Sinan'ın hemşehrileri ekmeğini taştan çıkarıyor
Türk- İslam medeniyetinin, Osmanlı Devleti elinde zirveye ulaştığı dönemde baş mimar olan Mimar Sinan'ın doğup büyüdüğü Ağırnas Mahallesi'nde taş işi ile uğraşan ustalar, yüzyıllardır dev kayaları bilek gücüyle yontmanın yanında geleneksel yöntemde taşa şekil vererek ekmeğini taştan çıkarıyor.
Mimar Sinan'ın doğduğu ve gençlik yıllarını geçirdiği Kayseri’nin Ağırnas Mahalesi'nde dededen babaya, babadan oğula süregelen taş işçiliği büyük mimarı tarihe kazandıran Ağırnas'ın hem geleneği hem de kaderi haline gelmiş durumda.
Daha sonra tonlarca ağırlıktaki kayalar, büyük çivi ve balyoz darbeleri yardımıyla küçük parçalara bölünüp ihtiyaca göre Türkiye'nin farklı şehirlerine gönderiliyor.
"Mimar Sinan'ın izinden işimizi devam ettiriyoruz"
Tarım arazilerinin az olması nedeniyle çevrede geniş bir alanda yer alan taşları bilek gücüyle işleyen ve tonlarca ağırlıktaki kayaları her gün küçük parçalara bölen ustalar, yaptıkları işle kendilerine hayran bırakıyor.
Balyoz seslerinin yankılandığı, çekiç seslerinin birbirine karıştığı taş ocağında işçiler, büyük kaya parçalarını ana kayadan ayırıyor.
48 yaşındaki Ağırnaslı taş ustası Muharrem Erdal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, taş kırmanın bir sanat olduğunu ve bu işi ilkokuldan beri yaptığını söyledi.
Taş işçiliğinin Ağırnas'ta geleneksel yöntemlerle yapıldığını belirten Erdal, "Sanatım babamın babasından geliyor. Adı taş kırma sanatı. Yaklaşık 30 yıldır bu işi yapıyorum. Mimar Sinan benim köylüm. Yaşadığımız çevrede yıllardan beri devam eden bir gelenek bu taş işçiliği. Babamın babasının babası da bu işi yapıyordu. Ben de bu işi yapıyorum. Sinan da bu yörenin insanı. Taş işçiliğini iyi bilen bir insan. Biz kaba işçiliğini biliyoruz, Mimar Sinan ince işçiliğini de biliyor. Sinan iki işi bir arada yapmış, zarafet katmış taşa. Mimar Sinan'ı anlatmaya kelimeler yetmez diye düşünüyorum. Sinan ile yaptığımız iş arasında fark olsa da mayamızda taş işi var. Ben Mimar Sinan'ın köylüsü ve torunlarından olmak üzere gururluyum." diye konuştu.
Erdal, Ağırnas'ın Sinan ile adını duyurduğunu ve Mimar Sinan'ın küçük bir kasabadan çıkarak dünya çapında bir usta olduğunu aktardı.
Taş deyince akla ilk gelen şeyin sağlamlık olduğunu vurgulayan Erdal, "Öncelikle bizim için taş, ekmek kapısı. Bizden öncekiler de rızkını taştan çıkartmış. Biz kaba işçiliğini, Mimar Sinan ince işçiliğini yapıyor. Yani o ruha hitap ediyor bizse bedene hitap ediyoruz. Aramızdaki fark bu. Sinan'ın her eseri ruha hitap ediyor. Sinan'ın eserlerinde kullandığı taşlar bizim gibi taş ustaları tarafından kesildi. Sinan o eserleri bir araya getirerek ruha hitap eden bir eser meydana getirdi. Biz, Mimar Sinan'ın izinden gidiyoruz. Çünkü bütün tarihi eserlere giden taş bizim işlediğimiz taş. Bin yıl da geçse bu değişmeyecek." ifadelerini kullandı.
Taş işçilerinden 41 yaşındaki Osman Serdaroğlu ise Mimar Sinan'ın 25. kuşak torunlarından olduğunu, zor bir mesleği icra ettiklerini söyledi.
Mimar Sinan'ın, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük mimarlarından olduğunu anlatan Serdaroğlu, "Dedelerimiz, babalarımız hep onlardan örnek alarak gelmiş. Biz de o geleneği devam ettiriyoruz. Biz, Mimar Sinan'ın izinden işimizi devam ettiriyoruz, gücümüz yettiğince devam ettireceğiz." dedi.
44 yaşındaki taş ustası Hacı Ömer Erdal da Mimar Sinan'ın taş işleme sanatını Ağırnas'ta öğrendiğini ve kendilerinin de onun mesleğini devam ettirmeye çalıştıklarını kaydetti.