Yaptıranın adı belli ama meçhul: Caferbey Camii
17. Yüzyılda bir külliye olarak yapılan Cafer Bey Camii ve Hamamının banisi olan Cefer Bey'in kim olduğu hakkında pek bir bilgi yoktur. 14.Yüzyılda Kayseri'de hüküm süren Eratna Devleti Emiri Cafer Bey'le karıştırılmamalıdır.
Külliye olarak yapılan caminin harabeye dönmesinden sonra 1950’li yıllarda eski caminin yerine büyük bir ihtimalle aynı planlı, minareli yeni bir cami olarak yapılmıştır. 17. Yüzyılda yapılan Çukurlu Camii ile iç taşıyıcı kemer mimarisi çok benzemektedir.
Dıştan bakıldığında kare planlı taş bir yapı olarak görünen, caminin kuzeyine sonradan uzatılan pvc ile kapatılmış son cemaat mahallinden girildiğinde, mihraba paralel duvarlar dahil dört sütun üzerinde yükselen birbirine paralel iki kemer taşıyor ahşap tavanı. Ortadaki dört adet kesme taştan yapılan kare sütunlar paralel olarak kemerli bir şekilde birbirine bağlanmış. Tavandaki bu kemerler dikey olarak uzatılmış yuvarlak ahşap taşıyıcılar uçuk mavimsi bir renge boyanmış. Yaklaşık 7 metre yüksekliğindeki 200 metrekarelik iç mekanı aydınlatan pencereler de aşağıda büyük, yukarıda küçük pencereler olmak üzere klasik usulde sıralanmıştır.
Tarihi eski Kayseri kentinin güneyindeki uç bir yerleşim yeri olan Caferbey mahallesinde bulunan eski tek katlı evlerden çok az sayıda kalmış. Eski evlerin yerinde şimdi daha çok yeni yüksek beton binalar yükseliyor. 1950’lerden itibaren Çiftönü ve diğer merkeze uzak mahalleler gibi Caferbey Mahallesi de kırsaldan önemli göç alan mahallelerden biri. 80’lerden sonra yeni mahalleler ihdas edilip, apartman iskanının yaygınlaşmasından sonra bu mahallenin eski evleri daha çok alt gelir gurubu ve bir kısım Romanler için mekan olmuştu.
Ramazan ayının son günleri olmasına rağmen aktif hanımlarla beraber yaklaşık 60 kişilik bir cemaatle kılındı teravih namazı. Genç hafız bir imamın seri ve berrak okuyuşuyla kılınan teravihte neredeyse hiç çocuğun olmaması dikkat çekiciydi.
Bakmadan Geçme
