'SEYRANİ'YE VEFA'

Kayseri Develiler Derneğinin Erciyes'te özel bir otelde düzenlediği'Vefa ve dayanışma yemeği 'ne' gittiğimde ağabeyim Esat Cebeci'yi ve yengemi ziyaret edip hayır dualarını almak istedim. Görünce çok memnun oldular. Yaşları kemale eren kişiler her zaman ziyaret edilmeyi bekliyorlar.Bunu gerçekleştirip gönül alanlara ne mutlu.Ağabeyim güzel şiir okur,aynı zamanda bir'şıkSeyrani' dostudur.

1960 yıllardan beri Develi’de avukatlık mesleğini icra ettiği için birçok anısı olduğunu biliyorum. Adnan Menderes’in yargılanması esnasında muhalifler “Anadolu’dan insan topluyorlar Menderesi kurtaracaklar” diye ihbar edildiği için bir aydan fazla Av. Halim Aras beyle Develi Hapishanesinde hapis yattığını hatırlıyorum.Develi ile ilgili anıları ile ilgili bir söyleşi yapalım dedim, kabul etti. Konuyu siz seçin dedim.

- Birinci sırada Seyrani’yi alacağım, ama hayatından, sanatından, şiirlerinden değil,Türkiye de ve Develi de hak ettiği yeri almadığından, büyük şairlerimiz gibi ders kitaplarına girmediğinden bahsedeceğim dedi. Yeteri kadar onu tanımak ve tanıtmak için gerekenin yapılmadığını anlatmak istiyordu.

Demekki her yıl Develi’de düzenlenen Seyrani’yi anma şenliklerini ve İstanbul’da ilk kez düzenlenen Seyrani’yi anma programlarımızı yeterli bulmuyordu. Hakkında yazılan onlarca eserleri saymıyordu.

-Bizleri çok eskilere mi götüreceksin dedim.

-Evet dedi. Anlatmağa başladı:

-1960 yılının Ağustos ayı idi arkadaşım Diş Doktoru Fikret Dokumacı ile birlikte Develi’ye bir kütüphane yaptırmağa karar verdik ve hemen teşebbüse geçtik.O zamana kadar Develi’de kütüphane yoktu. Bundan dolayı da utanıyor ve üzülüyorduk. Bu konuyu çevremize açtık arkadaşlarımıza anlattık.Belediye başkanı ile görüşmeye gittik.

-             O yıllar belediye başkanı kimdi? Size bir faydası oldu mu, dedim?

-             Hatırladığıma göre belediye başkanı Mehmet Gönençti. Dedi ve devam etti. Merhum Gönenç Abdulbaki Mahallesi Meteris Semtindekütüphane için arsa tesis etti.Müteşebbis olarak bizler konuyu Develi Halkı’na duyurduk.Maarif binasındaki toplantıya büyük katılım oldu. Kütüphane arsasını temelini atmak için harekete geçtiğimiz günlerde hemşerilerimizden şu anda adını hatırlayamadığım biri bana hitaben.

-             Esat Bey, Şair Behçet Kemal Çağlar Kayseri’deymiş davet edelim de kütüphanenin temelini ona attıralım, dedi.

-             Behçet Kemal Çağlar Kayseri Lisesi mezunu bir şairimiz.

Bende iyi olur diye düşündüm, olur dedim. Behçet Kemal Çağlar’ı kaldığı otelden arayıp Develiye kütüphanenin temel atma törenine davet ettim.

-             Gelirim dedi mi?

-             Teklifimi kabul etti. Belirlediğimiz temel atma günü Develi’ye geldi. Toplu halde kütüphane inşaat sahasına yürüdük.Behçet Kemal Çağlarkütüphanenin gerekliliği ve okumanın yaşının olmayacağı ve Seyrani hakkında çok güzel heyecanlı bir konuşma yaptı.Temel atıldı. Sonra hep birlikte Maarif binasına gittik. Tekrar Seyraniden şiirler okudu.

-             Sonrada haydi bakayım Develiler dedi.Bende sizi dinleyeyim. Seyrani sizin halk ozanınız birkaç şiirde siz okuyun dedi. Salondan çıt çıkmadı. Üç beş dakika bekledi.Yumrukla masaya vurdu.

-             Ben bu mecliste daha fazla oturmayacağım. Allahaısmarladık da demiyorum dedi ve çıktı gitti.

Seyrani’ye gereken önemi vermediğimize ve tanımadığımıza şiirlerini yeteri kadar bilmediğimize haklı olarak kızmıştı.

-              Behçet Kemal Çağlar’ın Kayseri’ye o günlerde neden geldiğini sordum.

-             27 Mayıs ihtilalinin meşruiyetini – doğruluğunu- halka anlatmak için Anadolu’da görevlendirilenlerden biri olduğunu söyledi.Bu yaşanmış olayı hiç unutamadığını ifade ederek ilk kez benimle paylaştı.“Seyrani’ye Vefa” bu olmamalıydı, dedi.

Ağabeyim o günden sonra Seyrani’ye ve eserlerine çok önem vermiş her mecliste bir tane şiirini okurmuş.Çok güzel okuduğu, Saadettin Kaynak tarafından bestelenen bu şiirini Kayseri Gündem Gazetesi okurlarıyla paylaşmak istiyorum.

Eski libas gibi aşığın gönlü

 Söküldükten sonra dikilmez imiş

Güzel sever isen gerdanı benli

 Her güzelin kahrı çekilmez imiş.

Bülbül daldan dala yapıyor sekiş

O sebepten gülle ediyor çekiş

Askın iğnesiyle dikilen dikiş

Kıyamete kadar sökülmez imiş.

 

Sevdiğim değildin böylece ezel

 Askınım bağına düşürdün gazel

İbrişimden nazik saydığım güzel

 Meğer pulat gibi bükülmez imiş.

 

Seyrani' nin gözü gamla yaş imiş

Benim derdim her dertlere baş imiş

Ben bağrımı toprak sandım taş imiş

Meğer taşa tohum ekilmez imiş.

EvrekliÂşıkSeyrani

Bakmadan Geçme