1 saat ve lisedeki gençler için ise 2 saat olarak tavsiye ediliyor.

Ekran karşısında kalan 0-3 yaş grubundaki çocukların, bağımlılığa dönüşmesinden öte öncelikle beyninde büyük zararlar oluşuyor. Bu yaşlarda beyin gelişimi çok hızlı ilerliyor. Bu dönemde çocukların 5 duyu organlarını aktif bir şekilde kullanmamaları veya birini kullanmayıp diğerini daha fazla kullanması beynin gelişmesinde sıkıntıya yol açıyor.  Ekranla kurulan ilişkide 5 duyu organı kullanılmıyor; göz var, kulak var ama dokunmak, tatmak, koklamak yok. Bu organlar çalışmadığı için beynin gelişmesi sıkıntılı oluyor. Burada ebeveynlere önemli görevler düşüyor. Anne-babanın en önemli görevi çocuğu imanlı yetiştirmek, hayata hazırlamaktır. Bebeklik döneminden itibaren çocuğun zihinsel gelişimine yönelik alternatiflerle geliştirilmeli; çocuğun hayatı işitsel, duyusal, hareket anlamında zenginleştirilmeli. 

Ekran bağımlılığı beynin fiziksel yapısını olumsuz etkiliyor, mesela çizgi filmlerde görüntü 3 saniyede bir değişmesi lazım ki çocuğu ekran başında tutabilsin. Ama hayat bu kadar hızlı akmıyor. Hayat bu kadar hızlı akmazken çocuk televizyonda akan hızlı bir hayatı izleyince normal ortama döndüğünde afallıyor. Adapte olmakta problem yaşıyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu söz konusu olmaya başlıyor. Hayatın günlük ritmine, yavaşlığına alışamıyor çocuklar. Ondan sonra okula başlayan bu çocuklar ders dinleyemiyorlar. Normal bir ilişki kurmak istediklerinde ilişki kuramıyorlar. Her şeyden çok çabuk sıkılıyorlar. Çünkü ekranda çok hızlı geçen sınırsız bir içerik var. Gerçek hayatın kurallarına adapte olamıyorlar. Biz eğitimciler bunları defalarca tecrübe ediyoruz maalesef. 

Pratik anlamda 0-3 yaş grubundaki çocukların ekranla tanışmaması gerekiyor. O güzelim körpe kuzularımız oyun oynamaları, etrafındaki cisimleri tanımaları ve dokunmaları, anne babasıyla ve kardeşleriyle bağ kurmaları gerekirken ekran karşısında uyuşturuluyor. Böyle bir bebeklik geçiren gençlerimiz büyüdüklerinde uslanmaz bir ekran bağımlısı olup çıkıyor.

            Anadolu Ajansının 04.07.2020 tarihinde yayınladığı haberde We Are Social/Hootsuite'in "Digital 2020" raporundaki verilere göre Türkiye de  bir günde kişi başı ortalama internette geçen süre 7 saat 29 dakika. (https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/turkiyede-gunde-ortalama-7-saat-29-dakika-internette-geciyor/1899392) Bu süre gençlerde 2 saat daha uzuyor. Türkiye’de Gençlerin ortalama on saate yakın uyuduğu tahmin ediliyor. Dokuz buçuk saat te ekran karşısında geçiriyorsa toplam 19,5 saat ediyor. Bir günden geriye dört buçuk saat kalıyor.

            Peki, bu kadar ekran karşısında vakit geçiren gençlerimiz de ne gibi sıkıntılar ortaya çıkıyor:   

  • Ekran bağımlılığı olan gençlerde (günde iki saatten fazla kullananlar) depresyona girme oranları çok yüksek. 

  • Çocuk sosyalleşirken çok büyük sorunlar yaşıyor. Gençlerin kişisel gelişimini sağlamak için sosyalleşmeye ve arkadaş ortamına ihtiyacı var. Yeri gelecek arkadaşıyla tartışacak, yeri gelir kavga edecek, yeri gelir barışacak. Böylelikle hayatın bir bölümünü tecrübe edecek. İnsan ilişkileri konusunda kendini geliştirecek. Ancak ekran bağımlısı olan gençler kendini arkadaş ortamına girmek zorunda mecbur hissetmiyor, bencil oluyor. Çünkü en büyük arkadaşı cep telefonu daima hazır ve nazır cebinde bekliyor. 

  • Ekran kullanımı ebeveynler tarafından ya da başka nedenlerle kısıtlandığında sinirlilik, kaygı ya da öfke patlaması gibi yoksunluk belirtileri görülüyor.

  • Gençler ekran dışındaki aktivitelere karşı ilgisini gitgide kaybediyor. Mesela önceden çok sevdiği yemeği yemek için ailenin lokantaya gidelim teklifine bile cazip bakmıyor. Çocuk, paket yaptırın eve getirin diyor. Eskiden çocuklara anneleri içeri gel diye bağırıyordu, şimdi dışarı çık diye. 

  • Dikkat eksikliği ve öğrenme bozuklukları gençlerde gitgide artıyor.

  • Şizofren gibi ağır Psikiyatrik rahatsızlıkların ilk adımları atılıyor.

  •  Dikkat ederseniz ekran bağımlısı olan gençlerde çok fazla kaygı var. Çünkü yaptığı şeyin sıkıntılı bir durum olduğunu ruh fark ediyor ve kişi kaygılı oluyor. Aslında bu da bir nimettir. Erken uyarı sistemi devreye giriyor.

  •  Biz öğretmenler gibi her anne baba, ekran bağımlısı gençlerdeki konuşma becerisinin nasıl gerilediğinin bizzat şahididir. Düzgün cümle kurma konusunda çok sıkıntı çekerler. Uyuşturucu almış gibi. 

  • Böyle gençlerde yemek yeme ve uyku problemleri de çok sık görülüyor.

  • Ekran bağımlısı gençlerin din, iman gibi hiçbir kaygısı, değeri olmuyor. Anne-babasına, kardeşlerine bile çok kötü davranıyor.

  • Özellikle sosyal medyayı çok kullanan gençler, küresel güçlerin aileyi ve bireyi ifsat etmek için propaganda aracı olarak kullandıkları internet ağının içine takılıp kalıyorlar. Daha sonra da LGBT, cinsiyetsizlik gibi sapkın anlayışlar hızla yayılıyor, erkeklerin kadın gibi kadınlarında erkek gibi davranmasını sağlıyorlar. 

Yorumlar 3
Ertan Ünlü 30 Ocak 2025 15:28

Yüreğine sağlık reis

Adem Demir 30 Ocak 2025 14:20

Eyvallah İhsan kardeşim.

Osman Ezim 30 Ocak 2025 14:20

Benim oğlum da aynı verdik tableti telefonu şimdi önüne geçemiyoruz Allah sonumuzu hayır etsin

Yazarın Diğer Yazıları