Tarihçi Mustafa Cingil, 'Yazının icadı kurban geleneğinden geliyor'

 Tarihçi Mustafa Cingil, yazının icadının kurban geleneğinden geldiğini söyleyerek, 'yazının bulunuşu kurban ile alakalı bir şeydir. Tanrılara sunacakları kurbanları önce rahiplere veriyorlar, bu rahipler kendilerine kimin ne kadar kurban verdiğini zaman içerisinde karıştırmaya başlıyorlar ve kim kurban verdiyse ona ait bir işaret geliştiriyorlar fakat bu da işi çözmüyor.

Yaptıkları işaretlere daha fazla ekler ilave edilerek kişiyi tanımlıyorlar, o yazıyı da o rahip biliyor başkası anlayamıyor. Bunu da genele yaymak için biraz daha o işaretleri geliştiriyorlar ve Hiyeroglif yazısı ortaya çıkmış oluyor. Yani yazı tamamen kurban geleneğinden geliyor” dedi.
Tarihçi Yazar Halit Erkiletlioğlu, Tarihçi Mustafa Cingil, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy KayseRadar ve Radyoradar ortak yayınıyla ‘Dün, Bugün, Yarın’ Programı’nda tarihi anlatıyor. Yazının icadının kurban geleneğinden geldiğini belirten Tarihçi Mustafa Cingil, “Eğitimin en önemli 3 unsuru vardır; yazı, okul ve öğretmenlerimiz. Aslında yazının bulunuşu kurban ile alakalı bir şeydir. Yani kurban geleneği insanlık tarihi kadar eskidir ve özellikle politeist çok tanrılı din döneminde de olan gerek monoteist dediğimiz tek tanrılı dinler dönemlerinde de kurban varlığını korumuştur. Kurban geleneği her zaman kadim Türklerde de vardır. Tarihin başlangıcını Sümerlerle başlatırız. Neden? Yazı onlarla bulundu, ilk yazı onlarla başladı. Sümerler, MÖ 3500 yıllarında Orta Asya’dan Mezopotamya’ya gelerek devletleşmiş, şehir devletleri kurmuşlardır. Tanrılara sunacakları kurbanları önce rahiplere veriyorlar, bu rahipler kendilerine kimin ne kadar kurban verdiğini zaman içerisinde karıştırmaya başlıyorlar ve kim kurban verdiyse ona ait bir işaret geliştiriyorlar fakat bu da işi çözmüyor. Yaptıkları işaretlere daha fazla ekler ilave edilerek kişiyi tanımlıyorlar, o yazıyı da o rahip biliyor başkası anlayamıyor. Bunu da genele yaymak için biraz daha o işaretleri geliştiriyorlar ve Hiyeroglif yazısı ortaya çıkmış oluyor. Yani yazı tamamen kurban geleneğinden geliyor. Kamışlarla yapılan yazı görüntü itibariyle çivi şeklini aldığı için de çivi yazısı gibi görünüyor” diye konuştu.
OKULLAR NASIL BAŞLADI?
Yazmanlığın halk tarafından benimsendiğini ve böylece okulların temelinin başladığını söyleyen Tarihci Mustafa Cingil, “Mabetlerde gelen kurbanları kaydediciler oluyor, yazmanlar dediğimiz. Bu yazmanlar gelenleri kaydediyor. Kaydettiği için de bu vazife revaçta bir hale geliyor. Halk tarafından çok benimseniyor, hatta bir statü halini alıyor. Herkes çocukları yazman olsun istiyor, bu yazmanlık zaman içerisinde böyle bir meslek haline geliyor. Bu meslek grubunu yeni öğrenciler vermek adına önceki yazmanlar bunları eğitmeye başlıyor. Okulların temeli de bununla başlıyor. Yani aslında tapınaklardaki yazmanlık görevinin sürdürülebilmesi için ilk başlarda başlayan bir uygulama zaman içerisinde buna ek ilave müfredatlar ekliyorlar. Yani coğrafyaydı, dil bilgisiydi, matematikti, sağlıktı, hayvan bilimleri gibi bunlar da artık yanında verilmeye başlıyor. Bugünkü manadaki okullar oluşmuş oluyor” dedi.

Bakmadan Geçme