"Kaç kez bıçakla vurdum hatırlamıyorum"

27 Ağustos 2017’de Kocasinan ilçesine bağlı Yeni Mahalle 34. Sokak’ta meydana gelen olayda iddiaya göre S.Y. ile mahalleden arkadaşı M.A.Ş. ile binanın önünde sohbet ettikleri sırada Zülfikar Aydınöz, önce binanın bulunduğu daireden sessiz konuşmaları konusunda uyardı. Bunun üzerine S.Y., ‘oradan sesin duyulmuyor, aşağı gel’ deyince aşağı inen Zülfikar Aydınöz ile S.Y. arasında önce tartışma, daha sonra kavga çıktı. S.Y. bıçak ile Zülfikar Aydınöz’ün üzerine yürüdüğü sırada Aydınöz elindeki sopa ile S.Y.’nin elinden bıçağı alarak, S.Y.’ye vurdu, çıkan arbede sonrası S.Y. tekrar eline geçirdiği bıçak ile Aydınöz’ü defalarca bıçakladı. Olay yerinden kaçan S.Y. kısa süre sonra polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alınırken, hayatını kaybeden Aydınöz’ün doktor raporunda 19 yerinden bıçak darbesi aldığı tespit edildi. S.Y., çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanık S.Y. (27), öldürülen Zülfikar Aydınöz (29)’ün şikâyetçi kardeşi B.A.(28), şikâyetçi ablaları İ.A.(33) ve M. T.(31) ile avukatlar hazır bulundu.
Tutuklu sanık S.Y., mahkemede yaptığı savunmasında “Ben kendimi savundum. Kapının önünde oturuyorduk. M. A.Ş., dondurma aldı, onu yemiştik. Yanımda Kurban Bayramı için iki tane bıçak satın almıştım. Bayram’a 3 gün vardı. Zülfikar bizim dairenin alt katında oturur. Binadan aşağı indi, kalın bir sopa ile geldi, kafama vurdu. Ben de kaç kez bıçakla vurdum hatırlamıyorum. Daha önce birkaç kez tartışmamız oldu. İki ayda bir uyuşturucu kullanırım ama o gün hiçbir şey kullanmamıştım” dedi.
Öldürülen Zülfikar Aydınöz(29)’ün şikâyetçi kardeşi B. A.(28) ise “Bu sanıkta her şey var. Mahallede hep huzursuzluk yapardı. Anne, babasını hep döverdi, o yüzden evde yalnız yaşıyordu. Bir kere kendi evini yakmıştı. Ağabeyimle bir gün münakaşaları olmuştu, daha sonra kafasına taktı, takip edermiş hep. Olayı görmedim, sanığın ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Zülfikar Aydınöz’ün şikayetçi ablaları da sanığın cezalandırılmalarını talep etti.
Tanık olarak dinlenen M. A. Ş.(18) da olay anını şöyle anlattı: “Kapıda çekirdek yiyorduk. Zülfikar ağabey bize yukarıdan ‘çok ses çıkarıyorsunuz’ diye seslendi. S.Y. ise ‘sesin gelmiyor oradan’ dedi. Zülfikar ağabey aşağı indi. Sonra S.Y. bana ‘sen MS hastasısın git hadi’ dedi. Ben uzaktan baktım. Zülfikar, S.Y.'nin elinde bıçağı görünce soba küreğinin sapını çıkardı. S.Y. üzerine bıçak ile yürüdü. Zülfikar ağabey ‘Başımıza mafya mı kesildin’ dedi, elinden bıçağı alarak, sopa ile vurdu. O sıra arbede oldu ve yere düşen bıçağı S.Y. aldı ve bıçakladı. Daha sonra S.Y. ‘Anneme mi göz diktin lan’ diye bağırarak olay yerinden uzaklaştı” diye konuştu.
Tanık olarak dinlenen sanığın annesi N,Y.(48) ise “Sanık oğlum olur, olayı görmedim. Oğlum beni kıskanırdı, ama hiç şiddet uygulamadı. Diğer çocuk komşumuzdu, kardeş gibiydiler, aralarında husumet yoktu” dedi.
Mahkeme heyeti verdiği ara kararda sanık S.Y.’nin akıl sağlığı raporu alınması için Adli Tıp Kurumu’na sevkine, gelmeyen bir tanığın zorla getirilmesine ve tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.