'Osmanlı'nın Mekke'de Ravaklardan başka 30'a yakın eseri daha bulunuyor'

Yerel bir televizyon kanalında Medeniyetin İzleri adıyla, yapımcılığını Araştırmacı Yazar Osman Gerçek’in üstlendiği programa konuk olarak katılan Eğitimci Yazar Vedat Önal, resmi görevi gereği Suudi Arabistan’da bulunduğu dönemde, Hicaz bölgesi ve tüm Arabistan yarımadasındaki Osmanlı eserleriyle ilgili araştırmalar yaptığını, bunları tek tek görme imkanına kavuştuğunu söyledi.

Eğitimci Vedat Önal, özellikle bir kesim tarafından siyasi söyleme dönüşen, ‘Osmanlı’nın Hicaz Bölgesi’nde Ravak’lardan başka eseri bulunmuyor’ iddiasının bir çok kaynakta ansiklopedik bilgi olarak yayılmaya çalışıldığını ve bu bilginin gerçekleri yansıtmadığını ifade ederek Osmanlı’nın Suudi Arabistan bölgesinde, Mekke, Medine, Taif ve Riyad başta olmak üzere birçok şehrinde yüzlerce eser bıraktığını, bir çoğunun kullanılmaz ve bakımsız olsalar bile korunmaya alındıklarını belirtti.

Medeniyetin İzleri programına konuk olan Vedat Önal, 2014 yılında otel alanı oluşturmak için Suud Hükümeti tarafından yıkılan Ecyad Kalesi’nin ülkemiz açısından çok önemli bir kayıp olduğunun altını çizerek, sadece Mekke-i Mükerreme’de bunun dışında tespit edebildiği Osmanlı eserlerinin şunlar olduğunu ifade etti: Osmanlı Revakları - Abbas Sütunları, Osmanlı II. Abdulhamit Hac Misafirhanesi,  Mekke Al-Benat Kız Okulu,  Ayn Zübeyde, Osmanlı Medresesi (Hammad Süleyman Sarayı), Osmanlı Arafat Su Deposu Ve Mescidi, Akabe Mescidi (Mescid-İ Bey’a),  Kuvair Sarayı, Hudeybiye Mescid ve Kuyusu, Ecyad Ve Cervel Kışlası – Ecyad Ve Cebel-İ Hindi Kalesi, Kadim İmaret Binası, Peygamberimizin Doğduğu Ev, Mekke Müzesi Ve Surre Alayları, Zi Tuva Kuyusu (Orduların Konaklama Yeri), Eski Saat Kulesi Ve Reisiye Minaresi, Tefle Kuyusu, Ramazan Topçusu, Hira Mağarası-Nur Dağı, Sevr Dağı Ve Mağarası,  Cennetü’l Mualla Kabristanı, Cin-Şecere-Raye-İcabe Mescidleri, Cumum Fetih Suresi Mescidi, Hz. Meymune Kabri, Bi'ru Maune Ve Reci Kuyuları Ve Vakası ve Mekke-Medine Yolu Rizm Sarayı

Hicaz topraklarının Osmanlı hakimiyetine geçmesinden sonra ‘Hadimül Haremeyn’ olarak bu bölgede birçok eser ortaya konulduğunu dile getiren Vedat Önal, özellikle II. Abdülhamid döneminde bir çok mimari eser ve bunu taçlandıracak nisbette Hicaz Demiryolu hattının ulaşımda kullanılarak Payitaht İstanbul ile Medine’nin daha da yakınlaştığını sözlerine ekledi.