STK'lardan '28 Şubat mağduriyeti giderilsin' çağrısı
MAZLUMDER, ASDER, Memur-Sen ve 28 Şubat Öğrenci Platformu üyeleri tarafından 28 Şubat 1997 darbesinin 21'inci yıl dönümü dolayısıyla ortak basın açıklaması düzenlendi. STK üyeleri, 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetinin giderilmesini istedi.
Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen basın açıklamasında ASDER adına konuşma yapan Kemal Mete, “28 Şubat’ın üzerinden 21 yıl geçti. Fakat kanayan yaralar durmadı. Bizler 28 Şubat dönemin de ordudan ‘ilticacı’ gerekçesiyle, eşleri başörtülü olduğu için uzaklaştırılan subayları temsilen burada bulunuyoruz. ‘Bin yıl sürecek’ denilen darbe çok şükür milletin duyarlılığıyla kansız bir şekilde sona erdi. Temennimiz bir daha bu gibi günlerin olmamasıdır. Sicil yoluyla görevinden uzaklaştırılan mağdurların haklarının verilmemesi, dönemin acılarının devan ettiğinin bir göstergesidir. Bunun yanında erken emekli edilen haklarının alamayan arkadaşlarımız var. Ergenekoncular, Balyozcular haklarını alırken, biz hala bu dönemin sancılarını çekmekteyiz. Hapiste hayatını çürüten mağdurların yeniden tarafsız yargıyla yargılanmasını talep ediyoruz.” dedi.
“Yeniden adil bir yargılama yapılsın”
Sivas mahkûmları adına konuşma yapan Feyzullah Soykök, “ Sivas davası mağdurlarından Cafer Soykök’ün oğluyum. Babam cezaevine girdiğinde henüz 5 yaşındaydım. Şu an 30 yaşındayım ve mağduriyetimiz hala devam ediyor. Aralarında hiçbir hiyerarşik bağ olmamasına rağmen sadece İslami kimlikleri nedeniyle o dönemde insanlar yargılandılar ve ağırlaştırıcı müebbet cezalar aldılar ve hala bu cezaları çekiyorlar. 28 Şubat’ın mağduriyeti ceza evindekiler için hala devam ediyor. Dosyaların yeniden açılmasını istiyoruz. Yeniden adil bir yargılamanın yapılmasını istiyoruz. İnancı nedeniyle ceza evinde olan kişilerin bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını istiyoruz. “ şeklinde konuştu.
“Meslek hayatımız engellendi”
28 Şubat platformu adına konuşan Halime Kutluay ise, ”28 Şubat postmodern darbesi demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Sürecin bin yıl süreceğini ifade edilenler yanıldılar. Fakat izlerini silmek hiç kolay olmadı. 28 Şubat 1997 MGK toplantısı sonrası ilticaya karşı olduğu iddia edilen ordu ve bürokrasi merkezi, ülkemizde idari hukuki toplumsal alanda demokratik olmayan birçok olaya imza atmıştır. Bunlardan bir tanesi de üniversite öğrencilerine getirilen kılık kıyafet zorbalığıdır. Postmodern darbenin aktörleri elinin üniversite okuyan kızların başörtüsüne ulaşmışlardır. Bizler başörtülü olduğumuz için dönemin öğretim üyelerinde bir sürü hakaretler işittik. Güvenlik görevlileri tarafında darp edildik gözaltına alındık. En sonunda da üniversitelerden uzaklaştırıldık. Ülkemizde mağduriyetlerin giderilmesiyle ilgili çalışmalar yüzümüzü güldürmektedir. Ancak 28 şubat öğrencilerinin mağduriyeti henüz tam anlamıyla giderilememiştir. Çünkü o dönemde bizlerin sadece eğitim hakkı değil. Bu eğitim sonucu elde ettiğimiz meslek hayatımız da engellenmiştir. Mevzuatta yapılacak yasal bir çerçevede, yönetmeliklere yapılacak basit ilavelerle çözüm olacağı kanaatindeyiz. 28 Şubat döneminin kamu personeli alımına eş değer bir atama yapılmalıdır. O dönemdeki sıra arkadaşlarımızla eşitleneceğimiz düzenlemeler bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“28 Şubat, 15 Temmuz için en stratejik hamle"
Memur-Sen Kayseri İl Temsilcisi Aydın Kalkan da "28 Şubat, o süreçteki uygulamaların bütününe bakıldığında devletin ve milletin bütün kurum ve imkanları kullanarak toplumu ve devletin işleyişini cebir ve şiddetin eşlik ettiği bir toplumsal mühendislikle baştan ayağa dönüştürme amacını taşımaktaydı. Bu yönüyle büyük bir toplumsal yara haline getirilen başörtü yasağına indirgenebilecek bir şey olmadığı gibi klasik askeri bir darbeden farklılaştığı için de hafifsenebilecek bir olay değildir. 28 Şubat, bu milletin değerlerine göre siyaset yapılanmasına ve bağımsız politikalar belirleme iradesine, toplumun inançlarını yaşama hakkına, ekonomik sistemin yağma düzeninden kurtarılması sistemine, insanca yaşama standartlarının oluşturulması gayreti karşı, siyasi, ekonomik ve sosyal ayrıcalıklar sahibi hegemonik güçlerin müesses nizamı koruma amacıyla gerçekleştirdiği bir darbedir. 28 Şubat ile birlikte ilk iş olarak D/8 girişimi atıl bırakılmış ve faizci yağma sistemini ortadan kaldıran havuz sistemini iptal etmiştir. Buda darbenin hangi saiklerle yapıldığının bir diğer göstergesidir. 28 Şubat ile birlikte FETÖ, irtica adı altında sinsice dindar subayları tasfiye edip, kendi adamlarını orduya sokmuş, 15 Temmuz'a gelen süreçte en stratejik hamlesini yapmıştır" açıklamasında bulundu.
“Mahpus ve mazlumlara özgürlük”
MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Taş da, "Hukuka ve vicdana göre değil brifinglerde verilen talimatlarla mahkum edilen mahkumiyet kararını veren darbecilerin emir kulu hâkim ve savcıların 15 Temmuz kanlı darbe kalkışmasından sonra FETÖ üyeliğinden tutuklanıp hapse atıldığı bu günlerde, 28 Şubatın unutulan mahpuslarının özgürlüklerine kavuşturulmasının zamanı çoktan geldi, geçti bile. Ey Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Hükümeti, Adalet Bakanı, 28 Şubat’ın mahpusları için cezaevlerindeki son 28 şubat olsun.” diye konuştu.
AK Parti Gençlik Kolları da destek verdi
Diğer yandan AK Parti İl Gençlik Kolları Üniversiteler Başkanı Taha Tayfun Bağcı ise
“Darbenin o günlerde cuntacı ayağı bugün yargı önünde hesap veriyor. O zaman darbeciler bu dava ‘bin yıl sürecek’ demişlerdi.21 yıl sürmeden mahkeme önüne çıktılar. Kendileri toplamda 2 bin yıl ceza ile yargılanıyorlar. Millet iradesi ile iktidara gelmiş milli kadroları hazmedemeyen bir takım karanlık odaklar, millete rağmen darbe yapmak için bir takım planlar kurmuşlar, aktörler belirlemişler, oynadıkları ve oynattıkları oyunlarla seçilmiş Meclisi ve hükümeti itibarsızlaştırmaya çalışmışlardır. Çeşitli eylemler ve gazete manşetleri ile sözde irtica tehditti ve tehlikesinin varlığına toplumun inandırılması için psikolojik baskı yürütmüşlerdir. Üniversitelerin içine ikna odaları kurarak başörtülü öğrencilere fiziki ve psikolojik baskılar yapmışlardır. Bugün gelinen noktada yapılan tahribatların çok büyük bölümü onarılmış, milletimizin feraseti sayesinde bin yıl sürecek olan 28 Şubat süreci sona erdirilmiştir. Gençlerin önündeki barikatlar tek tek kaldırılmıştır. Bize düşen ise yaşananları unutturmamaktır. Çünkü yıllar değişse de milli irade düşmanları aynı safta yer almaya devam etmektedir. Unutulmamalı ki 28 Şubat’ta ‘beceremediniz diyenler‘ 15 Temmuz darbe girişiminin baş aktörleriydi.” açıklamasını yaptı.
Haber- Fotoğraf: Tuba Köksal