Türkiye’de okulların misyonu bellidir. Okullar genel manada hem bilgi veren hem de toplumsal değerleri öğrencilere kazandırmaya çalışan kurumlardır. Eğitimin devlet eliyle yürütülmesi devletin görevidir ancak bu görev devlet için oldukça maliyetli bir iştir. Bu sorumluluğun yerine getirilmesinde devletin eksikleri olabilir zira bu kadar genç nüfusa imkan sağlamak kolay değildir. Hal böyle olunca devletin bıraktığı boşlukları yıllardır özel sektör doldurma yoluna gitmiştir. Süreç içerisinde kanıksanan dershaneler eğitim faaliyetlerinin doğal bir parçası olup çıkmışlardır. Geleneksel eğitim anlayışı içinde dershaneler daha cazip imkanlar sunmuşlar, daha iyi hedef belirlemişlerdir burası bir gerçek. Dershaneler bir yandan devlet okulları ile rekabet ederken bir yandan kendi içlerinde ayrı bir rekabet yaşamışlardır.
Dershaneleri bu kadar popüler kılan faktörlerin başında geçmişte okullarda sınıfların kalabalık olması yüzünden öğrencilerin kendilerini derslere tam olarak verememesi geliyordu. Buna ilaveten Okul sonunda yapılan sınavların birkaç yıl önce görülen dersleri kapsaması ayrı bir proplemdi. Öğrenci bu ilk yılların konularını dershanede hızlandırılmış biçimde görme imkanı buluyordu. İşin aslı birçok konunun temeli okul sıralarında atılmış oluyordu.
Dershanelerin en önemli avantajı dershaneye gelen öğrencilerin belli bir amaç doğrultusunda buralara gelmeleridir. Ayrıca eğitim kadrosunun da amaç birliği olmasıdır. Bu durum normal okullarda da var ancak dershaneler bir ticarethane mantığı içinde çalışırlar. Dershanede görevli öğretmenler çalıştıkları dershanede devam edebilmelerinin ortaya koydukları performansa bağlı olduğunu çok iyi bilirler ve ona göre çabasarfederler. İş hayatındaki özel sektör devlet sektörü ayrımı kabilinden bir fark var ortada. Dershaneler tamamen sınav odaklı kurumlardır. Kesinlikle okulların taşıdığı misyonu tam olarak karşılayamazlar.
Burada dershane çalışanlarının aslında normalin çok çok üstünde gayretlerinin karşılığını alamadıklarını parantez içinde belirtmek gerekir. Asgari ücretle hatta ücretsiz dershanelerde çalışan öğretmenlerin olduğunu biliyorum. Birkaç yıl deneme ya dareferans sahibi olmak adına sömürülen yüzlerce öğretmen var. Dershane çalışanlarının bu manadaki sorunları bence dershanelerin kapatılması kadar ciddi bir konudur. Dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan dershane çalışanları işsiz kalmak kaygısı nedeniyle bu duruma karşı çıkmaktadırlar. Daha iyi koşullar sunulsa eminim fikirleri farklı olur.
Dershane meselesinin gündeme geliş biçiminde bir terslik var diye düşünüyorum. Bu sorunun çözümünde farklı unsurlar bir arada düşünülüp daha sonra bu kamuoyuna taşınmalıydı. Son birkaç yıl içinde dershane sayısında bir azalma dershaneye duyulan ihtiyaçta bir düşüş varken ‘dershaneler kapatılacak’ yaklaşımı kendiliğinden bir direnç doğurdu. Bu direnç hükümete karşı muhalif hareketler için bir fırsat olarak orta yerde duruyor. Gelişmeleri hep beraber izleyeceğiz.
Eğitim kalitesinin öğretmen yetiştirme işinden başlanarak ciddi manada ele alınması gerekiyor. İhtiyaç kadar eğitim fakültelerine öğrenci alımı yapılmalı. Gerçekten öğretmen olmak isteyenler ve bu işi yapabilecekler öğretmen olmalıdır. Tam gün yasası gibi öğretmenlere sadece kurumlarında çalışma şartı getirilmeli ancak başarıları oranında ücretlerinde iyileştirmeler yapılmalıdır. Okullar her manada daha cazip hale gelmelidir. Dershanelerin eğitim hayatı içindeki yeri kontrollü olmalıdır aksi halde öğrenciler dershaneleri daha cazip görmeye, okula sırf zorunlu oldukları için gitmeye devam edeceklerdir. Dershaneleri kapatma kararı cesurca bir karar ancak bu değişimin zemini çok iyi hazırlanmalı taraflar mağdur edilmemelidir. Eğitim dershanesiz olabilir ancak okulsuz çok zor bunu unutmayalım. Hükümet eğitime yaptığı yatırım ve bütçeden ayırdığı miktarın karşılığını görmek istiyor bu gayet normal ancak eğitimin kalitesini artırmak için sistemli ve kararlı bir politikalar geliştirilmelidir.Eğitime ideolojik ve politik değil insani, bilimsel ve akılcı yaklaşmak gerekiyor. Bunun olumsuz taraflarını geçmişte yaşadık . Tüm bu tartışmalar içinde unutmayalım ki dershanelerde ya da okulda tüm gençler bu ülkenin gençleri, tüm öğretmenler bu ülkenin fedakar eğitimcileridir.