Tebdil-i kıyafetler yeniden giyilmeli…

Ak Parti Kadrolarında yenilenme fırtınası esmeye başladı.

Muhafazakâr demokrat bir parti olarak AK Parti, uzun yıllar boyunca reel politika ile normatif politikayı bir arada götürdü, ilkeli ve tutarlı bir siyaset ortaya koydu. İlke ve gelenekler ile gelişen olaylar ve reel politika arasında doğru ilişki kuran AK Parti 31 mart seçimlerine parti yönetimlerinin uygun gördüğü adaylarla girdi ve seçimde %35,49 oy alarak siyasi hayatında ilk defa ikinci parti oldu.

Seçimlerinin ardından altı ay geçti. Seçimin heyecanı yatıştı. Sonuçları sakin kafa ile değerlendirme imkânı oldu. Özgül ağırlığı yüksek, vizyon sahibi, yorgun olmayan dinamik adaylarla girilmesi gerekliliğini seçimde alınan sonuçlar gün yüzüne çıkardı. Siyasetin bir bayrak yarışı olduğu, bayrağı alanın var gücü ile davayı taşıması ve zamanı geldiğinde bir başka dava arkadaşına teslim etmesi gerektiği, kişisel hırsların ve liyakatsiz tercihlerin halkın dikkatinden kaçmadığı bir kez daha görüldü. 

Ayrıca Ak Parti Belediyelerinin kendisini siyasetin merkezinde geniş kitleleri kucaklamasını sağlayan muhafazakâr – demokrat özelliğiyle çelişen, toplum vicdanının kabul etmediği uygulamalarına imza atmaları, partinin kendini var eden yapısal kodlardan uzaklaşması seçmende kitlesel bir tepki oluşturdu ve gerçek Ak Parti seçmenini sandıktan kaçırdı. 

Alınan bu sonuçların ardından Cumhurbaşkanının verdiği direktifler doğrultusunda partinin tekrar eski çizgisine girmesi ve yorgun isimlerin değişmesi için kadroların büyük çoğunluğunun yenileneceği, bu fırtınadan tüm illerin de nasibini alacağı kulislerde konuşuluyor. Bu kapsamda birçok adım atıldı ve atılıyor. Süreci hep beraber göreceğiz.

Sonuç olarak kim tercih edilirse edilsin, kalan ya da yeni görev alan kim olursa olsun, yapılması gereken; milletin sözünün üzerine bir güç tanımayan Ak Parti yönetimlerinin, halk ile arasındaki 22 yılık iktidarın getirdiği bürokrasi duvarını kaldırmaları, sözde değil özde milletin içinde olmaları ve tebdili kıyafetleri yeniden giymeleri…