- Haberler
- Üretiyoruz, ama tasarım katmıyoruz
Üretiyoruz, ama tasarım katmıyoruz
ORAN Genel Sekreter Vekili Fatih Gavgacı: 'Biz üretiyoruz. Ama ürettiğimiz ürün hak ettiği değerin altında… Çünkü tasarım katmıyoruz. Sıradan ürünler üretiyoruz. O yüzden 1,7 Milyar Dolar ihracat bandında sıkışıp kalıyoruz. Bunu aşmakta zorlanıyoruz. Bunu aşmak için bir tasarıma ihtiyacımız var.'
ORAN Genel Sekreter Vekili Fatih Gavgacı ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Amacımız ORAN’ı yakından tanımak ve tanıtmak. Ajansın çalışmalarını sorguladık 2013 yılı Aralık ayında ORAN Genel Sekreter Vekilliğine gelen Fatih Gavgacı ise tüm içtenliğiyle sorularımızı cevaplandırdı. Faaliyete geçtiği 2010 yılından beri önemli bir yol kat eden ajans, bundan sonra çalışmalarını daha büyük bir titizlikle yürüteceğe benziyor. Gavgacı’nın bundan sonra ajansa sunulacak projelerde arayacakları kriter sıralamasında katma değeri yüksek ürünleri tercih edeceklerini söylemesi bunun söylememizdeki en büyük dayanak. Gavgacı, diğer bir önemli husus olarak ürünlerin tasarım boyutuna dikkat çekerek “Biz üretiyoruz. Ama ürettiğimiz ürün hak ettiği değerin altında… Çünkü tasarım katmıyoruz. Sıradan ürünler üretiyoruz. O yüzden 1,7 Milyar Dolar ihracat bandında sıkışıp kalıyoruz. Bunu aşmakta zorlanıyoruz. Bunu aşmak için bir tasarıma ihtiyacımız var” önerisinde bulunuyor.
Öncelikli sizi tanıyabilir miyiz?
Endüstri yüksek mühendisiyim. Kalkınma ajansından evvel Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde yönetici olarak görev yaptım. Ondan evvel Türk Telekom Müdürlüğü’nde uluslararası ilişkiler uzmanı olarak görevde bulundum. 2010 yılında ise program yönetim birim başkanı olarak kalkınma ajansında görev almaya başladım. 2013 yılı aralık ayına kadar bu görevimi sürdürdüm. 2013 yılı aralık ayından itibaren Sayın Mustafa Palancıoğlu’nun Talas Belediye Başkanlığı’na adaylığı sebebiyle ajanstan ayrıldığı süreçten bu güne kadar genel sekreterliği vekaletten yürütüyorum. Kayseriliyim. Evli ve 2 çocuk babasıyım.
ORAN’ı bilmeyenler için sizden dinleyebilir miyiz?
Kalkınma ajansları yönetişim mantığının tezahürü olarak bölgelerde kurulan yapılanmalardır. Yerinde yönetim de diyebiliriz. Yönetimin içine hem lokal hem de iletişimi katan bir yaklaşım. Bu noktada 2006 yılında başlayan bir süreç… İlk olarak İzmir’de İzmir Kalkınma Ajansı ve Çukurova Kalkınma Ajansı’nın kurulmasıyla ajans yapılanması Türkiye’de başladı. 2010 yılına kadar Türkiye’de 26 bölgede kalkınma ajansı kuruldu. Kalkınma ajanslarının kurulmasında ki temel mantık o bölgede yapılacak faaliyetlerin ve çalışmaların bölgedeki aktörler tarafından planlanması ve planlanan, tespit edilen potansiyellerin yapılan analiz ve planlarla ortaya çıkarılan bölge değerlerinin yine bölgede sağlanan desteklerle ve bu belirtilen çalışmalarla kurumlar arası koordinasyonla harekete geçirilmesinin sağlanmasıydı. Bununla birlikte ajansın en temel misyonlarından biri de bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılması…
Biz ORAN olarak TR 72 bölgesi dediğimiz Kayseri, Sivas ve Yozgat illerinde faaliyet gösteriyoruz. 3 ilin de farklı potansiyeli var. Farklı gelişim alanları var. Farklı öncelikleri var. Siz Kayseri’de uyguladığınız bir politikayı model olarak Yozgat’ta Sivas’ta uygulayamazsınız. Kayseri sanayi üretimi ile ön plana çıkarken Yozgat hayvancılık ve tarımı ile Sivas aynı şekilde doğal kaynaklarıyla ve tarımıyla ön plana çıkıyor. Dolayısıyla yerindelik mantığıyla hangi bölgemizde, ilimizde ve alanımızda be yapılabilir önce bunun tespit edilmesi sonra da gerek ajansın kaynakları kullanarak gerekse bölgedeki diğer kurumların bu alana farkındalık oluşturmasını sağlayarak diğer kurumlarla işbirliği içerisinde bu alanda gelişimi sağlamak ajansın temel amacıdır.
İfade ettiğimiz gibi 2010 yılında bir de fiili olarak faaliyete geçtik. O günden bu güne 10 farklı başlıkta mali destek programları uyguladık. Bu kapsamda 1300’e yakın proje kabulü yaptık. 250’den fazla projeye de destek sağladık. Ajans tarafından hibe olarak bölgede kar amacı güden ve gütmeyen kurumlara destek programı çerçevesinde yaklaşık 70 Milyon TL kaynak aktardık. Bu kurumların kendi sağladıkları finansmanlarda katıldığında geçtiğimiz 4 yıllık süre zarfında bölgede 150 Milyon TL’nin üzerinde yatırım yapılmasına vesile olduk.
Kayseri, Sivas ve Yozgat kıyaslandığında ajansın verdiği desteklere talep noktasında nasıl bir denge var?
Destek alan proje bakımından Kayseri daha fazla destek alan projeye sahip. Aslında bu da doğal bir sonuç. Çünkü Kayseri potansiyel olarak da KOBİ sayısı bakımından ve kurum sayısı bakımından da diğer illere göre daha fazla işletmeye sahip. Bizden Yozgat’ta yararlanacak firma sayısı 100’lü rakamlarla ifade edilirken Kayseri’de birkaç binli rakamlarla ifade ediliyor. Sivas’ta bu rakam 500-1000 arasında ifade ediliyor. İşin gerçeği Sivas’ta belki de 500’ün altında… Dolayısıyla bu potansiyel doğrultusunda destek alan işletme sayısı ve destek verilen miktar Kayseri’de diğer illere göre daha fazla… Ancak oransal olarak baktığımızda Sivas ve Yozgat illerinin daha fazla destek aldığını ifade edebilirim.
Kayseri’den başvuran firmaların %25’i destek alırken Sivas’tan başvuran firmaların %35’i, Yozgat’tan başvuranların yaklaşık olarak %40’ı ajanstan destek alabiliyor.
Uzun süre Sivas ve Yozgat atıl kaldı. Destek oranlarını farklılık göstermesini bu duruma bağlayabilir miyiz?
Biz bunları planlarken biraz önce ifade ettiğim gibi ajansın temel bir amacı var. Bu nedir: bölge içi gelişmişlik farklılıklarının azaltılması… Yani görece daha az gelişmiş bölgelere sağlanan desteklerinde o miktarda dikkate alınması gerekiyor. Yaptığımız planlama çalışmalarında ve rehberlerde bunu da dikkate alıyoruz. Dolayısıyla sağlanan küçük avantajlarla oransal olarak Yozgat ve Sivas, Kayseri’ye göre biraz önde…
Sadece mali destek mi sağlıyorsunuz? Kaç farklı destek programınız var?
Ajans tarafından mali, teknik ve faiz destekleri sağlanıyor. Şuana kadar geçtiğimiz 4 yılda mali destekleri uyguladık. Teknik destekleri uyguladık. Henüz faiz desteğini uygulamadık. Türkiye’deki hiçbir ajansta uygulamadı. Bu da 2015 ve sonrası için bakanlık tarafından görüşülen konular arasında yani bir bakıma işletmelere finansal kuruluşlarla iletişim geçmelerini sağlayıp onlardan kredi almaları ve alınacak kredilerin ajans tarafından faizlerin işletmelere ödenmesi…
Bir de güdümlü destek projeleri var. Ajansın önemli gördüğü konularda kâr amacı gütmeyen kurumlarla koordinasyon halinde bölge için yatırım yapması: bu da güdümlü proje… Bu konuda hâlihazırda Erciyes Üniversitemizle ve Sivas Sanayi ve Ticaret odamızla ortak yürüttüğümüz bir çalışma var. Bu çalışmalar neticelendiği taktide güdümlü proje uygulamasını da 2015 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz.
ORAN’a sunulan ve hayata geçen projelerden biraz bahsedebilir misiniz?
Ajans olarak biz 2010 yılında kurulduğumuzda amaç daha fazla algı oluşturmaktı. Bu yüzden fazla tematik alanlara girmeden genel başlıklı projelere çıktık. Yani KOBİ’lerimiz için iktisadi kalkınma başlığında ‘yeter ki bize proje üretin ve sunun biz sizi destekleyelim’ dedik. Kar amacı gütmeyen kurumlarımız için de küçük ölçekli altyapı projeleri inceledik. 2010 yılında bu programlarla 500’e yakın proje kabulü yaptık.
KOBİ’lerin kapasite artışını kamu kurumlarında ihtiyaç duydukları öncelikle alt yapılarının sağlanmasına destek sağladık. 2010 yılında bu hedefimizi gerçekleştirmekle beraber işin gerçeği bir etki analizi yapacak düzeyde de temalara ulaşamamış olduk. Çünkü çok geniş bir portföy çiziyorsunuz, aynı zamanda çok fazla proje kabulü yapıyorsunuz. Ama kaynaklarınız kısıtlı… Gelen projelerin ancak %15’ine destek sağlayabiliyorsunuz. Hem riskli bir küskün kitle oluşturuyorsunuz hem de sadece belli bir alana yönelmediğiniz için o alanda bir etki oluşturamıyorsunuz.
2010 yılından sonra ise daha tematik alanlarda örnek veriyorum: Kayseri’de sadece kapasite artışı içeren, modernizasyon içeren herhangi bir katma değer üretmeyen projelerin kabulüne sıcak bakmadık. Sivas’ta onların önceliklerine göre jeotermal ve maden dedik. Tarımla gelen kalkınma dedik. Böylelikle daha başarılı projeler yürütülmüş oldu. 2015 yılında da bu manada çalışmamız olacak. Muhtemelen aralık ayının ortalarında bunun bilgisini de siz değerli basınımızla ve kamuoyu ile paylaşacağız.
“Ürettiğimiz ürün hak ettiği değerin altında”
Bizim şuan da en ciddi sıkıntımız cari açığımız. Bu cari açığın azaltılmasına yönelik ithal ikamesi üreten projeler, yani ithal ettiğimiz ürünleri burada üretebilirsek bu projeleri bize getirin. Kullandığımız enerjinin %73’ünü ithal ediyoruz. Burada enerji üretme imkânımız var. Yeterince güneş alan ve altyapıya sahip bir yerdeyiz. O zaman enerji üreten projelere örnek veriyorum. Veya yüksek katma değer üreten projelere… İtalya’nın ürettiği mobilya bizim ürettiğimiz mobilyadan 8 kat daha kaliteliyse biz bu ürüne ya tasarım ya da marka değeri katacağız. Piyasada üretilen çelik kapının katma değer kazanması için ne gerekiyorsa onun yapılması gerekiyor. Bu manada projelere destek sağlamayı hedefliyoruz. Bunda sonra da destekler böyle olacak. Bu kapsamda belki de en ciddi ve kayda değer projelerden birisi Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü ile birlikte yürüttüğümüz endüstriyel tasarım merkezi projesiydi. Aslında biraz önce yaptığım açıklamaları destekle nitelikte… Biz üretiyoruz. Ama ürettiğimiz ürün hak ettiği değerin altında… Çünkü tasarım katmıyoruz. Sıradan ürünler üretiyoruz. O yüzden 1.7 Milyar Dolar ihracat bandında sıkışıp kalıyoruz. Bunu aşmakta zorlanıyoruz. Bunu aşmak için bir tasarıma ihtiyacımız var.
Kayseri’deki birçok firma küçük ve orta işletme… Bunların her birisinin ARGE tasarım atölyesini kurma imkanı yok. OSB müdürlüğümüzle işbirliği içerisinde 2010 yılındaki program kapsamında dedik ki burada bir endüstriyel tasarım merkezi inşaa edelim ve bu proje hayata geçti. Proje kapsamında Erciyes Üniversitemizde ve tekno parkımızda bir protokol imzaladık. Şuanda OSB içerisinde ajans desteğiyle alt yapısı oluşturulan endüstriyel tasarım Merkezi faaliyette… İşletme içerisinde de üniversitemiz ve tekno parkımız aktif olarak görev yapıyor. Bunu da iyi bir uygulama olarak paylaşmak istiyorum. Bunun gibi çok farklı projelerim var ama üretime KOBİ yönüyle bakan bu kayde değer projelerden biri…
Bakmadan Geçme





