'Benim babam hâkim!'
Alpaslan SUNGUR
Pandemi ile birlikte sokağa çıkma yasakların yaşanması, bireyin sosyal olarak kısıtlanmasına, bağımsızlığımızı kaybetmesine, sevdiklerimizden ayrı kalmasına, psikolojisi üzerinde büyük bir gerginliğe sebep olurken kişilerde stres, kaygı, depresyon vb. sorunlar çok yaygın hale geldi. Bununla birlikte pandeminin sonuçlanma süresindeki belirsizlik; kişilerde sinirlilik, öfke, korku, üzüntü gibi karışık ve olumsuz duygular en uç noktalarda yaşanır oldu.
Geçen ay içerisinde merkezde bir ortaokul da okuyan 3-4 kız öğrenci aralarında tartıştıklarını öğrendim. Öğretmenleri araya girmiş yatıştırmış. Fakat anlaşmazlık devam etmiş ve vaka küçük bir olay görülse de olay savcılığa kadar taşınmış.
Çocukların söylemlerinden kulak misafiri olduğum kadarıyla, ‘’bana koridorda çarptı’’, ‘’beni itti’’, ‘’bana vurdu ‘’, ‘’bana bunu dedi’’, ‘’senin …. ya olan mesajını yayarım’’ diye olayları anlattılar. İlgi çekici olan olay şu ki; çocuklardan birinin hafta içinde okulda, hafta sonunda kurs merkezinde ayrı ayrı olaylara karışması ve ‘’benim babam hakim ’’ diye arkadaşları arasında psikolojik baskı oluşturduğu idi. Basit bir sözcük gibi görülse de gücünü devlet makamlarından alan tavrı bize geçmişte yaşanan bir çok olumsuzluğu hatırlatıyor. Ülkemiz ‘’Yeni Türkiye’’ sloganı ile büyük hedeflere yürürken geçmişte kaldığı düşünülen, ‘’hala makama güç katan değil, makamdan güç alan ve bu gücü başka amaçlar için kullanan insanlar var mı?’’ sorusunu kafamızda uyandırıyor.
Olayda bir dikkat çeken hususta; yıllarca çok yavaş ilerliyor diye şikayet edilen Türk Yargısında, işlemlerin çok hızlı ilerlemesi, dosyaların hazırlanması, ifadelerin hemen alınması, toplumsal olarak çok sevindirici öte yandan çocuğun söylediği ‘’benim babam hakim ’’ sözünü doğrular gibi.
Geldiğimiz bu noktada görülen o ki, tüm Türkiye’de olduğu gibi Kayserimizde de kavga ya karışma, yaralama, hırsızlık, gibi suça karışma oranında ölçülebilir bir artış görülmekte. Suç sadece sokaklarda kalmayıp ev içinde, eğitim için gidilen okullarda, sağlıkta, iş hayatında, hepsinden önemlisi adalette içinde büyük bir sorun haline gelmiş durumda.
Şu bir gerçek ki, dünyada yaşanan pandemi ve sonrasında ortaya çıkan ekonomik dalgalanmadan en az etkilenen ülkelerden biriyiz. Bunu toplumun her kesminde yaşayan insanlar iyice idrak etmeli ve daha sakin olmalıdır. “Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden az önceki andır. Sözünü hatırlatarak bu sancılı dönemin sukünet içerisinde atlatılması için herkesi sağduyulu olmaya davet ediyorum.