Erhan Ünlü

3.Dünya Savaşı ve Albert Pike'nin Mektubu

Erhan Ünlü

Son yazımı okuyan okuyucu ve arkadaşlardan bazı sorular geldi. Özellikle bir okuyucum, Bill Gates'i Küresel Firavun olarak düşünebilirmiyiz? diye sordu.

Bu konuda yazdığım kitapta, ayrıntılı açıklama yapmıştım fakat burada yazı sınırlı olduğu için fazla detaya giremiyoruz. Kısaca açıklayıp diğer konuya geçeceğim.

Haman’ın din işleriyle uğraştığını Başrahip olduğunu biliyoruz. Ayrıca ordu içinde de gücü vardı. Karun’un, Mısır'ın sermayesini elinde tutan ve sermayeyi yöneten kişi olduğunu da biliyoruz. Yani anlıyoruz ki o zaman Mısır'da, üç gücün oluşturduğu bir Firavun saltanatı vardır. Bu güçlerden biri siyasi lider olan Firavun, sermayeyi elinde toplayan ve sistemi koruyan Karun ve din işleriyle uğraşan Haman’dır. Bu üçünden oluşmuş bir batıl güç, dünyada o zamanki en güçlü devletlerdendir. Kısaca, Hakka savaş açan ve bozgunculuk yapan gücü temsil eden liderine Firavun, bu batıl sistemde sermayeyi yöneten kişilere Karun diyebiliriz. Ayrıca bu batıl sistemin azgın dini liderini Haman kategorisinde değerlendirebiliriz.

İlluminati, masonluk ve yeni dünya düzeni gibi konularda birçok şey yazıldı. Fakat Albert Pike adlı mason liderinin 1871'de yazmış olduğu gizemli bir mektup, dünya savaşları hakkında çok ilginç bilgiler içeriyor.

William Guy Car tarafından kütüphanede bulunarak kopya edildiği iddia edilen bu mektubun orijinal nüshalarının bulunması, doğru olup olmadığı bilimsel tekniklerle incelenmesi gerekir.

Bu mektubun İngiliz asker tarafından uydurulmuş olma ihtimali vardır. Satanist ve Masonların uzun zaman dilimlerinde planlar yapması akla uygundur. Dünya savaşları durup dururken ortaya çıkmadı, egemen güçlerin planlaması ile yapıldı. Şu anda tam kapsamlı olmasada,3.Dünya savaşı yaşanıyor diyebiliriz ve büyüme ihtimali kesin gibi görünüyor. Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeler, bölgemizi de kapsamlı bir savaşa sürükleyecek potansiyeldedir. Bu mektupta, 3. Dünya savaşının Müslüman ülkeler ve İsrail arasında çıkarılacağı iddia edilmektedir. İnsanlarda en güçlü duygu Din duygusudur, bu olgu kullanılarak şer güçler tarafından kışkırtmalar ile çok şeyler yapılabilir.

Bu mektuba kuşkuyla yaklaşarak, Müslümanların, tüm insanların ve devletlerin dünyada egemen olan Şer güçlere karşı uyanık hatta birlik olması gerekir.

Albert Pike'nin “Morals and Dogma” adlı kitabıyla aynı yılda, 1871 yılında kendisi gibi bir başka Mason üstadı Giuseppe Mazzini'ye yazdığı iddia edilen mektup, 1950'li yıllarda William Guy Car adlı eski bir İngiliz istihbarat subayı tarafından British Museum'da bulunmuştur. William Guy Car bu mektubu Quoted in Satan: Prince of This World adlı eserinde yayınlamıştır. Mektubu aşağıda okuyalım.

                             15 Ağustos 1871, Washington  
Aydınlanmacı düşüncenin amacına ulaşması için öncelikle bir dünya savaşı çıkarmalıyız. Bu sebeple; Rusya'da Çar'ı (Çarlığı) zayıflatıp, ateizmi ve Komünizmi hâkim kılmalıyız. Casuslar vasıtasıyla Britanya İmparatorluğu ve Alman İmparatorluğu arasında gerginliği körükleyerek savaşa zemin hazırlamalıyız ve çıkaracağımız Birinci Dünya Savaşı sonrası, Komünist düzeni iyice inşa etmeliyiz ki, tüm hükûmetleri yıkabilelim ve tüm dini düzenleri zayıflatabilelim.

Ardından İkinci Dünya Savaşı'nı çıkarmalıyız ve bunu gerçekleştirmemiz için; Faşistler ve Siyonistler arasında savaşla sonuçlanacak bir gerginlik oluşturmalıyız. İsimleri Nazi olacak olan Faşistleri, savaş sonunda yok etmeli ve savaş sonrası Filistin'de Yahudilerin ana unsur olacağı İsrail Devleti'ni kurmalıyız. İkinci Dünya Savaşı sürecinde Uluslararası Komünizm mutlaka Hristiyanlığı dengeleyecek bir güce ulaştırılmalı. Toplumlara ölçülü bir şekilde Son Çöküşü yaşatacağımız zamana kadar bu denge bizim için gereklidir.

Üçüncü Dünya Savaşı'nı çıkarmamız için; İslam Dünyasının liderleri ve Siyonistler arasında ajanlarımız vasıtasıyla, ayrı düştükleri konular üzerinden gerginlik çıkarmalıyız ve bu savaş, Müslüman Arap Dünyası ve İsrail Devleti'nin birbirlerini yok edecekleri şekilde tasarlanmalı. Bu hengâme içinde diğer milletleri bu konuda, fiziksel, ahlaki, ruhsal ve ekonomik olarak çökmeleri için mücadeleye zorlamalıyız.

Her şeyi yok etmek ve yıkmak isteyen Nihilist kitlelerin ve Ateistlerin önlerini açmalıyız ve müthiş bir sosyal çöküş provoke etmeliyiz ki böylece bu kanlı kargaşa ve vahşetin doğurduğu korku içinde mutlak ateizm etkisi ortaya çıksın. Böylece insanlar her yerde vahşi devrimci azınlığa karşı kendilerini savunmak zorunda kalacaktır. Daha sonra İnsanlık Medeniyeti, bu vahşi yok edicileri imha edecek.

Birçok kişi Hristiyanlık‘ta hayal kırıklığı yaşayacak. İnsanların kimileri bu sürecimiz tamamlandığında artık herhangi bir kutsal kitabı veya herhangi bir kişiyi yol gösterici olarak seçmek yerine Deizmi tercih edecek. Ama bir düşünceden ötürü endişe duyacaklar. Bu endişelerinin sebebi; nereye itaat edecekleri, neye yönelecekleri, hangi felsefenin ve hangi hukuk kurallarının uygulanacağı konusu. Bizler bu aşamada evrensel bildiriler yoluyla Lucien’in Saf Doktrininin ışığını insanlara vereceğiz. Bu doktrin, sonunda tüm insanlık içinde Genel Dünya Görüşü hâline gelecek ve ona teslimiyet içinde olacaklar. Hristiyanlık ve ateizmin fethedilmesi ve aynı zamanda yok edilmesinden sonra insanlık evrensel dünya görüşünü kabul edince buna karşı birtakım Muhafazakâr hareketler ortaya çıkacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları