Toplumsal Şiddet Paneli: Uzmanlar Kayseri'de bir araya geldi
Anadolu Federasyonu ve Kayseri İlim Hikmet Vakfı tarafından düzenlenen 'Toplumsal Şiddet Paneli', 28 Aralık 2024 Cumartesi günü Mostar Kitap Kahve'de gerçekleştirildi. Toplumsal şiddetin farklı boyutları, alanında uzman konuşmacılar tarafından ele alındı. Panele Kayseri Vali Yardımcısı Erkan Kaçmaz ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mücahit Soyak da katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan İlim Hikmet Vakfı Başkan Yardımcısı Atabay Çelik, Anadolu Federasyonu öncülüğünde şiddet konusunun farklı açılardan ele alınacağını belirtti. Çelik, Kayseri'nin yanı sıra Ankara, Sivas ve Çorum illerinde de benzer panel ve çalıştaylar düzenleyeceklerini ve bu çalışmaların değerlendirmelerinin 'toplumsal şiddet' başlığı altında bir kitaba dönüştürüleceğini ifade etti.
İnsana Yönelik Şiddet
Mürşide Aslan, sonuç odaklı şiddeti önleme çalışmalarının mevcut yöntemlerle yetersiz kaldığını belirterek, toplumsal değerlere ve toplum zeminine uygun çözümler bulunması gerektiğini vurguladı. Aile içi şiddetin en yaygın şiddet türü olduğunu söyleyen Aslan, Avrupa'dan veya dışarıdan, değerlerimizle örtüşmeyen çözüm önerilerinin yetersiz kaldığını belirtti.
Şiddetin Nedenleri ve Etkileri
Dr. Mustafa Atak, şiddeti karşıdakine zarar vermek maksadıyla kasıtlı güç kullanımı olarak tanımladı. Atak, kişinin kendine yönelik şiddet biçimlerinin intihar vakalarında görüldüğünü ifade etti. Şiddetin bireyler arasında olabileceği gibi kollektif gruplar arasında da meydana gelebileceğini belirten Atak, gıda, kimyasal maddeler, alkol ve uyuşturucuların şiddet eğilimini artırdığını vurguladı. Ayrıca, manevi değerlerin zayıflaması ve merhamet eksikliği gibi nedenlerin şiddet eğilimini artırdığını söyledi.
Dijital Şiddet ve Sosyal Medya
Dijital şiddet konusunda da bilgiler veren Atak, akran zorbalığından ekran zorbalığına kadar geniş bir yelpazede şiddetin yaygınlaştığını ifade etti. ABD'de yaşayanların yüzde 45'inin dijital şiddete maruz kaldığını, Türkiye'de ise bu oranın yüzde 21 olduğunu belirtti. Her üç gençten birinin dijital şiddete maruz kaldığını ifade eden Atak, kadınların daha çok cinsellik ve fiziksel görüntü üzerinden şiddete maruz kaldıklarını, erkeklerin ise daha çok siyasi görüş ve ideolojik tutumlar nedeniyle şiddet gördüklerini vurguladı. Sosyal medya platformlarında en çok şiddetin yüzde 53 oranında Instagram'da, yüzde 35 oranında Facebook'ta ve yüzde 19 oranında X/Twitter'da yaşandığını belirtti. Atak, dijital şiddetten kurtulmak için insanların yüzde 65'inin engelleme yoluna başvurduğunu, yüzde 35'inin uygulamalar üzerinden şikayet ettiğini ve yüzde 5'inin yasal yollara başvurduğunu açıkladı. Zaman yönetiminin doğru kullanılması ve sosyal medya ortamlarına fazla zaman ayırmamak gerektiğini belirtti.
Akran Zorbalığı ve Çocuk Eğitimi
Kaydem (Kayseri Değerler Eğitim Merkezi) Başkanı Esra Özmeşe, saldırganlık, şiddet ve zorbalığın olumsuz davranış biçimlerinden olduğunu belirtti. Akran zorbalığının, eşitsizler arasında güçlü olan tarafın tekrarlayıcı biçimde karşısındakine uyguladığı saldırganlık biçimi olduğunu ifade etti. Ülkemizde yüzde 6'lık bir kesimin geçmişte akran zorbalığına maruz kaldığını belirten Özmeşe, öğretmenlerin ve aile büyüklerinin bu zorbalık türünü fark etmesinin zor olduğunu vurguladı. Çocukların bu zorbalığı ifade etmekte zorlandıklarını belirtti. Özmeşe, şiddet eğiliminin çocuklardan ve aile yapısından kaynaklanabileceğini, baskıcı ailelerde yetişen çocukların daha fazla şiddet eğiliminde olduğunu söyledi. Dizi, film ve sosyal medyanın olumsuz etkilerine dikkat çeken Özmeşe, dini eğitim alan öğrencilerin şiddete daha az eğilimli olduğunu belirtti. Merhamet eksenli dini eğitimlerin çocuk eğitiminde önemli olduğunun altını çizdi.
Suriyeli Mültecilerin Deneyimleri
13 yıldır Kayseri'de mülteci olarak yaşayan Ali Hasan Maruf, Suriyelilerin Türkiye'ye sığınma nedenlerini anlattı. Suriye'de doğduğundan beri zulüm altında yaşadıklarını ifade eden Maruf, hak ve hukuk ihlalleri ile cezaevlerindeki işkence çeşitlerini detaylı olarak anlattı. Arap Baharı sonrası Suriye'de başlayan olayları, Dara'da yaşanan öğrenci protestolarını ve rejim askerlerinin tepkisini örneklerle açıkladı.
Suriyeli Mültecilerin Deneyimleri: Ali Hasan Maruf'un Anlattıkları
Ali Hasan Maruf, 13 yıldır Kayseri'de mülteci olarak yaşayan bir Suriyeli olarak, Suriye'de yaşadığı şiddet olaylarını ve Türkiye'ye sığınma nedenlerini detaylı bir şekilde anlattı. Maruf, Suriye'de doğduğundan beri zulüm altında ve zulüm korkusuyla yaşamak durumunda olduklarını belirtti. Suriye'de yaşanan hak ve hukuk ihlalleri ile cezaevlerinde yaşanan işkence çeşitlerinin oluşturduğu şiddet sarmalını örnekleriyle paylaştı.
Maruf, Arap Baharı sonrasında Suriye olaylarının başlangıcı olan Dara bölgesinde yaşananları aktardı. Dara'da bir öğrencinin duvara "Doktor senin de sonun geldi" şeklinde bir slogan yazmasının ardından, bu öğrenci ve 12 arkadaşının cezaevine konulduğunu ve işkenceye tabi tutulduklarını anlattı. Öğrencilerin ailelerinin uzun süre onlardan haber alamadıklarını, daha sonra rejim askeri idarecilerinin ailelere "siz çocukları iyi yetiştirememişsiniz, kadınlarınızı gönderin de nasıl çocuk yapılacağını size gösterelim" şeklinde hakaretlerde bulunduğunu belirtti.
Bu olayların ardından halkın bu durumu protesto etmek için sokaklara döküldüğünü, günlerce süren ve milyonların katıldığı eylemler yapıldığını anlatan Maruf, rejim askerlerinin bu eylemleri şiddetle bastırmaya çalıştığını ve binlerce göstericinin öldürüldüğünü ifade etti. Suriye'de yaşanan bu şiddet ortamının, halkın özgürlük ve adalet taleplerine karşı uygulanan baskının bir sonucu olduğunu belirtti.
Panelin Moderasyonu ve Kapanış
Paneli yöneten Avukat Abdurrahman Akıncı, merhametli bir toplum olmanın önemine vurgu yaptı. Akıncı, mal, can, din, akıl ve nesil emniyetinin sağlanamadığı toplumlarda şiddetin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Toplumsal Şiddet Üzerine Önemli Bir Adım
Bu panel, toplumsal şiddetin farklı boyutlarını anlamak ve çözümler geliştirmek adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Panelden çıkan sonuçlar, Anadolu Federasyonu ve İlim Hikmet Vakfı tarafından bir kitaba dönüştürülerek topluma sunulacak.