1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinden sonra ortaya hep benzer iddialar atıldı. Neymiş efendim; 1999 Marmara depremini ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerini ABD’ye ait olan USS Nitze savaş gemisi gerçekleştirdi. İddianın ispatı ise gemideki asılı bayrağın olağandan beş kat büyük olmasıymış.
Bunun dışında ABD tarafından geliştirilen HAARP gemisi! ile uzaktan radyo dalgaları ile gerçekleştirildi iddiası mevcuttur. Bir başka teori ise bundan birkaç yıl önce dünyadaki dağınık halde yaşayan Çinlilerin aynı anda zıplayarak yapay deprem üretebilecekleri iddiası. Bir başka komplo teorisi ise kanlı darbe girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün 15 Temmuzdaki başarısız darbe girişiminden sonra "14 Ağustos'ta görüşmek üzere” paylaşımından sonra deprem videosu yayınlaması gelmektedir. Bir başka komplo teorisi ise halen devam eden İsrail-Filistin savaşına Türkiye’nin müdahil olmaması, Türkiye’nin bu savaşa müdahil olması halinde Sırp asıllı Amerikalı bilim adamı ve mucit Nicola TESLA tarafından “düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji nakli” tekniğinden yararlanılarak ABD ve İsrail’in “TESLA Deprem Makinesini” geliştirdiği ve bu makineyi kullanarak Türkiye içinde deprem oluşturabileceklerini iddia edildiği sayılabilir. Komplo teorileri sandığınızdan daha fazla. Şimdi bunların hepsini burada yazacak olsam makaleye sıra gelmeyecek.
Evet, efendim gelelim bu iddiaların doğruluğuna. ülkemiz maalesef Alp-Himalaya deprem kuşağında ve kıta üzerinde büyük depremlerin yaşandığı önemli bir coğrafyada yer almaktadır. Bu iddialar olsa da olmasa da ülkemizde birkaç yılda bir önemli sayılabilecek büyüklükte depremler olmaktadır. Dünyanın oluşumundan bu tarafa depremler olmaya başlamıştır ve hala da devam etmektedir. Siz bu makaleyi okurken bile sizin fark edemeyebileceğiniz büyüklükte depremler olmaya devam etmektedir. Bundan sonra olmaya devam edecektir. Deprem dünya üzerinde yer alan plakaların hareketi ve bu hareketler esnasında birbirlerine olan sürtünmesine bağlı olarak meydana gelmektedir. Deprem oluşmasının hiçbir surette diğer gezegenlerin dizlimi veya geometrisi ile alakası yoktur. Gezegeneler ip gibi tek sırada olsa da olmasa da, yağmur yağsa da yağmasa da, yazın veya kışın, gece veya gündüz, soğukta veya sıcakta, sabah veya akşam, ilkbahar veya sonbahar gibi bütün pozisyon ve zaman dilimlerinde olmaktadır. Bundan sonrada bu şekilde olmaya devam edecektir.
Bir başka komplo teorisi ise HAARP teknolojisidir. Nedir bu HAARP teknolojisi?
The High-frequency Active Auroral Research Program (HAARP), yani Yüksek Frekanslı Aktif Auroral Araştırma Programı. 1993’te ABD Hava Kuvvetleri ve ABD Donanması tarafından yürütülmeye başlanan ancak 2015’te Alaska Fairbanks Üniversitesi tarafından devralınan bir program. Amacı Dünya yüzeyinin yaklaşık 50-400 mil (80-644 km) yukarısında, uzayın tam altında uzanan iyonosfer katmanının özelliklerini ve davranışını incelemek. Alaska Fairbanks Üniversitesi’ne göre; atmosferde yer alan nötr atom ve moleküllerinden farklı olarak iyonosfer katmanında hem pozitif hem de negatif yüklü parçacıkların olması ve farklı davranmasıdır. Örneğin radyo sinyalleri atmosferin alt katmanlarından bozulmadan geçebilir ancak iyonosferden yönlendirilen sinyaller bozulabilir, tamamen yansıyabilir veya emilebilir. Bu araştırmaların neticesinde iletişim ve enerji hizmetlerinin sürdürülmesi daha kolay ve sürdürülebilir olması hedeflenmiştir. Yani HAARP, gelişmiş iletişim/gözetim için iyonosferin özellikleri, potansiyel kullanımları üzerine temel araştırmaları devam ettirmek ve hatta geliştirmek üzere oluşturulmuş bir merkezdir.
Değerli dostlar; HAARP “taşınabilir” bir aygıt ya da yapı değildir. Gemi ile bir yerden başka bir yere hareket edemez. ABD’nin Alaska eyaletinin Gakona kentinde bulunan bir bina ve 180 adet antenden oluşan sabit bir yapıdır. Bu antenler toplamda 3.5 MW maksimum iletim gücüne sahiptir. Bu güç, dikkate değer ve kalıcı etki oluşturmak için çok küçüktür. Temel matematik hesaplarına göre, HAARP’ı kullanarak, 7.500 kilometre uzakta ve denizin sadece 50 metre altındaki bir cismi 1 santigrat derece ısıtmak için HAARP’ın maksimum güçte 420.000 katrilyon yıl boyunca çalışması gerekmedir ki bu mümkün değildir. Deniz tabanının 50 m altındaki plakayı sadece bir santigrat derece ısıtmak deprem oluşturmaz. Üstelik bu ısıtmanın gerçekleşmesi için Alaska’da yer alan HAARP tesisinin Türkiye’deki fayların olduğu alanda deprem tetikleme faaliyeti için ömrü yetmez. Evren’in toplam yaşı olan 13.8 milyar yıl olduğundan hareketle bu süre evrenin yaşından 30 milyar kat fazladır. Bu bakımdan HAARP ile cisimlerin sıcaklıkları veya fiziksel özellikleri üzerinde değişim yaratmak pratik olarak imkansızdır.
ABD’de de büyük deprem oluşturabilecek nitelikte faylar mevcuttur. Bu faylardan bir tanesi San Andreas fayıdır. San Andreas fayı 1200 km uzunluğunda ve sağ yanal atımlıdır. Tıpkı ülkemizde büyük depremlere sebebiyet veren Kuzey Anadolu Fayı gibi. San Andreas fayı en son 1906 yılında San Francisco depremi diye bilinen 7.9 Mw büyüklüğünde deprem üretmiş ve 3 binde fazla insan ölmüştür. Depremin tekrarlanma zamanı da gelmiştir.
İddia edildiği gibi eğer bu HAARP teknolojisi yapay deprem üretebiliyorsa Kalifornia ve San Francisco kentlerini boşaltarak muhtemel beklenen depremi insansız olarak gerçekleştirsinler. Olası yapay deprem! ile insan ölümleri olmayacak ve HAARP projesi de kendini ispat etmiş olacaktır.
Özet olarak; milyonlarca yıldan bu tarafa ülkemizde depremler olmaya devam etmektedir. Bu depremler ABD ve İsrail yokken de devam ediyordu. Şimdi de devam ediyor. Yarın da devam edecek. Depremleri şu andaki teknoloji ile durdurmanın imkânı yok. Yarın ne olur bilemem. Depremleri kim tetikledi, şu ülke mi bu ülke mi? Depremler nerde olacak, kaç büyüklüğünde olacak sorularının yerine deprem konusunda bilinçli birey dirençli şehir oluşturma mücadelemiz olsun.
X@EvsenAdnan, facebook @adnanevsen, instagram @AdnanEvsen
