Halil MANUŞ

'Mutsuzluk kronik vaka' üzerine

Halil MANUŞ

     Halk arasında müzmin diye kullanılan bir kelime vardır. Uzun süre çözüm bulunamamış işler için kullanılır kimi zaman.  Tıp dilinde buna “kronik” denilmekte. Kronik astım, Kronik bronşit gibi.

    Sevgili Dostlar,

    Şimdi nerden çıktı bu kronik diyeceğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, hemen nerden çıktığını anlatayım o zaman.

    Elimde bir kitap var. Kitap şiir kitabı. Yazarı Sezai Akçalı. Kendisi Şanlıurfa Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’nde Acil Tıp Teknisyeni. Mesleği gereği hep acil vakalara gidip müdahale etmekte. Oradan aşinalık olmalı ki kitabına “Mutsuzluk Kronik Vaka” adını vermiş. Hatta kitabın 32.sayfasında kitaba adını veren şiiri de var.  Şiiri okuduğunuzda tam hasta ile hastalığı hakkında bilgiye sahip oluyorsunuz. Şair belli ki memleketindeki yurdum insanının sıkıntılarını kendine dert edinmiş. Tedavi yöntemleri de etkili olmayınca başlamış yazmaya. İşte kitaba adını veren o şiir:

Mutluluk kronik bir vaka artık,
Tedaviye yanıt alınamıyor,
Namluya sürülmüş acılar,
Tetiğe basıyor hayat,
Vuruluyoruz yüreğimizden,
Bir bir seriliyor yerlere umutlar,
Kaçacak yer yok,
Yar namert, dost namert, hayat namert,
Mertlik mevta okundu selası,
Defnedin artık okunsun Fatihası…

    Eğer ortada bir mevta varsa önce salası okunur, ardından da Fatiha okunur. Bu acı gerçek Akçalı tarafından toplumdaki mutsuzluk üzerine çok da güzel şiirleştirilmiş.  İnsanlarımızın hepsi değilse de çoğunluğu mutsuz. İmkânı olan da mutsuz, olmayan da mutsuz. Kimi iş arar bulamaz kimi işini beğenmez mutsuz. Kimi evlenmeye maddi gücü olmadığı için evlenemez, kimi yıllardır derdini çeken eşinden hevesi geçmiş ayrılmak istemekte,  öyle mutsuz…

     Bunun gibi mutsuzluk yaşayan “kimileri” değişik örneklerle çoğaltılabilir elbette. Şair Sezai Akçalı bu kimilerine topluca haykırıp “İnsanlık Beyler” diyor kitabında ki bir şiirinde. Evet insanlık… Yaşadığımız dünyada öyle olaylarla karşılaşıyor, duyuyoruz ki o olayı yapan insanla aynı sınıfta olmaktan, insanlığımızdan utanıyoruz bazen. Bakın Akçalı “İnsanlık Beyler” adlı şiirine nasıl haykırıyor?

İnsanlık beyler bayanlar, insanlık diyorum,
Göreniniz, duyanınız, yanından geçeniniz ve tanıyanınız var mı?

İnsanlık beyler bayanlar, insanlık diyorum,
Boyu kaç, kilosu ne,
Gözleri ne renk,
Bir yüreği var mı?

İnsanlık beyler bayanlar, insanlık diyorum,
Mazluma bakışı ne,
Merhametli midir? Kin, nefret ve menfaatten uzak mı?
İnsanlık beyler bayanlar ne olur bulun onu…

Sevgili Dostlar,

İnsan hem eğitimci ve hem de şair olunca bu şiirlerdeki yurdum insanları için duygulanmaması, üzülmemesi elde değil.  Akçalı “Merhametli midir?” demiş ya, tam da bu kelime bam telime dokundu. Şair “Tedaviye yanıt alınamıyor” dese de yaraya bir merhem de ben süreyim dedim ve şöyle seslendim:

MERHAMETİN MERHEM OLSUN

Önce anne ve babaya
Merhametin merhem olsun
Sonra garip gurabaya
Merhametin merhem olsun

Yalan dünya çok acımasız
Kimi evsiz kimi barksız
Kalmayasın alakasız
Merhametin merhem olsun

Empati yap sor kendine
Düşün derinden derine
Hiç olmazsa tek birine
Merhametin merhem olsun

Yaratanı düşün bir kez
Merhameti bol, tükenmez
Madem “Ölenle ölünmez”
Merhametin merhem olsun

HALİL, zaman oldukça zor
Yüreklere düşmekte kor
Kimseleri görme ki hor
Merhametin merhem olsun 
 

Yazarın Diğer Yazıları