Hakan TOPUZOĞLU

Gelecek Geldi, Sen Neredesin?

Hakan TOPUZOĞLU

Teknoloji, rüzgâr gibi esti ve bizleri içine çekti. Yapay zeka, otomasyon, dijitalleşme… Eskiden bilim kurgu filmlerinde izlediğimiz birçok şey artık hayatımızın gerçeği oldu. Ama peki ya biz? Gelecek geldi ama biz neredeyiz?

Yapay zekâ hayatımızı kolaylaştırıyor, iş süreçlerini hızlandırıyor, hatta bizim yerimize düşünebiliyor. Sağlık sektöründe hastalıkları erken teşhis ediyor, hukukta dava dosyalarını analiz ediyor, medyada haberleri yazıyor. Ama aynı zamanda bizden bir şeyler de alıyor: Eski alışkanlıklarımızı, bazı meslekleri, belki de insan olmanın getirdiği bazı sorumlulukları…

Peki, teknolojik gelişmeler olurken hâlâ geleneksel yöntemlere sıkı sıkıya bağlı kalanlar? Onlar için tehlike çanları çalıyor olabilir. Dijital dünyaya uyum sağlayamayan işletmeler kapanma riskiyle karşı karşıya. Eğitim sistemini dijital dönüşüme uyduramayan ülkeler, geleceğin mesleklerine hazırlayamadıkları nesillerle küresel yarışta geri kalacaklar. Hukuk, teknolojiyle senkronize olmazsa yeni dünya düzeninde haklarımızı nasıl koruyacağız? Medya, dijital çağa uyum sağlayamazsa bilgi kirliliği içinde doğruyu nasıl bulacağız?

Güvenlik sektörü de bu değişim içinde giderek daha önemli hale geliyor. Bilgi güvenliği artık kaçınılmaz bir gereklilik. Kişisel verilerin korunması, siber saldırılara karşı önlemler alınması gerekiyor. Global çapta dijital güvenlik baskısı artıyor. Örneğin, Çin’de geliştirilen sosyal kredi sisteminde, düşük puana sahip bireylerin bazı temel hizmetlerden mahrum bırakıldığı, vergisini ödemeyenlerin toplu taşımaya dahi binemediği bir düzen kuruluyor. Bu tür uygulamaların gelecekte daha yaygın hale gelmesi olası ve bireylerin dijital dünyada attıkları her adımın takip edilmesi anlamına geliyor. Peki, bu tür gelişmeler karşısında bireysel ve toplumsal haklarımızı nasıl koruyacağız?

Bunun yanında, yapay zekâ laboratuvarlarının kurulması büyük bir gereklilik haline geldi. Teknolojiyi yakından tanımak ve onu geliştirmek adına teknofestler önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Ancak bu tür organizasyonlarla sınırlı kalınmamalı, daha geniş kapsamlı ve sürdürülebilir projeler hayata geçirilmelidir. Üniversiteler, özel sektör ve devletin iş birliği içinde yapay zeka çalışmalarına daha fazla yatırım yapması gerekiyor. Eğer bu alanda yeterli adımlar atılmazsa, teknolojiye sadece tüketici olarak yaklaşan bir toplum haline geliriz ve gelecekte rekabet gücümüzü kaybederiz.

Ne yapmalı?

  • Eğitim sistemimiz güncellenmeli. Ezberci sistem yerine analitik düşünme ve teknoloji okuryazarlığı teşvik edilmeli.
  • Hukuk sistemi, yapay zeka ve dijital haklar konusunda net çizgiler çizmeli. Kişisel verilerin korunması, yapay zekâ etik kuralları belirlenmeli.
  • Medya, doğruluk süzgecini daha sağlam bir hale getirmeli. Yapay zeka ile üretilen bilgilerin gerçekliği denetlenmeli.
  • Sağlık sektöründe yapay zekânın kontrol mekanizmaları artırılmalı. İnsan faktörü unutulmamalı, doktorlar ve makineler birlikte çalışmalı.
  • Geleneksel yöntemlere sıkı sıkıya bağlı kalan işletmeler ve bireyler için dijital okuryazarlık programları teşvik edilmeli.
  • Bilgi güvenliği en önemli konular arasına alınmalı. Siber saldırılara karşı önlemler geliştirilmeli, bireyler ve kurumlar bu konuda bilinçlendirilmeli.
  • Yapay zeka laboratuvarları kurulmalı ve bu alanda daha fazla yatırım yapılmalı. Ülke çapında teknoloji geliştirme programları artırılmalı, yapay zekâ alanında üretici bir toplum olmalıyız.

Teknolojiye direnmek yerine onu anlamalı ve onunla birlikte hareket etmeliyiz. Aksi takdirde, gelecek gelir ama biz geçmişte kalırız. Gelecek geldi, peki sen neredesin?

 

Yazarın Diğer Yazıları