Tarihi hamam tarihi lezzetlerle buluştu
1205 yılında Sultan ikinci Kılıçaslan'ın kızı Gevher Nesibe tarafından 'şifahane' olarak yaptırılan ve sonradan hamam olarak kullanılan tarihi yapı, 5 yıl süren yenileme sürecinden sonra 2016 yılında restoran olarak hizmete açıldı. ' Bir tarih bin lezzet' sloganı ile yola çıkan işletme sahipleri unutulmaya yüz tutmuş yöresel lezzetleri ile 800 yıllık meknda misafirlerini ağırlıyor.
Cumhuriyet Mahallesi’nde Kayseri kalesi bitişiğinde bulunan tarihi Sabiha Sultan hamamı 1205 yılında Sultan ikinci Kılıçaslan’ın kızı Gevher Nesibe tarafından deri hastalıklarını iyileştirmek için yaptırıldı. Gevher Nesibe’nin vefatından sonra 1970 yılına kadar hamam olarak kullanılan tarihi yapı 2011 yılında, Sabiha Ruhbaş ve Mehmet Demircioğlu tarafından restore edilerek yöresel lezzetlerin sunulduğu bir restoran haline getirildi.
Önemli olan asıl lezzeti bulmak…
Yabancı turistlerin uğrak yeri
Sabiha Ruhbaş’ın 1 yıllık işletmesinden sonra restorandı 2017’nin Eylül ayında devralan Yusuf Doğan, Enes Eroğlu ve Yunus Bulmuş, İç Anadolu’nun ve Kayseri’nin unutulmaya yüz tutmuş yemek ve tatlılarını her damak zevkine hitap eden menüler ile zenginleştirerek müşterilerine sunuyorlar.
Sabiha Sultan Restoran hakkında gazetemize bilgi veren işletme sahibi Yusuf Doğan, “Restoranımız tamamen Kayseri kültürünü tanıtmaya yönelik. Aynı zamanda da her damak zevkine uygun ızgara yemeklerimiz mevcut. Yöresel yemeklere ağırlık vermeye çalışıyoruz. Şu anda yeni devralmamız sebebiyle eski menüye devam ediyoruz. Ama yeni menülerimizi hazırladık. Kışa doğru balık menümüzü de çıkaracağız. İç Anadolu bölgesine özgü olan arabaşı çorbasını getireceğiz. Çünkü gurbetçi vatandaşlarımız, bunları soruyor. Bu lezzetlere yönelik çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Alt yapımızı hazırladık. Dünya mutfağından ziyade yerel mutfağa ağırlık veriyoruz. Müşteriye yönelik çalışıyoruz. Menümüzde unutulmuş birçok tatlılarımız, yemeklerimiz var. Onları ön plana çıkaracağız. Nevzine diye bir tatlımız var. Unutulmuş bir tatlı; bal, pekmez ve hamurdan yapılıyor. Menümüze Osmanlı – Selçuk şerbetlerini eklemeyi düşünüyoruz. Şu an hangileri olacağına karar veremedik. Çünkü bir Osmanlı şerbeti şu anda çok meşhur olabilir, herkes biliyor olabilir ama asıl lezzeti bulmak önemli… Hazır almaktan ziyade kendimiz üreteceğimiz için biraz dikkat ediyoruz. O yüzden çalışmalarımız henüz bitmedi.” şeklinde konuştu
Restoranı yeni devralmalarına rağmen yerli ve yabancı birçok kişiden yoğun talep olduğunu söyleyen Doğan, “Müşteri kesimi genelde sabah saatlerinde öğrenciler, memurlar ve askerler oluyor. Akşam saatlerinde ise Kayserili aileler geliyor. Hafta sonları sabah kahvaltılarımız yoğun oluyor. Aynı zamanda hafta içi saat 3 ile akşam 7 arası yabancı veya yerli müşterilerimiz oluyor. Şehir dışından turistler geliyor. Geçenlerde bir tur grubu geldi. Onları ağırladık. Yine geçen haftalarda Hatay’dan bir grubu ağırladık. Kayseri halkının birçoğu burayı eski hali gibi zannediyor. Restorasyon devam ediyor veya restorasyondan önceki hali gibi zannediyorlar. Açıldığımızı bilmiyorlar. Ama restorasyon birçok kişinin hoşuna gitmiyor. Girişteki ahşap kısım içeriyi göstermiyor. Şu an için faaliyette bulunduğumuz 3 bölüm var. Üst kısım, alt kısım ve bahçeden oluşan 3 bölüm yer alıyor. Üst taraf biraz daha kafeye yönelik. Yemek yemek isteyenler, uzun zaman vakit geçirmek isteyenler, havalar da serinlediği için şu an içeriyi tercih ediyor. Yine arkadaşları ile gelenler de dışarıda, saatlerce rahat bir şekilde vakit geçirebiliyorlar. İçerde aynı anda 300 kişi ağırlayabiliriz. İşletmecilerimizden bir tanesi polis emeklisi, o nedenle arkadaşlarından, emniyetten sıkça gelenler oluyor. Askeriye grubu sürekli yemeklerini bizde yiyorlar. Şehir dışından gelenler de oluyor. ” açıklamasında bulundu
Kayseri tabağına yoğun talep…
12 kişilik bir ekip ile çalıştıklarını belirten Doğan, “Yemekleri aşçılarımız kendileri yapıyor. Müşteriler değişik tatlara yoğunluk veriyorlar. Kayseri tabağına yoğun talep oluyor. Aynı zamanda saç tavanın farklı bir versiyonu olan ‘sultan tava’ dediğimiz bir yemeğimiz var, ona yoğunluk veriliyor. Ustamız ‘beyti sarma’da da iddialı… Şu anda bulunduğumuz mekan 800 yıllık… Eğer insanlar 800 yıllık bir tarihi eser içerisinde, bir o kadar tarihi bulunan lezzetleri tatmak isterlerse kendilerini Sabiha Sultan Restoran’a bekliyoruz.” dedi
Haber: Tuba Köksal