Ensar ŞAHİN

Gazze'ye Selam, Boykota Devam!

Ensar ŞAHİN

Gazze, ümmetin yetim şehri…

Gazze, halkının zulme rıza göstermeyip Hz. Hüseyin gibi kıyama kalktığı şehir…

Gazze, mukaddes toprakları korumak için yetmiş beş yıldır can/mal veren şehir…

Gazze, “ya zafer ya şehâdet” parolasıyla yediden yetmişe şehâdete koşan şehir…

Âh Gazze, on beş aydır soykırıma maruz kalan mazlum ve mustazaf şehir…

Âh Gazze, dünyanın gözü önünde her türlü Siyonist kahpeliğine pes etmeden direniş gösteren şehir…

Âh Gazze, İslam’ın değerleri, Müminlerin namusu ayaklar altında çiğnenirken, 57 tane Müslüman ülkenin film izler gibi sessizce izlediği kimsesiz şehir…

Âh Gazze, Siyonistlerin bombardımanına ve ABD’nin tehditlerine rağmen topraklarını terk etmeyen kahraman şehir…

Âh Gazze, Siyonist ve Haçlı ittifakına karşı tek başına cihat ederek elli binden fazla şehit veren Gazi şehir…

Cesaretiniz ve şecaatiniz için selam olsun…

Dünyaya insanlık dersi verdiğiniz için selam olsun…

Ölürken şehâdetinizle insanlığı dirilttiğiniz için selam olsun…
Doğruluğunuz, adaletiniz, cihadınızla dünyaya tebliğ yaptığınız için selam olsun…

Siyonistler, esirlere her türlü işkenceyi yaparken, siz Hamas mücahitleri esirlere misafirperverlik göstererek İslam’ın insana verdiği değeri ortaya koyduğunuz için selam olsun…

Dünyada iken canlarıyla, kanlarıyla Cennet’i satın alan Şeyh Ahmet Yasin, İsmail Haniyye, Yahya Sinvar ve diğer şehitler selam olsun…

Evet, Ramazan ayının son günlerinde bile çoluk-çocuk, kadın-erkek, genç-ihtiyar Siyonist İsrail teröristleri tarafından soykırıma uğruyor. Gazze’de çocukların, bebeklerin katledilmediği tek bir gün bile yok.

ABD’den tam destek alan katil İsrail, sadece Gazze’ye değil Filistin’in diğer kentlerine, Şam’a ve Beyrut’a saldırmaya devam ediyor.

Siyonistlerin Müslüman halklara katliamları devam ederken biz ne yapıyoruz?

Meydanlarda yürüyüşler, eylemler, manevi destek (dualar), maddi destek (boykotlar) vb.

Siyonist İsrail yalnızca güçten anlar. Onlara söz, antlaşma, konuşma, iyilik fayda etmez. 

O halde, bu zalimlerin güçleri nasıl kırılmalı? En net cevap: Boykot ile. Nedir boykot?

Boykot; tüketicilerin belirli bir ürünü, hizmeti bilinçli bir şekilde kullanmama veya desteklememe eylemidir.

Gazze’deki canlı, cansız her şeyi yok eden terörist İsrail, bu gücünü ticaretten alıyor. Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, temizlendiğimiz, her şeyde bu katil devletin ürünleri var. Onların ürünlerini kullanan herkes, ticaretlerine destek verdiği için vebal altına giriyor. Yani içtiğin her coca cola, yediğin her nestle çikolata, çamaşırını yıkadığın her ariel deterjan, banyo yaptığın her panten şampuan… Gazze’deki bir çocuğa sıkılan kurşun olarak dönüyor.

Kullandığın her Siyonist ürün, Gazze’deki her bir cami, hastane, okul, üniversite, ambulans ve sığınma kampına atılan bomba oluyor.

Siyonistlerin gücünü kırmak için ürünlerini/mallarını alma-malıyız. Bu konuda bilinçli ve uzman kişiler ortak kanaatteler. Bireysel olarak İsrail zulmüne “Dur!” demenin en kolay ve etkili yolu boykottur. 

“Bir benimle ne olur ki?” diye düşünme. Yüz milyonlarca insan böyle düşündüğü için Siyonistlerin ticaretleri tıkır tıkır işliyor. Bu ticaretten kazanılan paralar, Gazze’nin üstüne ölüm bombaları olarak yağıyor; minik bedenleri vuran roketler oluyor. 

Boykot, bir Müslüman için sessiz bir duadır. 

Boykot, Gazzeli çocukların kanının bulaştığı ürünleri evimize sokmamaktır.

Boykot, Müslümanların ezeli ve ebedi düşmanı katiller sürüsüne ekonomik başkaldırıdır.

Boykot, haramdan kaçarak, helal hassasiyetine göre yaptığın en güzel alışveriştir.

Boykot; Hakk’tan yana olmak, haramdan uzak durmak ve helal olanı tercih etmektir.

Boykot, fıkıhtaki içtihat hükümlerine göre, kötülüğe giden yolları kapatmak/engellemek olan “Seddi zeraî” şerî delilini uygulamaktır. Bu da günümüzde bir Müslüman için ticarette yapması gereken en ahlakî ve erdemli davranıştır.

İşgal rejimine ait ürünlerin boykot edilmesinin önemine değinen Op. Dr. Salih Selman, "Allah, her attığımız adımda, her aldığımız malzemede, her gittiğimiz yere bu şuurla gitmemizi istiyor. Onun için şuurlu bir ortamda, şuurlu insanlarla bu boykotu bir ömür boyu devam ettireceğiz." dedi.

Filistinli kardeşlerimizin Siyonist İsrail ve Haçlı ittifakı ile yaptığı cihatta boykot; bir bilinç, bir mücadele, bir cephe, bir duruştur. 
Şehit İmam Hasan el-Benna’nın (radiyallahu anhu) dediği gibi: “Sadece İslam Ümmetinin ürettiklerini kullan ve tüket.

Mümkünse bir kuruşunun dahi İslam düşmanlarına gitmesine müsaade etme.”

Falım sakızından tutun da Mercedes arabasına kadar her üründe Müslümanlar duyarlı olmalı ve bilinçli alışveriş yapmalıdır. Aksi halde Hadisi Şerif’te, “Malını nerden kazandın, nerelere harcadın?...” sorusuna cevap veremeyiz.

Boykotu ABD başta olmak üzere birçok Avrupalı devletler Müslümanların aleyhine uyguluyor.

ABD’de Tufts Üniversitesinde doktora eğitimi yapan Türk öğrenci Rümeysa Öztürk “Gazze’ye destek veren makale yazdı.” gerekçesiyle ters kelepçe vurularak gözaltına alındı. Siyonistlerin soykırımını protesto ettiği için yüzlerce öğrencinin de vizesi iptal edilerek sınır dışı edileceği açıklandı. 

İfade özgürlüğü nerede kaldı?

Hani ABD özgürlükler ülkesiydi?

O özgürlükler sana, bana, Rümeysa Öztürk’e, zencilere değil Müslüman olmayanlaradır.

Peki, biz boykotu ne kadar uygulayabiliyoruz?

Boykotun uygulandığı dünya genelindeki şehirlerde Siyonist Yahudi ve onlara destek veren devasa ABD markaları bir bir kapandı.

Marketlerde boykotu önemseyen birçok insan gördüm ve onlara –Allah razı olsun diye- dualar ettim. Ancak;
Mübarek Ramazan ayında coca cola alan tesettürlü kadınları gördüğümde çok üzüldüm. Yıllardır anlatılmasına rağmen, akşam iftar sofrasında orucunu bebek katillerinin ürünleriyle açan insanlar da varmış. 

Coca colanı yudumlarken Gazze’de açlıktan ölen bebekler hiç aklına gelmedi mi?

“Çocuklarım oruçtu, günlerdir bir şey yemediler, aç karnına şehit oldular.” diye gözyaşı döken Gazzeli kadına vereceğin bir cevabın var mı?

Üç harfli marketlerde yüzde elli indirim kampanyasından poşetlerini Siyonist Yahudi ürünleri ile dolduran -beş vakit namazlı- insanları gördükçe karnıma hançer yemiş gibi oldum.
Bir kaç ay önce, bir din görevlisinin bile Gazzeli bebeklerin kanının bulaştığı ürünleri aldığını gördüğüm zaman bu işin, alışverişten öte “bilinçli, iradeli, erdemli, imanî” bir eylem olduğunu düşündüm.

Evet, Siyonistlerin ürünleri kaliteli diye alma zorunluluğumuz yok. Biraz lüksümüzden ve keyfimizden vazgeçmeliyiz o kadar!
Boykot, sadece savaş zamanlarında değil hayat boyu sürmelidir.

Şu halde değil Gazze, Filistin ve hatta tüm İslam diyarı özgür oluncaya kadar boykot hep gündemimizde olmalı.

Hz. Muhammed’in (sav) peygamberliğinin ilk yıllarında -Mekke döneminde- müşrikler bir avuç Müslümanı boykot ederek aç, susuz bırakarak hicrete zorlamışlardı.

Günümüzde aynı boykot, yıllardır abluka altındaki Gazzeli kardeşlerimiz için devam ediyor.
Yarın Hakk’ın divanında, mahşer meydanında pişman olma-mak için alışverişimize dikkat edelim. 

Çocuklarının parçalarını poşette taşıyan Gazzeli baba… Sana söz, evladının katillerinin ürünlerini/mallarını satın almayacağım!

BOYKOT; almazsan ölmezsin, alırsan ölürler…

Gel Kardeşim, İslam düşmanı Siyonizm’e rahatın için, lüksün için, konforun için destek olma.

Hiçbir marka vazgeçilmez değildir; bırak bazı lezzetler Cennet’e kalsın. 

Bu vesileyle, Siyonistlerin kanlı ürünlerinin evlerimize girmediği nice güzel Bayramlarımız olsun inşallah.

 

 

Yorumlar 2
İsmail 29 Mart 2025 18:51

Allah razı olsun hocam.

NABİ KÜÇÜK 29 Mart 2025 17:38

Teşekkür ederim kardeşim, yüreğinize sağlık. Ümmetiin uyanacağı gün yakındır inşallah.

Yazarın Diğer Yazıları

Çerez Bildirimi

Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.