Erkinbeğ Uygurtürk

Kayseri'de Hastanelerde Malzeme Sıkıntısı Var mı?

Erkinbeğ Uygurtürk

Korona Virüs sonrasında tüm Türkiye’de olduğu gibi Kayseri’de hastanelerde görevli sağlık çalışanları çok zor şartlar altında görev yapıyorlar.

Vatandaş olarak bilinçlenmediğimiz sürece bu sıkıntıların önüne geçmek ise oldukça zor. Devlet yetkilileri her yolu deneyerek vatandaşların evlerinde oturması çağrısında bulunsa da toplum olarak bu çağrıya tam karşılık verdiğimiz söylenemez. Hala insanlar sokaklarda, hala çarşı Pazar gezme derdindeyiz. Bu da bize gösteriyor ki olayın ciddiyetinin farkında değiliz.

Allah (cc) korusun demekle yetinen bir toplum olmuşuz ama öyle değil. Her şeyin Allah (cc) dan geldiğine iman edeceğiz ama gerekli tedbirleri de alacağız. Elimizden geleni yapıp, takdiri Allah’a (cc) bırakacağız. Böyle yaparsak tevekkül etmiş oluruz. Yoksa hiçbir önlem almadan, “Allah korur” dersek bu cahillikten başka bir şey olmaz, İslam anlayışına da ters hareket etmiş oluruz.

Şimdi gelelim asıl konumuza; Her akşam balkonlara çıkıp sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz, onlara destek veriyoruz. Güzel ama sadece şekilden ibaret bir uygulama. Biz gerçekten sağlık çalışanlarına destek olmak istiyorsak, bu virüs belasını atlatana kadar kendimize iyi bakacağız. Uyarılara kulak vererek ortalıkta gezmeyeceğiz. Hastaneleri gereksiz yere meşgul etmeyeceğiz. Bu bizim vatandaş olarak yapmamız gereken en basit uygulamalar. Devlet ve hastane yönetimi sağlık çalışanları için ne yapacak. Onların güvenliğini en üst seviyeye çıkaracak. Sağlık çalışanları ile yaptığım birkaç görüşme sonrasında Erciyes Üniversitesi Hastanesi ve Şehir Hastanesinde medikal malzeme sıkıntısı olduğunu söylediler. Yoğun bakım ve acil personelinin takması gereken N95 Maskesi yerine normal bez maske kullanıldığını ifade eden bu sağlıkçılar, Üniversite de görevli doktorlara koruyu kıyafet temininde sıkıntı olduğunun altını çizdiler. Şimdi bu salgın henüz bu aşamada iken biz bu sağlık çalışanlarının güvenliği ve malzeme tedariğinde sıkıntı yaşıyorsak önümüzdeki günlerde daha büyük sorunların çıkması muhtemeldir.

Öte yandan sağlık çalışanlarını koruma adına Sağlık Bakanlığının da bir dizi önlem alması gerekiyor. Bütün sağlık çalışanlarını görev başında tutmak yerine (Şuan çok yoğun bir durum olmadığı için söylüyorum) çalışanlar dinlendirilerek, yedek kuvvet olarak bekletilmeli. Nöbet sistemi yeni salgına göre yeniden düzenlenmeli. En önemlisi ise hızlı tanı kitlerinden yeterince hastanelere ulaştırılmalıdır. Bu örnekler çoğaltılabilir.

Özel hastaneler bu anlamda biraz daha rahat. İstedikleri malzemeye ulaşmaları kolay. Ama devlet Hastanelerinde ki prosedür ve bürokrasi işi zorlaştırıyor. Sağlık Müdürlüğünün bu konuya bir an önce el atması lazım. Bu sağlık personeline her türlü imkanlar fazlasıyla sağlanmalıdır. Zaten Sağlık Bakanlığı elinden geleni yapıyordur ama ufak tefek gibi gözüken durumlar hakkında da biz uyarımızı yapalım.

Bunları yazarkende, Dünyanın ve Ülkemizin başına bela olan bu Salgın hastalığı fırsata çevirerek medikal malzemeleri karaborsaya düşüren, üzerinden fahiş fiyatlar uygulayarak para kazanmaya çalışan, halkın ihtiyaçlarını suiistimal ederek sahte malzemeler üreten, gıda fiyatlarına zam yaparak servetlerine servet katmaya çalışan kim varsa devlet bunları en sert şekilde cezalandırmalı, hatta Vatan hainliği ile suçlamalıdır. Benim gözümde bunu yapan alçakların tek sıfatı vardır oda “Vatan Hainliği” bunun başka bir anlamı olamaz.

-İMAM’I AZÂMIN TİCARET ANLAYIŞI BİZE ÖRNEK OLMALIDIR-
Ebû Hanife kumaş ticareti yapardı. Onun ticaret anlayışı şöyledir: Ona göre ticaret hal­ka bir nevi hizmettir. Halkın muhtaç olduğu eşyayı bulup onların ayağına getirmektir. Mak­sat sadece para kazanmak değil, halkın hiz­metine koşmaktır. Ticarette emniyet, dürüst­lük, güven, esastır. Tacir emin olmalı, ihtikâr, karaborsacılık yapmamalı. Böyle olunca tica­ret bir nevi ibadet gibi sevap olur.
Son olarak toplumumuz bilinçli değil. Bu bilince ulaşmamız gerekir. Olayın ciddiyetini anlamalıyız. Devletin belirlediği kurallara uyacağız. Hijyene dikkat edeceğiz. Resmi olmayan açıklamaları dikkate almayacağız.  Bu iş şakaya gelmez.  Bütün bunları yaparken de korku ve paniğe kapılmadan Biraz sabredeceğiz o kadar. Vesselam.
 

Yorumlar 1

Yazarın Diğer Yazıları