Üniversitedeki dostluklar menfaat içermez

Şahin Güven, üniversite eğitim ve öğretiminin, bir gencin hayatında önemli bir dönüm noktası olduğunu ve gencin geleceğini etkileyip belirli bakış açıları kazandıran bir zaman dilimine tekabül ettiğini belirttikten sonra, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üniversite hayatınızda edindiğiniz arkadaşlıklar, kaldığınız yurt ya da evler, elde ettiğiniz bilgiler, gelecekteki hayatınızı ve tercihlerinizi hem yönetecek ve hem de yönlendirecektir. Üniversite hayatınızı boşa geçirmeden, buradan alacağınız bilgi birikimini, bir an önce elde etmeye gayret etmelisiniz. Herkes kendi alanıyla ilgili bilgi birikimine sahip olmalıdır. İnanan bir insan, üzerinde bulunduğu işin ve alanın en iyisi olmakla yükümlüdür. Bu, biraz da kişinin kendi iç dünyası ile ilgili bir durumdur. Eğer kendinize güveniniz olmazsa ilerleyen zamanlarda başarısızlık peyda olacaktır. Meslek gurubu ayırt etmeksizin çevrenizin sizden memnun olduğu ve hatta iftihar edeceği insanlar olmalısınız.
Burası gibi nezih ortamda ve genç iken bir araya gelen insanlar, çok iyi ve çok güçlü dostluklar kurmalıdırlar. Üniversite hayatında kurulan dostlukların büyük bir kısmı, karşılıksız kurulan dostluklardır; menfaate asla dayanmaz. Bu dostluklar, karşılık beklenmeyen hasbî dostluklardır. Sizi hayat boyu bırakmayacak dostluklara uzanmalısınız. Öyle olur ki yarın bir gün evleneceğiniz, iş kuracağınız zaman, şu anki arkadaş ve dostlarınıza danışır, onlardan fikir almaya çalışırsınız. Şunu bilmelisiniz ki insan, dostlarıyla yaşamaktadır.”
“Allah’a dost olmayanlar insanlara da olamazlar”
İnternetle değişen ve dönüşen hayatların, sanal ortamlarda gerçekleşen ilişkilerin gerçeklik payının olmayıp buralarda sahtekârlığın kol gezdiğine dikkatleri çeken Güven, gençler için kulağa küpe olacak, gönle kazınacak şu sözleriyle konuşmasına devam etti:
“Sanal ortamlar, hayata dokunmuyor, insanlara gerçeği sunmuyor. Üniversite yıllarında tanıştığım ve çok yakın dostluk kurduğum bir arkadaşımla şöyle bir anlaşma yapmıştık: Memleketten ihtiyacım olan param geç gelirse o bana yardımcı olacak; onun parası geç geldiğinde ben ona yardımcı olacaktım. Tabi bu durumumuzdan, yani ihtiyaçlı olduğumuzdan kimsenin haberi olmayacaktı. Ve elhamdülillah bunu, çok güzel de başarmıştık. Şimdi hala kendisiyle dostluğumuz devam etmektedir ve ailece de görüşüyoruz. Bir araya gelip görüşüyorsak bugün hala, bu, hasbî dostluk kurduğumuzdandır.
Hayatınızda çok farklı insanlarla muhatap olacaksınız. Bana göre insanın en iyi dostları, öncelikle Rableri olan Yüce Allah’a dost olan kişilerdir. Allah’ın dostu olamayan, Allah’a karşı vazifelerini yerine getirmeyen bir insan, arkadaşına karşı da vazifelerini yerine getiremez.”
“Kitap okumayan bir insan, fikir üretemez”
Güven, gençlere tavsiye ve öğüt niteliğinde de pek çok cümle kurdu. O cümlelerinden bazıları şöyle oldu:
“Hangi alanı, bölümü okuyor olursanız olun, günlük en az bir gazeteyi takip etmelisiniz. Özellikle de köşe yazılarını, fikir edinmek için okumalısınız. Mutlaka haftalık ya da aylık bir dergi, bir mecmua takip etmelisiniz. Ve ortalama on beş günde ya da en geç bir ay içerisinde bir kitap okumalısınız. Şunu unutmayın ki kitap okumayan bir insan, fikir üretemez. Çünkü kelime dağarcığı oldukça dardır, zayıftır ve bir düşünce ortaya koyamaz. Böylesi insanlar, başkalarının karşısına çıkıp konuşamaz. Yüce Allah, sizlere üniversiteli olma imkânını vermiş; sizlerin de bu imkânı en güzel şekilde kullanıp geliştirmeniz gerekir. Yapılan araştırmalar, Türkiye’deki bir üniversiteli gencin toplam 250 kelimeden oluşan bir bilgi hazinesine sahip olduğunu gösteriyor. 250 kelime ile ne yapılabilir sizce? Kitap mı yazılır, konuşma mı yapılır? Toplum olarak kitap okuma eksikliğimizin olduğunu bilmek zorundayız. Ve bu eksiklik sorununu çözecek olanlar da siz üniversiteli gençlerdir.
Üniversiteli gençler olarak muhakkak Kur’an okumalısınız; bilmiyorsanız bir an önce öğrenmelisiniz. Her biriniz Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatını anlatan kitaplar okumalısınız.”
 
Kurum Haberi