Gazze bir kan gölü!
Bir avuç Müslüman yedi düvele karşı varlık cihadı icerisinde!
Kundaktaki bebeklere varıncaya kadar bir toplum göz göre göre katlediliyor!
Medeniyet timsali(!) Ve insan hakları savunucusu(!) avrupa ellerini ovuştura ovuştura seyrediyor bu vahşet tablosunu!
İki buçuk milyar olduğu var sayılan Müslüman toplumlar da bir film seyreder gibi seyrediyor maalesef.
Mevzii bir kaç yerden çıkan kimi tepkiler de sadra şifa olamıyor.
Neden bu kadar duyarsız bu insanlık, özelde de İslam toplumları?
Aklıma zihin işgalinden başka bir cevap gelmiyor maalesef,
Zihinlerimizi şgal ettirmişiz mal, can, konfor vs. Bir takım çıkar ya da alışkanlıklarımızı kaybetme endişesiyle
Zhinlerin işgali ülkelerin işgalinden daha çetin bir travmadir toplumlar için.
Ülkesi işgal edilen yada edilmeye çalışılan durumlarda insanlar yek vücut olup ölüm pahasına direnir düşmana karşı.
Çünkü ülkeler işgal edilirken düşman da bellidir dost da, ortaya konulan hareketler de.
O zaman tüm inanç, düşünce, ırk ve benzeri tüm ayrılık ve gayriliklar unutulur ve yek vücut olur insanlar bunu tarihimizden ve insanlık tarihi okumalarimızdan anlıyoruz.
Zihinler ise sinsi sinsi işgal edilir; adına ilim denilir, teknoloji denilir, ekonomi denilir, özgürlük denilir ve daha nice cazip isimler takılır istila silahlarına
ve öyle bir zaman gelir ki alışkanlıklarımızı kazandığımız seyleri kaybetmemek adına zihnimizi işgal edenlerin gönüllü kölesi durumuna düşeriz farkında bile olmadan.
İçinde bulunduğunuz zilleti izzet zannederek, celladına aşık olmuş zavallılar gibi onları savunuruz durumun farkında olanlara karşı.
Öyleki bu işgal evimizde, ailemizde, eşimiz ve çocuklarımızla da çatışmanın, derin bir ruh gurbetinin içine sürükler bizleri.
Ben merkezli yaşayan ve fıtratta var olan merhamet, adalet, yardımlaşma ve benzeri insanı duyguları da gereksiz ve hatta tehlikeli birer yük olarak görmeye başlarız.
Bu ise bu gün olduğu gibi etrafımızda olup bitenlere, yardım çığlıklarına, parçalanan bedenlere, yakılıp yikilan ülkelere ve toplumlara karşı vicdanen kör, sağır ve dilsiz, bana değmeyen yılan bin yaşasın diyecek bir konuma sürükler bizleri.
Zihinlerimizi vahyin nuru ile her türlü bâtılın işgalinden kurtaramadikca bırakın başka mazlumlara destek olmayı kendisine dahi faydası olmayan, insanlıktan kurtulmuş acaib ve sürüngen varlıklar haline dönüşürüz vesselam...