Ali ÖZKANLI

Adam Olmak

Ali ÖZKANLI

Kıymetli Okurlarım! Meslek hayatım boyunca her karşılaştığım yeni öğrencilerime ilk dersimde anlattığım hikâyeyi sizinle de paylaşmak istedim. Bilgili olacağız; ama bilgiden de önce iyi insan¸ diğer bir tabirle "adam" olacağız. Adam olmak öyle kolay olmuyor.

Gece yarısı çoktan olmuştu. Hızlı adımlarla yürüyor¸ canı sıkıldığı nefes almasından belli oluyordu. Nefeslenmek için biraz durakladı. Bir anda geçmişe dalmış gözünün önüne bir film şeridi gibi eski günler gelmişti. Yıllar öncesini hatırladı. Oğlunun yetişmesi ailesine¸ vatanına¸ milletine¸ insanlığa faydalı bir insan olması için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Buna karşılık oğlu bir türlü istediği gibi davranmıyor¸ onu üzüyordu. Bir gün canını çok sıkan oğluna "Oğlum¸ sen adam olmazsın!" demişti.

Aradan uzun yıllar geçmiş çocuk eğitimini çok başarılı bir şekilde tamamlamış değişik görevlerden sonra vezir olmuştu. Çocuğun aklına yıllar önce babasının sen adam olamazsın sözü gelmiş ve bir gece vakti babasını huzuruna getirtmişti.

    - Baba¸ bak sen bana adam olamazsın deşmiştin ama ben şimdi vezir oldum deyince babası:

    - Oğlum¸ vezir olmuşsun¸ ama adam olamamışsın¸ eğer adam olsaydın babanı bu gece vakti rahatsız etmeyecek kadar düşünceli¸ babanı ayağına getirtmeyecek kadar edepli ve makamın büyüdükçe daha da alçak gönüllü olurdun diyerek hiddetle kapıyı çarpmış¸ ancak sokağın ortasında kendine gelebilmişti. Üzgündü¸ bir vezir babası olmuştu ama söz ve davranışlarıyla olgun¸ saygılı¸ edepli bir evlat yetiştiremediği için kendini sorumlu hissediyordu. Oysa ne kadar da çok istiyordu. Hem iyi bir eğitim almış hem de terbiyesiyle örnek bir evladı olmasını çok istemişti ama olmamıştı.

    Sevgili Gençler! Acaba sizler nasıl bir evlat olacaksınız hiç düşündünüz mü? Yıllarca öğrencilerime hep şunları söyledim. Çalışkan olun¸ iyi ve güzel makamlara gelin; ama insanlığınızı unutmayın. Kendinizi kaybetmeyin. Nereden geldiğinizi nereye gideceğinizi¸ niçin yaşadığınızı¸ değerlerinizi¸ büyüklerinizi asla unutmayın. Maddiyat gereklidir¸ ama maneviyat olmadan hiçbir şeyin değeri olmaz. Ruhlar doymayınca bedenin doyması yetmez. Ruhsuz ceset bir et yığınından başka ne olabilir? Bedene değer kazandıran onu şerefli¸ izzetli kılan sevgi ve saygı kazandıran şey iyi ahlâktır. İşte size her zaman maddiyatın geçerli olmadığını gösteren bir örnek…

1 milyon doları elinin tersiyle itti. İlginç bir haber değil mi? 1904 yılında ortaya konan ve bugüne kadar hiç kimsenin çözemediği yeryüzünün nasıl şekillendiğinin cevabı olan matematik problemini St. Petersburglu dâhi Rus matematikçi Grigoriy Perelman çözdü. Problemin 478 sayfalık açıklamasını gürültü koparan görkemli bir konferansla değil sadece meslektaşlarının takip ettiği bir internet sitesine koydu. ABD'li bir enstitünün vereceği 1 milyon doları da kabul etmedi.

İnsan doğumundan ölümüne kadar hep hayatını güzelleştirebilmek için didinir durur. Fakat bir türlü de güzelleştiremez. İnsan için hayatı güzelleştirmekten daha önemli ne olabilir ki? Evet¸ hayatımızı güzelleştirmek istiyoruz¸ ama bunun kurallarına uygun hareket edebiliyor muyuz? Esas önemli olan nokta da burasıdır. Eğer görmesini biliyorsak hayatta kötü¸ çirkin¸ korkunç ve sevimsiz bir şey olamaz. Çünkü her şeyin yaratılışında güzellikler ve iyilikler vardır. Her şey sonuç itibariyle sevimli¸ hoş¸ güzel¸ dost ve kardeşliğe açıktır. Bizim korktuğumuz siyah bulutlar¸ şimşek çakması¸ gök gürültüsü¸ yıldırımlar bize rahmet damlalarını taşırlar. Yeter ki bizler güzel görüp güzel düşünelim.

Yazarın Diğer Yazıları