Musiki ile huzuru yakalayın

Dinlediğimiz musiki ve çaldığımız enstrümanlar karakterimizi ve ruhumuzu yönlendirir mi? Kur'an'ı Kerim'deki seslerin sırları ve musiki ile evlerinize nasıl huzur getirebilirsiniz? Her gün ezan sesiyle rehabilitasyon yaşadığımızı belirten Musikişinas Mutrib Hayrunnisa Mermi sesin sırlarını ve ruhumuzda bıraktığı etkileri anlattı.

Kullandığımız enstrümanlar bize şekil veriyor
Sanat ve müzik için kullandığımız ve dinlediğimiz enstrümanların insanların düşünce yapılarını ortaya koyduğunu ve karakterlerini ele verdiğini belirten Hayrunnisa Mermi müzik aletlerinin insan bedeniyle verdiği mesajları anlattı:
Gitar: Günümüzde popüler olan bir enstrümandır. Tambur ile ud’un yavrusudur.    Gitar çalarken bile oturuş pozisyonumuz değişir. Rahat bir görünüm alırız. Güney Amerika ülkelerde folklorik enstrüman tarzı nazenin bir üsluba sahipken biz de “Heyyt! Bana mı dediniz efendim?” havası oluşur.
Ney: En derin bir boyut olarak yorumluyorum. Ney çalarken duruş pozisyonunda aklın kalbe eğilişi ve sonrasında çıkan nefes ile çıkan sesi. Pozisyonda dahi bedeni bir yontmaya ve yönlendirmeye götürüyor.
Rabab: Mistik bir enstrüman. Mevlana Celalettin Rumi ve Sultan Veled’in meşk ettiği mistik bir alet. Meşkten kasıt, “ âşıkın aşkını, fâsıkın fıskını artırır" misalidir. Rebab’da derin bir duruş ve derin bir dokunuşu vardır. Düşündürür.
Ud: Utangaç bir tavrı vardır. Utangaç mizaçlar ud ile bütünleşir mutlaka. Hafif dokunuşlar, göğsünün duruş yapısı ve çıkardığı seslerin etkisiyle beraber.
Tanbur: Alttan alır ama yine de kesin ve net konuşur. Kişiyle bütünleşir.
Keman:  Sessiz çığlıklarımızın, ”Ben buradayım” diye haykırdığı bir dildir. Ancak, yapılması gerekenleri en güzel şekilde dillendiren bir karakteri vardır.
 
Musiki ve su sesinin tedavi amaçlı olarak Osmanlı’da doruk noktasına taşındığını belirten Mermi, “Bunun en büyük örneklerinden bir tanesi Gevher Nesibe, Edirne ve İstanbul’daki birçok şifahanelerde yaşatılan tedavi şekli.
Yurt dışındaki programlarda etkilendikleri sadece Dede Efendi’nin eserleri oluyor. Programı bitirirken su sesiyle Kur’an’ı Kerimden bir ayeti seslendiriyorduk. Sonra herkes bir derin nefes aldı. “Muhteşemdi” “ Bu neydi? “ sorusunu sormaya başladılar. “Özellikle son okuduğunuz eser kimindi?” gibi bir soruyla karşılaştık. Kur’an’ı Kerim’den bir ayet olduğunu söyledik.” dedi.


Sesin sırları

Seslerin nağmeleri ve çıkış şekillerine göre sırlarının olduğunu dile getiren Hayrunnisa Mermi, ”İnsanları diğer canlılardan ayıran özellikler düşünme, konuşma ve ses. Kur’an’ı Kerim özellikle Arapça indirilmiştir. Arapça’da sırlar var. Bunu bir de Tıbbi olarak inceliyoruz konu yine doğru nefes almaya geliyor.
Musiki tekliği sembolize eder. Bunun içerisine bütün duyguları giydiririz. 8’lik 16’lık ve 32’lik hisler gibi sesleri giydiririz. Dünyanın yaratılışı bir sestir. İnsan sesi bir sırdır ve bu sır üzerinde çalışıyoruz. Bir hekiminde söylediği konular var. Sürekli bel fıtığı rahatsızlığı var. Astım ve ilerleyen ciğer rahatsızlıkları var. Özel muayeneler de yine doğru nefes almaları isteniyor. Hiçbir şey yapmayın tabiatın olduğu temiz bir alana gidin ve doğru nefes alın. Burnunuzdan alarak diyaframı kullanıp ağzınızdan tekrar verin.
Konu ruha dayanıyor. Ruh her duyduğu sesten etkileniyor. İnsan mükemmel olarak yaratılmıştır. Her can içinde bir “öz” barındırır. İnsan kendi özüne ulaştıkça iç huzuru bulur. Bu huzuru dinlediklerimiz ve duyduklarımızla bulabiliriz.
Yaşadığımız olaylarda tepkilerimizi akort ermekle meşgulüz hep. Sesten etkileniyoruz. Batı müziği ses aralıkları 8 ana ses sadece iki yerde bemol kullanırlar. Türk müziğinde ”sol “ile” la” notalarının arasında 9 ara ses vardır. Bir bakışımızda bile mana vardır” şeklinde konuştu.

Ezan sesiyle rehabilitasyon
Her gün musiki ile tedavi olduğumuzu hatırlatan Mermi, “Nihavent makamı güçlülük hissi verir. Biz Hicaz ile doğduk ve büyüdük. Doğduğumuzdan itibaren biz hep hicaz makamıyla uyuruz. Bebekken söylenen ninniler Hicaz makamında kulaklarımıza işler. Yani mütevazı hislere dokuyarak büyütürler bizi.
Eğer dinlersek günde beş vakit ezan ile tedavi halindeyiz. Sabahları saba makamı ile güçlülük şecaat hissini alarak güne başlarız. Birçok makamları vardır. Öğlen vakitlerinde hicaz makamı ve bazen ikinci vakitlerinde hicaz makamı oluyor. Hicaz; tevazu hissiyle yorumlayabiliriz. Alışverişin yoğunlaştığı o vakitlerde yorgunluğu ve yoğunluğu atmak için tevazu hissini dokundurmak diyebiliriz.
Akşam veya yatsı Uşşak makamıdır. Uşşak, âşıklar makamıdır. Kişi akşam evine ailesine dönecektir.  O dokunuşla girsin yuvasına diye akşam ezanları Uşşak makamındadır” açıklamasında bulundu.

Kur’an’ı Kerim asıl gıdadır
Kur’an’ı Kerim okurken ve dinlerken insan ruhunun doyuma ulaştığını belirten Mermi, “İnsan o kadar değişken ki; sınırlama yapamıyoruz. Dinledikleri ve ruh hallerine göre makamları tercih ederek dinleyebiliyorlar. Sizin iç sesinizi hangi tınıda bulduğunuz ve neyi dinlediğinize göre değişebilir.
Önerimiz çok seslilik değil de birkaç enstrüman ve geri planında su sesi olan enstrümantal tınılar ile müzikleri bulup dinlemek gerekir. Müzik ruhun gıdasıdır. Müzik kelime anlamıyla yunanca bir kelimedir ölçülü nağme anlamına gelir.
Kur’an’da bir harfin dahi ölçüsü var. Aslında o mahreç denen her harfin bir çıkış yeri vardır. Bunu ölçüsüyle sunduğumuz zaman ortaya nağme bütünlüğü geliyor. Allah’ın insana dokunuşu Kur’an ile ses olduğunu düşünüyorum.  Kur’an asıl müminlere şifadır. Ayrıntılar var orda; inanan kalbe şifadır.
Kur’an’ı Kerim okunurken sesini Yahudilerin duvar arkasından dinlediği rivayet olunur. Burada inanmaktan öte sesin de önemi vardır. Sesteki sırları isimlendiremiyoruz. Sır; içine girin ve çalışın şeklinde bir davettir. Bu sırrı böyle yorumlayabiliyoruz. Manasını Allah ve Resulü arasında bir sır olduğu söylenir.
Kur’an’ı Kerim musikidir demek istemiyorum. Yaradan insanın her zaman iyiliğini dileyendir. İnsan için bir aşk mektubu hitabı vardır. Bu mektubu da dönüp dönüp ölçülü nağme ile okuyup sunabildiğimiz takdirde şifa olur” diye konuştu.

Musiki ile tedavi nasıl olur?
Musıkinin yaptırıcı pozitif etkisi ile iç huzurlarını bulmalarında yardımcı etken olduğunu anlatan Hayrunnisa Mermi, “Musiki kıyafet gibi ek gıdalara ihtiyaç duyar. Keman bana asi bir isyan sesi veriyorsa ve ben isyandaysam. Ben tam tersi sesi alarak orta yolu bulayım diye Rebab meşk ediyorum. Mistik duygularımı alttan alma duygularımı uyandıran bir hissi.
Ağrı ve sancılar içerisindeyseniz,  Acem Aşiran makamı dinlemek gerekir. İçten ve kendinizi vererek dinlediğinizde ağrılar kalmıyor tedavi ediyor.
Kalp ritim bozuklukları, Hüseyni makamı dinlenilmelidir. Hem söylemek hem de dinlemek gerekir” dedi.

Ruh ve beden
İnsan ruhunun doyuma ulaşmadığı ve yorgun olduğu dönemlerde bedenin hasta olacağını belirten Musikişinas Mutrib Hayrunnisa Mermi, “Ruh yorulunca insan bedeni kilo alıyor. Günlük stres ve yorgunluklarla gelen ruh yorgunluğunu rahatlatmadıkça kilo alınabiliyor. Ruh yorgun ise ne yediğinin ya da yemediğinin önemi yok kilo alırsın. Tam aksi de olabilir. Bazı bedenlerde bu durum aksi durumda da tepki verebilir.  Ruh yorgun ise kilo yerine zayıflık da ortaya çıkabilir. Beden normalinden zayıf olabilir. Anatominin yapısına göre çok zayıf ya da çok kilo olarak da tepkisini verebilir. Bu gün kanserin dahi ana sebebi stres. Her şey kişiye göre değişebilir” diye konuştu.

Musiki eğitiminin yaş sınırı yok
 
Her yaşta insanın musiki ile buluşması gerektiğine dikkat çeken Mermi, “Arzu ediyorum ki 03- 13 yaş arası müziğin temelinin atıldığı dönemdir. 3 yaşındaki çocuklar anneyle birlikte eğitim alıyor. 7-11 yaş musiki eğitimi çok önemlidir. Musiki bu yaşlarda tam oturma yaşıdır. Çocuk 7 yaşında gelirse daha iyi kavrıyor ve anlıyor. 18 yaşından sonra enstrüman meşk etmek istiyorsanız refleks biraz yavaşlama geçmeniz gerekebilir. 55 yaşında gayrimüslim birçok Avrupalıya Türk Musikisi eğitimi verdim. Onlar da zor ilerliyor. Çünkü temelde “Hicaz” makamıyla doğmadıkları ve ninnileri dinlemedikleri için tınıları almakta zorluk çekiyorlar. Türklerde daha hızlı ilerliyoruz” şeklinde konuştu.

Evler musiki ile huzur buluyor
İnsanların huzuru musiki ile bulacağını belirten Mermi, “Halkımızla buluşmak istiyorum. Anne vasfındaki kadınlarımız çok önemlidir. Eşleri dünyaya koştururken haklı olarak yorgunluklarında musiki ile dinlenmek istiyorlar. Eğer eve musiki girmiyorsa sevgi ve meşk yuvayı ayakta tutacaktır. Mutlaka göz göze bakınız. Olmuyorsa dokunun. Hiçbir şey yapamıyorsanız gelip geçerken göz teması kurunuz. Ona varlık olduğunu hissettiriniz. Konuşmaya gerek yok. Sadece bakarak temasa ve iletişime geçebilirsiniz. Sevdiği kokuları bulundurun. Sevmediği veya rahatsız edici bir kokusu varsa eş zaten senden uzaklaşacaktır. Bu bitmiştir. Müzik yoksa bunları yaparak evdeki aşkı ayakta tutabilirsiniz.
Kayseri’de daha fazla kişiye ulaşmak için geniş kapsamlı programlar yapmak istiyoruz. Daha fazla kadına ulaşarak ailenin günlük yaşamlarında huzuru bulmalarını istiyoruz. Maddecilikten manaya dönüş olarak görebiliriz. O zaman tüketmek yerine üreten bir toplum oluruz. Musiki insanlara elindekilerle yetinmeyi öğretir” şeklinde konuştu.
Röportaj ve Foto: Ahmet Bolat

Yorumlar 1
Dayi 18 Kasım 2016 18:39

Ruhumuza gida olacak bu musuki sanatini canli olarak dinlemek herhalde cok huzurlu olacaktir.

Bakmadan Geçme