- Haberler
- 'Türkiye'nin dişi ağrısa, bizim başımız ağrır'
'Türkiye'nin dişi ağrısa, bizim başımız ağrır'
Bir takım resmi temaslar için Kayseri'ye gelen Makedonya Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Enver Hüseyin Bey ile söyleşi yaptık. Kendilerinin Konya, Karaman Yörüklerinden olduğunu söyleyen Enver Hüseyin Bey, Makedonya'da yaşayan Türkler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında bilgiler verdi.
Adım Enver Hüseyin. Makedonya’dan geliyorum. Makedonya Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda müsteşar görevini sürdürüyorum. Aynı zamanda Makedonya Türk Demokratik Partisi Genel sekreterliğini yapıyorum. 1971 doğumluyum. Evliyim, 3 çocuğum ve bir torunum var. Sınıf öğretmeniyim.
Türkmenlerin Makedonya’ya yerleşme sürecini hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türkmenlerin yoğun olduğu yer özellikle Makedonya’nın doğu bölgesidir. Atalarımızın buraya gelmesi bin 400 yıllarında başlamıştır. Ecdadımız tarihi bilgilere göre Konya Karaman bölgesinden buraya göç etmişler. Özellikle Yörükler hayvancılıkla uğraştıkları için Osmanlı tarafından uç noktalarda ki boş yaylalara yerleştirilmiş. Bunun sebebi ise, Osmanlı askerine seferlerde lojistik destek sağlamak ve bölgede ki boş yaylaları doldurmaktır. Bölgeyi göz önünde bulundurursak yaklaşık 70 tane Türk köyü varlığını sürdürüyor.
Osmanlı Devleti sonrası bölgede yaşanan değişimleri anlatır mısınız?
Osmanlıya bağlı topraklarda sadece Türkmenler değil diğer etnik gruplarda vardı. Osmanlı Devleti bu bölgelere hükmettiği süre içerisinde çok güzel ve adaletli bir hayat vardı. Haliyle bölgede yaşan diğer etnik grupların hiçbir sıkıntı görmediklerini kendilerinden duyuyoruz. Biz Türkmenlerin ise 1912 yılına kadar kendi ecdad topraklarımızda yaşadığımız için hiçbir sıkıntımız yoktu. Bütün sıkıntılarımız 1912 yılından sonra başladı. Osmanlının geriye çekilmesiyle orada yönetim boşluğu oluştu. Bu boşluktan dolayı bölgede kargaşalar başladı. 1912 yılından sonra sınırlar yeniden çizildi. Yeni sınırlarla da kapılar kapandı. 1912’den 1945 yıllarına kadar Türkmenler değişik iktidarlar altında bazen Sırpların, bazen Bulgarların iradesi atında kalmışlardır. Orada Türkler için sıkıntılı kötü, bir dönem başlamıştır. Bu 1945 yılında Yugoslavya kurulduktan sonra haliyle bir rahatlama yaşandı. Orada yaşayan Türkler 2. Dünya savaşında Almanya’ya karşı verilen mücadelede Türkler ’de yer almıştır.
1950- 55 yıllarında Türkiye ve Yugoslavya arasında yapılan anlaşmalar sonrasında Türkiye’ye toplu bir Türkmen göçü meydana geldi. Bundan dolayı Türk nüfusu azaldığı için azınlık haline geldik.
Bölgede yaşanan baskılara rağmen kültürünüzü ve kimliğinizi nasıl korudunuz?
Türkmenler kırsal bölgelerde yaşadıkları için ecdattan kalan örf, adet, dili, dini korunmuştur. Bunlar kendi içlerinde asimilasyona karşı direnmişlerdir. Kendilerini korumalarındaki en büyük avantaj kırsal kesimde ve içlerine kapalı bir yaşamları olduğundandır. Türkmenler asimile edilememiştir, bunu başaramamışlarıdır. Türkmenlerin tüm özelliklerini koruduk. Mesela 500 yıl önce atalarımızın giydiği elbiseler hale giyinmektedir. Yani ecdadımızın yaşadığı adetleri hala yaşatmaktayız. En önemlisi Türkçeyi çok iyi koruduk ve hiçbir zaman yok olmadı.
Makedonya’da sizleri bir arada tutan güç nedir?
Özellikle doğu Makedonya’da ki Türkler olarak biz dernek kuruduk. Bu dernek çatısı altında milli ve manevi değerlerimizi yaşatmak, tanıtmak ve birliğimizi devam ettirmek için faaliyetler yapıyoruz. En önemli kültürel faaliyetlerimizden biri ise ‘Yörük Şenlikleri’ adı altında büyük bir festival düzenliyoruz. 8 yıldır bu festivali yaptık niyetimiz bunu her yıl yapmaktır. Bunun yanı sıra her yıl toplu sünnet yaptırıyoruz. Ramazan aylarında toplu iftarlar düzenliyoruz. Türkmenler olarak eğitime çok önem veriyoruz haliyle de derneğimizde eğitim çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Bunlarla birlikte gençlerimizi aydınlatmak, kültürlerini öğrenmesini sağlamak için gençlerimize özel çalışmalar yapıyoruz. Her yıl gençlerimize yönelik bir Çanakkale gezisi yapıyoruz. Gençlerimize Çanakkale’yi anlatıyoruz. Ecdadımızın savaştığı yerleri yerinde görmelerini ve ruhlarına işlemesini istiyoruz. Hayatları boyunca da bu ruhla hareket etmelerini ümit ediyoruz.
Makedonya’da azınlık olmanın dezavantajlarını yaşıyor musunuz?
Makedonya farklı kültürlerden oluşan bir devlettir. Çok unsurlu, çok kültürlü bir devlette yaşıyoruz. Bundan dolayı haliyle ister istemez sıkıntılar oluyor. Çünkü bölgede var olma mücadelesi yaşanıyor. Bizim için en önemlisi azınlıkta olduğumuz için ve Türk-Müslüman olduğumuz için biz daha büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Çünkü devletin vermiş olduğu bazı imkânlar var. Biz o imkânlardan yeteri kadar yararlanamıyoruz. Bundan dolayı da kendi içerimizde kendi olanaklarımızla bazı şeyler yapmaya çalışıyoruz. Biraz önce saymış olduğumuzu faaliyetlerde bunun doğurduğu bir şeydir. Biz kendi taşımızla kendi elimizle kendi başımızı kaşımanın mücadelesini veriyoruz.
Makedonya Türkleri olarak Türkiye’ye bakış açınız nedir?
Biz zaten Türk’üz. Türk olduğumuz içinde Türkiye anavatanımızdır. Biz bugün Makedonya’da yaşıyoruz ama belki Türkiye’nin bir ilinde de yaşıyor olabilirdik. Bizim atalarımız buradan çıkıp Balkanlara gelmişler. Eğer onlar buradan gitmeseydiler, bizlerde bugün buralarda bir ilde yaşayacaktık. Bize ayrı gayrı yoktur. Bizim anavatanımız, toprağımız Türkiye’dir. Biz bunu her zaman dile getiriyoruz. Ama biz Makedonya ’ya da saygılıyız. Orada doğduk, büyüdük, eğitimimizi aldık. Bundan dolayı da o ülkenin de imkânlarını kullanmak için mücadele ediyoruz. Türkiye’ye bakış açısı her bir bireyin bunun altını çizerek söylüyorum Makedonya’nın neresine giderseniz gidin Türk denildiği zaman kalbi Türkiyeli atar. Her Türk evinde mutlaka Türkiye bayrağı vardır. Evlerde uydu antenlerden Türkiye televizyonları izlenilir. Biz etle tırnak gibiyiz. Türkiye’de bir sıkıntı olduğu zaman Makedonya’da ki her bir birey aynı endişeyi duyuyor. Türkiye’nin dişi ağrırsa bizim başımız ağrır. Ben bir partinin mensubuyum. Haliyle siyasi olarak baktığımızda Türkiye devleti Makedonya ile çok iyi ilişkiler içerisindedir. Koşulsuz şartsız maddi manevi Türkiye Makedonya’yı her alanda desteklemektedir. Önemli olan Makedonya’nın almış olduğu destekler doğru düzgün Makedonya’dan almış olan kişiler tarafından da ister devlet olarak ister hükümet olarak biz şunu diyoruz. Bakın Türkiye bizi önemsiyor sayıyor ve seviyor. Bizi desteklediği içinde her zaman yanımızda oluyor. Bizimde bunun bilincinde olmamız lazım. Hem devlet olarak, hem millet olarak hem hükümet olarak bizim bunları asla unutmamamız gerekiyor. Yalnız bir şey daha unutmamalıyız, Mademki Türkiye bunları yapıyor, bu sadece Makedonya olduğu için değil birazda unutmayın ki Makedonya’da yaşayan soydaşlar var. Belki de bu soydaşların saygısına sizlere bir şeyler yapılıyordur.
Kayseri’ye geliş sebebinizi ve neler yaptığınızı anlatır mısınız?
Kayseri’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmek için geldik. Kayseri’de ilk başta Kayseri Valisi Orhan Düzgün Bey tarafından kabul edildik. Vali beyle Makedonya’da ki durumları istişare ettik. Orada ki Türk konumunu ve sıkıntılarını dillendirdik. Fikir alış verişinde bulunduk. Onun yanı sıra Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret ettik. Talas Belediyesini ziyaret ettik. Belediye başkanlarıyla bire bir görüşmemiz oldu. Biz ziyaretimizden memnun kaldık. Dilimiz döndüğünce faaliyetlerimizi hem belediyelerde hem valilikte anlattık. Muradımız odur ki önümüzdeki yapacağımız faaliyetlerde manevi olarak destekler sağlamalarıdır. Sizin vasıtanızla şunu demek istiyorum. Unutmasınlar ki Balkanlarda, Makedonya’da yaşan biz Türkler olarak Türkiye’de yaşan soydaşlarıyla beraber aynı anda kalbi atan bir kardeş vardır. Biz bir bütünüz biz beraberiz. Bu beraberlik uzun yıllar devam eder inşallah. Bu birlikteliğin bütün Türklere hayırlı olacağını düşünüyorum.
Söyleşi: Mesut Davarcı/Rukiye Davarcı