Geçmiş yıllarda (2016) kısmet oldu yolumuz Kırgızistan’a düştü. Tarifeli uçak ile İstanbul-Bişkek-Osh-İstanbul yolculuğunu gerçekleştirdik. Altı gün misafir olarak kaldığımız Kırgızistan’da hem ülkemizdeki gelişmeleri, hem de Kırgızistan’da neler olup bittiğini merak ediyorduk. Gündem sorunu yaşamayan güzel ülkem, yine o yıllarda gündemsiz kalmıyordu.
O günlerde; canlı bomba IŞİD militanlarının saldırıları, PKK saldırıları, intihar saldırıları, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi, öğrenci yurdundaki yangınlar olmak üzere toplam 400 civarında asker, polis ve sivil vatandaşımız hayatını kaybetmiş, binlerce insanımızda yaralanmıştı. 2016 Yılı Türkiye için deyim yerindeyse dönüm noktası oldu.
Yukarıda kısaca özet halinde verilen Türkiye’de gerçekleşen olayların bir kısmını, bize ev sahipliği yapan Abdurrahman Kari’ye anlatıldıktan sonra hayretler içinde kalarak bunların hepsi Türkiye demi oldu diye şaşa kalmıştı. Evet, bunların hepsi güzel yurdumda olmuştu. Peki, bu süreç içinde Kırgızistan’da neler oldu diye Abdurrahman Kari’ye sorduğumuzda biraz düşündükten sonra “bayram oldu” diye kısaca cevap vermişti.
Gündem sorunu yaşamayan ülkemde, takip eden yıllarda yüzlerce olayları yine beraberce yaşadık. Son yüzyılın en büyük olayı nedir diye soracak olursanız “6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri” derim. Malum olduğu üzere bu tarihte 7,7 ve 7,6 Mw büyüklüklerinde iki büyük deprem, 6,0 -6,4 – ve 6,6 Mw olmak üzere üç deprem, 5 ile 6 arasında ise 48 deprem olmuştu. 6 Şubat tarihinde benzerlerine az rastlanılan ve 9 saat arayla gerçekleşen iki büyük deprem sonrası, 440 km uzunluğunda yüzey kırığı oluşmuş, arz kabuğu 3-9 m arasında yer değiştirmiş ve 53 575 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bunun yanında binlerce insanımız yaralanmış, 830 bin kişinin evi değişik oranlarda zarar görmüş, onlarca sayıdaki insanımızdan ise hala haber alınamamaktadır.
6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş Depremlerinden sonra ülkemde Cumhurbaşkanlığı ve Mahalli İdareler Seçimi olmak üzere iki seçim için üç defa sandık başına gittik. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Sayın Erdoğan yeniden kazanırken, mahalli seçimlerinde iktidar partisi güç kaybetti. Seçilen milletvekilleri parlamentoda olağan işlerine başladılar.
Kamuoyunda sokak hayvanları diye bilinen “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 30 Temmuz tarihi itibariyle TBMM’den geçerek yasalaştı.
Vatandaşlarımız dilsiz dostlarımız konusunda oldukça güçlü performans sergilediler. Yaşadıkları mahalleden itibaren organize olarak seslerini toplumun her kesimine kadar duyurdular. Hatta TBMM grup toplantısına bile girmeyi başardılar. Vesselam; mahallede ve TBMM’de sessiz dostlarımızın sesi oldular ve alkışı hak ettiler.
Ülkemizde, toplumun organize olarak siyasete karar değişikliği yaptırdığı bir başka önemli konu ise EYT. Kamuoyundaki bilinen adıyla Emeklilikte Yaşa Takılanlar. O kadar güçlü bir ses verdiler ki “…siyasi hayatıma bile mal olsa bu düzenlemeyi yapmam” diyen Sayın Cumhurbaşkanı geri adım atarak 7438 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda değişiklik önerisi ile erken emeklilik konusunu TBMM’de yasalaştırdılar. EYT’yi destekleyenler o kadar organize olmuşlardı ki toplumun her kesiminde kabul gördüler. Anlaşılan o ki seçimler nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın EYT mutlak surette yasalaşacaktı. Sayın Erdoğan EYT’yi yasalaştırdığı için toplumun teveccühünü kazandı ve seçimleri kazanmış oldu. Sayın Erdoğan EYT’yi yasal hale getirmemiş olsaydı, seçimleri kaybetmesi olağan gözüküyordu. Bu şartlar altında seçimleri kazanacak olan muhalefet EYT’yi mutlak surette yasalaştıracaktı.
Güzel ülkemin insanları sokak hayvanları ve emeklilikte yaşa takılanlar konusunda o kadar güçlü ses çıkardılar ki toplumun bütün katmanları çıkarılan bu sese kulak kesildiler. Yani alkışı hak ettiler.
Gel gelelim 6 Şubat 2023 tarihine. 6 Şubat sabahı başlayan ve öğle saatlerinde de devam eden iki büyük depremde 53 575 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Dahası ölen vatandaşların yanında binlerce insanımız yaralı, binlercesinin yaşamış olduğu travmadan dolayı tedavileri devam ediyor, onlarca insanın kayıp olduğu bilgisi geliyordu.
6 Şubat Depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınları gür bir ses beklediler ama beklenen ses bir türlü çıkmadı. Sokak hayvanları ve EYT konusundaki çıkan gür ses “dirençli şehir” noktasında makes bulmadı. Toplum; can güvenliğini önceleyen “dirençli şehir” konusunda gereken tepkiselliği gösteremedi.
Bir toplantı, bir eylem, bir yürüyüş, bir bildiri, bir konsensüs sağlayamadılar. Milletvekili adaylarına ve belediye başkanı adaylarına “dirençli şehir” projelerini soramadılar. Mevcut belediye başkanlarının geçmiş yıllardaki “güvenli şehir” uygulamasını anlatmalarını isteyemediler. Deprem öncesi, deprem anında ve deprem sonrasındaki senaryonun ne olduğunu/olacağını sorgulayamadılar. Deprem mastır planımızın olup olmadığını, yoksa neden olmadığını soramadılar.
Ama aynı toplum dilsiz can dostlarımız konusunda üst düzey performans sergilemişlerdi. Barışçıl eylemler yaparak hayvan hakları konusunda seslerini yere göğe duyurdular.
Bir canlının ölmesi hiçbir zaman ve hiçbir koşulda istenmez. Yaşadığımız bu süreç hayvan haklarının insan haklarından daha önde olduğu konusunda bende izlenim bıraktı. Hem sevindim hem üzüldüm. EYT ve sokak hayvanları konusunda güçlü ses veren bu toplum 6 Şubat sonrası için kırık not aldı.
Soru şu; 30 Temmuz günü TBMM’de sokak hayvanları konusunda yasalaşan taslak, mevcut haliyle değil de “itlaf edilmesi” şeklinde çıksaydı ve 31 Temmuz günü 53 575 hayvan itlaf edilseydi kamuoyunda nasıl bir infial olurdu?
Afetsiz günler dileğimle…
[email protected], X@EvsenAdnan, facebook@adnanevsen, instagram@AdnanEvsen, youtube@adnanevsen4936