Akla Ziyan Hayaller
hayâl atım dur bilmez kapanmaz gönül gözüm
hayretimi kışkırtan garip tablolar gördüm
gördüm ki her tabloda bir başka esrar saklı
gönül gözü perdeli bakar âmâlar gördüm
derinlik nedir bilmez mesafeden habersiz
deryaları beğenmez nice sığ çaylar gördüm
muhabbet damarından coşku ile akarken
yatağı çöle dönmüş mahzun ırmaklar gördüm
ırmağa dargın sular menzile dargın yollar
peteğe zehir kusan gafil arılar gördüm
harfler kaleme küskün diller kelâma küskün
yürek selâma küskün çıkmaz sedalar gördüm
karnı tok sırtı pekce ve bedeni nazikce
zevkine tutsak olmuş nankör gedâlar gördüm
bir vadi dolusunu elde ettiği halde
başka vadi arayan doymaz arzular gördüm
etrafını ışıtmak için yanıp tutuşan
öz canı karanlıkta şaşkın çerağlar gördüm
hayatın aynasına tebesümler yansıtan
kader mahkumlarını yürekten ağlar ğördüm
mahrumluklar içinde tüm ömrü heder olmuş
ölümü ilâç bilip can atan sağlar gördüm
dur daha neler gördüm anlatayım da dinle
aşkı akla saldırmış onu paralar gördüm
sabrı gördüm tahammül çemberinde çaresiz
cehli onu yürekten, candan yaralar gördüm
çılgın kasırgalara onurla göğüs gerip
kelebek kanadıyla savrulan dağlar gördüm
vücudu lime lime doğransa da sabredip
bir yürek yangınında yiğidi ağlar gördüm
ne tuzaklar kementler tâkat getiremezken
ceylanlar var, arslanı kementsiz bağlar gördüm
özlem ateşlerinin kıvılcımı düşmüş de
yangın yerine dönmüş bahtı karalar gördüm
baharın kucağında meyveye duruyorken
hazin bir sam yeliyle kuruyan dallar gördüm
bir kader açmazında aşk oduyla sınanmış
çâresiz yürekleri karalar bağlar gördüm
gördüm ki kan damarla et de tırnakla düşman
gülü bülbüle hasım, onu hırpalar gördüm
gül yanında kokuya, gece gündüz uykuya
mecnunuyla coşkuya hasret leylalar gördüm
yarin gül endamını sarmak için açılıp
hasreti kucaklayan talihsiz kollar gördüm
vuslatın ufku için revan olan yolcuyu
firakın kucağına ileten yollar gördüm
hâlden bilmez elinde, vurgunlarla sınanmış
gönlü makbere dönmüş bir nice sağlar gördüm
bir anlık merak ile nazar ettim gönlüne
hayretimi şaşırtan garip tablolar gördüm
gördüm ki yusuf akyüz yüreğiyle kavgalı
bir ficar savaşında saçını yolar gördüm
yüreği söz dinlemez, vicdanı baş kaldırmış
huzuru sırra kadem; çaresiz ağlar gördüm
züleyha ateşiyle yanarken çerağ gibi
metruk bir vîrânede derinden çağlar gördüm
yudumlarken hicranı çilenin kucağında
sâkisinin dilinde cevr ü cefalar gördüm
sarhoştu dert meyiyle Leyli'sinin elinden
kor ve baldıran dolu meyi yudumlar gördüm
bir ateş denizinde iz bırakır durmadan
yangın yeri yürekle eceli kollar gördüm
gördüklerim akışın damlası bile değil
bir esrar denizini coşkuyla çağlar gördüm…
İbrahim Şahin (Yusuf Akyüz)