Türkçemiz, anlatımı güzelleştiren; duygu ve düşüncelerimize akıcılık ve renk katan birbirinden güzel deyimlerle dolu. Öyle ki, bazen deyimler tercüman olur duygularımıza, paylaşamadığımız düşüncelerimize... Açar tüm kapıları bilgiye ve dostluğa...
Deyimlerin genel özellikleri:
-En az iki sözcükten oluşur.
-Deyimler ilk anlamının dışında kullanılır.
-Kalıplaşmış sözlerdir. Herhangi bir değişikliğe uğramazlar.
-Kısa ve özlü sözlerdir.
-Genellikle mecaz anlam taşırlar
-Bir durumu ya da olayı az sözle etkili bir biçimde belirtir.
-Atalarımızdan kalma sözlerdir.
Bazen bu deyimler âşıkların ozanların dilinde şiir olur, türkü olur avaz avaz yankılanır gönül dünyamızda…
Âşık Murat Çobanoğlu da “Sıkma canın her iş olur/ Üç aşağı beş yukarı” diye başlayan sözlerini:
Yeter ki gelme nazara
Çünkü düşersin zarara
Evdeki uymaz pazara
Üç aşağı beş yukarı
Devam ettirip güzel bir türkü olarak çalıp söylemiş. Dinlemek isteyenler arama motorlarından kolaylıkla bulup dinleyebilirler.
Biz şairlerde böyle güzel eserleri zevkle dinlerken, onlardan ister istemez etkileniriz. Gönlümüze yeni sözler düşerse başlarız bizde yazmaya.
Bugünkü yazımız tam da böyle yazıldı. Serde ozanlık olunca sözlerimiz türkü formundan ziyade mesaj içerikli şiir şeklinde dökülüverdi gönlümüzden. Şiiri okuyun, şiirle kalın dostlarım.
ÜÇ AŞAĞI BEŞ YUKARI
Yazdığım, yazacaklarım
Üç aşağı, beş yukarı
Közsüz yanmaz ocaklarım
Üç aşağı, beş yukarı
Hak; “Birlik olun” buyurdu
Ayırmaz hiç kuşu, kurdu
Kimi ‘yurt’ der böler yurdu
Üç aşağı, beş yukarı
Yapma dersin tersten anlar
Telef olur nice canlar
Hiç yoktan dökülür kanlar
Üç aşağı, beş yukarı
Düşün, taşın, birine sor
Şer gördüğünü hayra yor
Vara var demek çok mu zor?
Üç aşağı, beş yukarı
Nerde memleket sevdası?
Terkedilmiş şark odası
Sarmış yabancı modası
Üç aşağı, beş yukarı
Kafalarda bin bir tilki
Konu komşu düşman sanki
İnşallah düzelir belki
Üç aşağı, beş yukarı
Halil der sığmaz mertliğe
Çalış, çabala birliğe
Gayret et düzen, dirliğe
Üç aşağı, beş yukarı