Türkiye'deki şirketlerin ömrü 14 yıl

Live Consulting and Academy kurucu ortağı Sinan Ergin, Türkiye'deki şirketlerin ortalama ömrünün 14 yıl olduğunu, dünyada ise 40-50 yıla çıktığını söyledi.

Türkiye’deki şirketlerin ortalama ömrünün 14 yıl olduğunu vurgulayan Live Consulting and Academy kurucu ortağı Sinan Ergin, Fortune 500 listesindeki şirketlerin ise ortalama şirket ömürlerinin 40 ile 50 yıl olduğunu söyledi. Kar ve performans denildiğinde akla hep iş dünyasının geldiğini söyleyen Ergin, "Halbuki hayatın her aşamasında kar, karı getiren performans ve bunu gerçekleştiren kararlar vardır. Oluşturmuş olduğumuz değerler ister kişisel, ister firmamız için olsun; dışarıda bir alıcı buluyorsa ve geri dönüşü oluşuyorsa bu bizim değerlerimizin değerlendirildiği anlamına gelir. Bu değerlendirmenin karlı olabilmesi içinse içsel dünyamızda öncelikle bunu hak ettiğimize inanmamızla ve kendimizin de aynı değeri verdiğimizi göstermemizle mümkündür" dedi.
Eski işletme sistemlerinde firmaların ürettikleri ürünlerin üzerine maliyetlerini, masraflarını ve bekledikleri kar oranlarını koyarak bir bedel belirlediklerini söyleyen Ergin, "Üretim ve talep dengesi üreticiden yana olduğundan dolayı da üreticiler her zaman için çok hızlı biçimde alıcı bulur ve yüksek karlar elde ederlerdi. Günümüzde ise bütün dünyada üretim bolluğu yaşamaktayız. Bu üretim bolluğu içerisinde ürünler ve şirketler nasıl değerli ve karlı olacaklar? Değerli ve karlı olabilmek için şirketler ve kişiler değerlerini ve güçlü yanlarını çok iyi analiz etmelidir. Nerede olmak istedikleri ve ya ne istedikleri çok önemli değildir. Firmalar ve kişiler kendilerinde yapacakları gerçekçi ve farkındalık bilinci içerisindeki bu analiz ile değerlerini bulurlar ve bu değerler onların DNA’sını oluşturur. Bu oluşum, olmak istenen yer ve şu andaki durum arasındaki ikiliği ortadan kaldırır ve kurumların gerçekçi pozisyonlarını ortaya çıkarır. Bu pozisyon firmanın ve ya kişinin ürettiği ürünlere ve yaptığı işlere yansıyacaktır. Buradan da anlaşılacağı gibi sizin konumunuz ve oluşumunuz pazarın ihtiyaçlarına göre bir üretim yapmak değil, kendi değerlerinizi ve gücünüz fark ederek pazarda ve müşteri gözünde değerinizin doğru algılanmasını sağlamaktır. Doğru konumlandırma sayesinde firmanızın lokasyonundan, çalıştırdığınız insanlardan, ürettiğiniz ürünlere kadar bir bütünlük oluşacaktır. Sizin oluşumunuz ve değerleriniz piyasada doğru pozisyon almanızı ve doğru müşteri ile buluşmanızı sağlayacaktır. Bütün bunların sonucu yüksek değer ve karlılık olacaktır" ifadelerini kullandı.
Karlılık, her koşul ve şartta kısa bir dönem için sağlanabildiğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Ergin, önemli olanın sürdürülebilir ve kalıcı olması olduğunu, bunu sağlamak için ise ancak değerlerimize sahip çıkmakla ve dışarıda yaşanan sosyoekonomik oluşumlar ve ya beklenmeyen politik ve ekonomik durumlara rağmen değerlerinizden ve pozisyonunuzdan ödün vermemekle olacağını belitti.
Bu tip kurum ve kuruluşlar kısa dönem içerisinde hak ettikleri değerleri alamasalar bile uzun dönemde her zaman değerleri olan karlı bir kurum olacaklarını, değerlerine sahip çıkan ve değerlerine değer veren kurum, kuruluş ve kişiler sürdürebilir büyüme ve sürdürebilir karlılık içerinde var olmaya devam edeceklerini vurgulayan Sinan Ergin sözlerini şöyle tamamladı: "Şirkette çalışan liderler kendi değerleri ile şirket değerlerini birleştirmeli, şirket ve kendilerini ayırmamalıdırlar. Ayrım olması durumunda, bu ikilik içsel oluşumlarda çatışma doğuracak ve bu çatışma şirket içerisinde ciddi enerji kaybına neden olacaktır. Bu enerji kaybı performans kaybına ve kararlara da yansıyacak, sonucunda karsızlık olacaktır. Bu sebeple üst yönetimdeki lider ve yöneticilerin asli görevi karlılığın ve sürdürebilir büyümenin içeriden dışarıya doğru oluştuğunu fark etmeleri ve düşünce, çalışma, eylem ve kararlarını bu yönde oluşturmalarıdır. Bu da ancak kişisel bütünlüğe ulaşmış, pragmatik, vizyoner bir bakış açısıyla mümkündür".
İHA

Bakmadan Geçme