Şehadete Koşan' Güneyin Gelini' Sena
Ensar ŞAHİN
Aksa Tufanı operasyonu ile başlayan Filistin-İsrail savaşı bir aydır devam ediyor.
Uluslararası savaş kurallarına uymayan Siyonist İsrail, çocuk, kadın, yaşlı, okul, hastane, ambulans demeden özellikle ve isteyerek sivilleri hedef alıyor.
Şehitlerin sayısı on bini geçti. Bunun beş bini çocuklar.
Yaşanan acı, katliam ve soykırıma yürekler dayanmıyor. Kanlar içinde, beş yaşlarındaki çocukların Allahu Ekber! imdadı insanlığın vicdanını yaralıyor. Dünyanın her tarafında halklar ayaklandı, her gün eylem yapıyorlar.
Ancak Hamas neden saldırdı, şimdi sırası mıydı? Filistin’den bize ne, Hamas da bir terör örgütü...? gibi gafilce sorular soran, sorumsuz ve bilinçsiz Müslümanlara söylenecek sözümüz var.
Kudüs’ün özgürlüğü ve Mescidi Aksa’nın izzeti, şerefi için kıyama kalkan Filistin’in mücahitleri yetmiş beş yıldır zulme direnirken; işgalci, hırsız Siyonist pİsrail terör örgütü ile mücadele ederken; siz çaylı çorbalı, pastalı börekli, dev ekran karşısında coca cola ile keyif yapan EY BELEŞ CENNET YOLCULARI!
Bir aydır Gazze’de, her on dakikada bir çocuk bombalarla, kanlar içinde Cennet’e uçarken kılınız kıpırdamasın. Feryatları arş-ı âla’yı titreten Filistinli anne ve babaların evlerini başına yıkan zalimlere bir taş atmazsanız taşıdığınız eller kırılsın!
Yeniden iman eder ve cihadı hatırlarsınız diye, canıyla, kanıyla, tüm bedeniyle siyonist pİsrailin zulmüne karşı koyan mücahide genç kızın hikayesini ibret olsun diye anlatıyorum:
Bu mektup Güney Lübnan’da patlayıcı yüklü kamyonu bir İsrail konvoyunun üzerine sürerek kahramanca şehid olan 16 yaşındaki Lübnanlı Müslüman Sena Haydali'nin sözleridir.
Benim Sevgili annem ve babam,
Hayat sadece bir şeref, onur ve kendine saygı yeridir. Ben ölmedim yaşıyorum ve sizinleyim. Bir bilseniz bu şehitlikten dolayı ne kadar sevinçli ve mutluyum...
Hepinizin teker teker ellerinden öpüyorum!
Yalvarırım benim için ağlamayın ve benim için matem/yas tutmayın.
Sessizce sevinin. Sözlerime gülümseyin çünkü onlarda kahramanlık var, sevgili özgürlüğün ümitleri var. Şimdi ben kendi kanımla suladığım güneyin toprağına gömülüyorum.
Dilerdim ki ne kadar mutlu olduğumu bilesiniz. O zaman Siyonist İsrail’in teröründen kurtulmak için özgürlük yolunda yürüyenleri desteklerdiniz.
Teröristler hiç bir zaman bizim gibi olamazlar. Onlar insanı arkadan vuran hainlerdir. Özgürlüğün, hayatını feda edip karşılaştığı zorluklara rağmen bildiği ve inandığı yolda yürüyecek kahramanlara ihtiyacı var...
Kahramanlık budur ve bu olmalıdır. Ben cennete, tarifi imkansız mutluluğa gidiyorum.
Benim için ve kahraman şehitliğim için ağlamayın.
Benim toprağın üzerine paramparça saçılan bedenim cennette yine tek parça olacak!
Canım anneciğim,
Etlerim kemiklerimden ayrılıp kanım güney toprağımın içine süzülürken, ben siyonist düşmanları yok ederken ne kadar mutlu olacağımı bilmeni istiyorum.
Ben ölmedim! Bu sadece bir başlangıç... Bunu daha büyük bir ikincisi takip edecek, sonra üçüncü, sonra dördüncü ve sonra yüzlerce cesur ve cüretli operasyonlarla devam edecektir.
Ben bu kahramanca ölümü haince bir ihanete, sürpriz bir bombaya ya da bir ajanın kirli elleriyle öldürülmeye tercih ettim... Böylesi çok daha iyi ve onurlu değil mi?
Lütfen sorularıma cevap verin! Sizinle olmasam bile sizi duyabilirim. Duyacağım çünkü sesiniz ve parlak gülüşünüz kanımla suladığım toprağın her zerresini arayacak ve ben sizin ileteceğiniz her sözü dinliyor olacağım. Evet, işte benim esas isteğim bu...
Size söylemeden evi terk ettiğim için bana kızmayın. Ben evlenip birisi ile yaşamak için terk etmedim. Cesur, şerefli ve mutlu şehitlik mertebesiyle buluşmaya gittim.
Sizden son dileğim "GÜNEYİN GELİNİ" olarak hatırlarda yaşamak...
Bu şehadetin şiirini yazan Bünyamin Doğruer’i dinleyelim:
Güneyin gelini Sena Haydalî
Adı Sena Haydali, yaşı 16.
Ömrünün genç kızlığının baharında
Ölümü yaşamaya, zulüm altında şerefsizce yaşamaya
Tercih etmiş inkılapçı mücahide.
Kuşanarak ölüme rest çeken nefesiyle
Tonlarca bombayı Yahudi beynine sokan
Eylemi omuzlarında taşıyan Güneyin gelini Sena
Günlerce içini yakıp kavuran
O gizli alevin sırrını tutuşarak birazdan
Açıkladı tüm dünyaya korkmadan
Gelinliğini giydi bombayla sarmaş dolaş
Bir deprem kuşatmasına hazırlandı
Her biri öfke kesilmiş dinamitlerle
Zulmün defterini dürmeye
Ateş dolu göğsüyle Sena
Bir yangın yerine çevirdi Yahudi konvoyunu
Bir ateşten rüzgar estirdi
Gösterdi dünyaya
İşte böyle cehennemler konur
Kahpe Yahudi’nin ayakları altına
Şahadetle evlendin Sena
Kaç milyar insan izledi düğününü
Dillere destan.
Son kez zafer işaretiyle el salladın bize
Ve yakıp kül ettin fitili
Ateşledin bombaların gürültüsünde
İşgalcileri yerle bir ettin
Şerefsizce yaşamaya
Onurlu ölmeyi tercih ettin
Kan ağlamadı annen
Baban başı dik dolaşıyor
Güney Lübnan sokaklarında
Tüm parmaklar onu gösteriyor
Seni yaşatacak, sana gıpta eden
Müminler kaldı arkanda
Bizim vuslatımız hangi mevsime kaldı Sena
İşte bir gerilla gibi devrildin hüzünlerimize
Geçmesin diye günlerimiz
Böyle bitkin, böyle ümitsiz, böyle çaresiz
Bizim vuslatımız hangi mevsime kaldı Sena!
Ey âlemlerin Rabbi olan Allah’ım, sana tüm Esma-i Hüsna’n ile dualar ediyor, yalnızca senden yardım istiyoruz. Filistin’de senin dinin olan İslam uğruna şehit olan kardeşlerimizin şehadetini kabul eyle. Onları cennetinde Peygamberimize komşu eyle. Mücadele edenlere zafer nasip eyle. Bu kutlu dava için şehit olan tüm kardeşlerimizin ruhu için el-Fatiha…