Ensar ŞAHİN

Ramazan Ayı,  Oruç  ve  Sağlık

Ensar ŞAHİN

Bu yıl da sağlık, afiyet ve huzur içinde Oruç tutmamızı sağlayan Rabbimize şükürler olsun.  Oruç ile ilgili bizi bilgilendiren, ümmetine rehberlik eden Peygamber’ine (sav) salat ve selam olsun. Oruç tutanlara Reyyan makamı müjdesi hayırlı olsun.
    
Ramazan ayı gelmeden evlerimizde tatlı bir heyecan başlar: temizlik, mutfak alışverişi, hurma, zeytin, yumurtalı ve tahinli Ramazan pidesi, iftar davetleri… Dedesiyle, ninesiyle pazarlık yaparak “Tekne orucu”  tutan çocukların sevinçleri… İftar davetinden ayrılırken misafirlere ikram edilen “Diş Kirası” hediyeleri… Yavrusuna su bulmak için Safa ile Merve arasında sa’y yapan Hz. Hacer misali, evladı iyalini doyurmak için mutfakta maharetini gösteren annelerin imsak ile iftar arasındaki koşuşturmaları… Rabbimizin rızasına matuftur.

Saim insanlar; bedensel ve ruhsal yönden de bir hazırlık, yoğun bir ibadet, çalışma ve uyuma zamanını ayarlama, kainat uyku halindeyken uykusundan feragat ederek sahura kalkma vb  manevi bir atmosfer içerisine, çabasına girerler. 

Kabe’nin birer şubesi olan cami ve mescitlerimizde ise kokular, “Hoş geldin Ya Şehri Ramazan” mahyaları, teravih namazları, mukabeleler, hatimler, aşır okumaları, itikaf programları, Kadir Gecesi duaları, kandil simitleri, bugüne kadar camiye hiç adım atmamış kadınlar, yarım yamalak başörtüsü takmış minik kızlar, takke giyen yedilik delikanlılar,  çocukların cıvıltıları…  Sanki Cennet’ten bir aylık  “Ramazan ve Oruç” filmi oynamaya başlamış gibi rahmet esintileri içimize işler.

On bir ayın sultanı Ramazan ayını mübarek kılan şey; Allah’ın vahiylerinin, Kur’an-ı Kerim’in  bu ayda, Kadir Gecesi’nde inmeye başlamasıdır. Oruç da bu ayda farz kılınmıştır: “Ramazan ayı! O ay ki insanlara yol gösteren, hidayet ve furkandan apaçık deliller barındıran Kur’ân, o ayda indirilmiştir. Sizden o aya yetişen oruç tutsun….” (Bakara, 185)


Oruç, tüm ilahi dinlerde var olan temel bir ibadettir. Amacı ise insanların günahlara karşı kendini koruması yani nefis tezkiyesidir, manevi arınmadır. “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara, 183)

“Oruç kalkandır.” Hadis-i Şerifi; nasıl ki bir savaşta kılıç ve ok darbelerine karşı kalkan, sahibini korursa  orucun da günahlara karşı sahibini koruduğunu ifade eder.

Oruç ayı olan Ramazan, kulun Rabbine yönelerek, günahlarının bağışlanması için hayat yoluna yerleştirilmiş hazinelerle doludur. Ramazan orucu, ümitsiz insanların bağışlanma ümitlerini yeşerttikleri bir zaman dilimidir. Oruç, başa gelecek sıkıntılara karşı insanlara sabırlı olmayı öğreten bir öğretmen gibidir.

Gündüzleyin,  çarşı pazarda, Müslüman gibi (!) sakal bırakarak sigara içen insanlara; kulağına küpe takan ve kız mı, erkek mi belli olmayan, cafelerde çay içen, dondurma yalayan  gençlere;  vücudunu teşhir etmek merağıyla  göbeğini bir karış açarak sokak sokak gezen genç kızlara;  Mübarek Ramazan’ın  “Oruç Davetiyesi” hiiiç  ulaşmamış gibi.

Rabbimiz(cc), kullarına oruç tutmayı emretmişse bizim bildiğimiz/bilmediğimiz birçok hikmetleri vardır. Ramazan ayı ve oruç, aynı zamanda ‘sağlıklı beslenme ve diyet’  için güzel bir fırsattır. İnsanlar çok yemekten, abur cubur ve fast food yiyeceklerden kilo alıyor.  Fazla kilolardan kurtulmak için de masraf ederek diyetisyene gidiyor. Bu konuda uzmanların tavsiyesi: Aralıklı oruç diyetidir.

Araştırmalara bakıldığında, “aralıklı orucun” birçok faydası kanıtlanmış. Bunlardan bazıları: gittikçe düşen insülin ve leptin seviyeleri, vücut yağında azalma, kan basıncında azalma ve kalp atış hızı değişkenliğinde artış, iltihaplanmada azalma, beyin ve kalbin strese karşı artan direnci ve diyabete direnç… Alzheimer, Parkinson ve Huntington hastalıklarının ilerlemesini yavaşlattığı veya başlamalarını geciktirdiği de deneylerde kanıtlanmış. (vamooos.com)

Oruç tutmanın, insan vücuduna sağladığı maddi/manevi çok sayıda faydaları vardır. Bunları tek tek sıralamak yerine, yıllar önce Diyanet İşleri Başkanlığının vermiş olduğu Hizmet İçi Eğitim Kursu’nda dinlediğim ve etkilendiğim bir anekdotu burada paylaşmak istiyorum.

Bir ilçe müftüsü anlatıyor: “ Ben geçen yıl Almanya’da görev yapıyordum. Doktorlar ile sohbet ederken Peygamberimizin (sav) ‘Oruç tutan sıhhat bulur.’  hadisinin şerhinde; Muhaddis’in “Kim Peygamberimiz gibi günde bir öğün yemek yiyerek oruç tutarsa sağlığına kavuşur ve hastalıklardan kurtulur.” açıklamasını doktorlar tartışmaya başlamışlar. Onlardan bir tanesi “Benim Peygamberim dediyse doğrudur, inanıyorum.” diyerek altı ay, günde bir öğün yemek yiyerek ve meşrubat içerek oruç tutmaya başlar. Bir, iki, üç ayın sonunda ortalama 110 kg olan doktor aşırı kilo verir, vücudunda pörsümeler olur. Diğer doktorlar “Bırak şu inadı, vücudun ne hale geldi, öleceksin…” derler ama nafile, oruca devam… Altıncı ayın sonunda, Saim Doktor’un vücudunda var olan hastalıkların hiçbiri kalmaz, vücut ideal kilosuna kavuşur, ifakatla rahatlar. Doktorlar bu durumu anlar ancak anlamadıkları bir şey vardı: Bu doktorun beyaz olan saçları nasıl siyahlaşmaya başladı? Ben Türkiye’ye döndüm, onlar bu durum üzerinde çalışıyorlar.” 

Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: ”Hocam, Ramazan ayı geldi, gitti ama acaba bizden memnun kaldı mı?” Hoca cevap vermiş: “Bizden memnun kalmasaydı her yıl, on gün önce gelir miydi?” 
Rabbim, biz seni de, senden gelen her şeyi de seviyoruz.  Ramazan ayına söyle: Seneye de gelsin ama 10 gün önce gelsin. 

Oruçlarınız, dualarınız kabul olsun… Reyyan Kapısı’ndan girmek için vesile olsun inşallah.

Yorumlar 12
Dertli 27 Nisan 2022 20:38

Tebrik eder, güzel yazılarınızın devamını dilerim...

Çetin 27 Nisan 2022 19:18

İçinde bulunmuş olduğumuz bereketli ramazan ay'ında güzel ve hoş bir makaleyi kaleme alan Ramazan'ın bizlere ne çok hayır ve değer kattığını öz sade bir dille razamazan’ın önemi ve feyzi'ne değinerek bizlere hatırlatan dayım ENSAR ŞAHİN'E cok tşk ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları