Vekil Arıkan: 'Kentsel Dönüşüm Rant Odaklı Olmasın'
TBMM'de görüşülen Kentsel Dönüşüm konusu üzerine söz alan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, teklifin kentsel dönüşümün ruhuna aykırı olduğunu belirterek, kentsel dönüşüm rant odaklı olmaması gerektiğinin altını çizdi.
TBMM’de görüşülen Kentsel Dönüşüm konusu üzerine söz alan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, teklifin kentsel dönüşümün ruhuna aykırı olduğunu belirterek, “Burada önemli bir konu üzerine konuşuyoruz, istişareler yapıyoruz. Bir tarafta barınma gibi çok temel bir ihtiyacının çözülmesini bekleyen, başını yastığa huzurlu bir şekilde koymayı bekleyen insanlarımız var; diğer tarafta kentsel dönüşüm ruhuna aykırı bir kanun teklifi ve bu kanunun çıkması için ellerini ovuşturan rantiyeciler var. Kentsel dönüşüm ruhuna aykırı diyorum çünkü bu kanunda düzeltilecek birçok eksik hususlar var. Biz, temel yerlerde işin felsefesinde sizlerden ayrılıyoruz, burada şunu ifade etmek isterim: Kentsel dönüşüme karşı değiliz. Ak Parti iktidarı hemen her alanda olduğu gibi yıkıp yapma taraftarı. Çünkü yıkıp yeniden yaparken arada birtakım çıkar odakları, rantçılar devreye girecek, işte biz burada sizlerden ayrılıyoruz. Çünkü biz ıslaha, mümkün değilse hakça bir paylaşıma inanıyoruz. Biz, rantiyeyi iyi biliyoruz. Kentsel dönüşüm İstanbul'da en çok Bağcılar, Esenler, Ümraniye gibi yüksek riskli yerlerde gerekiyor fakat yapılmıyor; Kadıköy, Beşiktaş, Etiler, Florya gibi yerlerde ise kentsel dönüşüm hızla devam etmekte. Önümüze gelen kanun teklifinin birçok maddesi üzerinde ciddi şüphelerimiz var. Başta, Genel Kurula getirilen bu kanun teklifi komisyonda sadece iki saat, yedi dakika görüşüldü. Biraz önce, Ak Parti adına çıkan arkadaşımız arka planda aylarca görüşmeler, çalışmalar olduğunu ifade etti.” dedi.
Söz konusu düzenlemenin özensiz hazırlandığını belirten Arıkan, ilgili maddede yapılan düzenleme ile vatandaş ile devletin karşı karşıya geleceğini belirterek, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Kanun teklifinin birçok kısmında olduğu gibi üzerinde konuştuğumuz 7’nci maddede de şüphelerimiz ve itirazlarımız var. Kanun teklifinin 7’nci maddesiyle Başkanlığa riskli yapı tespitinde resen tespit yapma ve engelleme durumunda mülki idare amirinin yazılı izniyle tespit yapma hakkı tanınmakta. Burada “engelleme” tanımı soyut kalmıştır. Yetki tamamen mülki idare amirinin vicdanına bırakılmıştır. İdareye geniş yetkiler tanıyan bu madde ölçülülük ve hukuki belirlilik ilkelerine de aykırı düşmektedir. Bu maddeye dayanarak kolluk kuvvetleri, kapıları kırıp evlere zorla girme yetkisine sahip olacaktır. Eminim, bu manzara şimdiden gözlerimizde canlanıyordur. Bu madde aynı zamanda değerli arkadaşlar, Anayasa’nın 35’inci maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkını ihlal eden bir maddedir.
Yine, Anayasa’nın 21’inci maddesine göre ‘Usulüne göre verilmiş bir hâkimlik kararı olmadıkça kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz eşyalara el konulamaz.’ Bu madde, vatandaş ile devletin iş birliğine en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, vatandaşla devleti karşı karşıya getirecek bir ortama zemin hazırlayacaktır.
Kanun teklifinin genel gerekçe bölümünde aciliyetten, ivedilikten sıkça bahsedilmiştir. Elbette deprem bölgesinin bekleyen birçok sorunu var, acil çözülmesi gereken sorunlar var. Acele edilirken başka sorunlara mahal vermeden çözümler üretmeliyiz. Bir de unutulmamalı ki acele işe şeytan karışır. Bizim rant şeytanının hız kisvesinde bu Meclisten geçmesine Saadet Partisi Grubu olarak rızamız yok. 7’nci madde ise bu hâliyle kaş yaparken göz çıkarmaktır. Bu iş, bu tablo bizim için tesadüf değil. Bir kanun teklifinin bir maddesine kadar sinmiş rant anlayışınızın Sayın Cumhurbaşkanımıza “Şehirlerimize ihanet ettik.” cümlesi kurdurduğunu lütfen unutmayın. Teklif rantiyeyi, görüşmekte olduğumuz madde şahsiliği barındırmaktadır. Türkiye’nin esas problemi de budur. Komisyona söyledik, yine tekrar ediyoruz: 7’nci maddenin (7)’nci fıkrasının metinden çıkarılmasını teklif ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.”