Mursi'ye zindanda suikast mı?

Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılıp sonra da zindana atılan ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin oğlu Abdullah Mursi, babasının anormal şekilde iki defa baygınlık geçirdiğini ancak hiçbir müdahalede bulunulmadığını söyledi. Mısır eski Milletvekili Sabır Ebul Futuh ise, rejimin Siyonistlerle işbirliği yaparak 'yavaş ölüm' yöntemiyle Mursi'ye bir suikast uygulamış olabileceğini dile getirdi.

Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, tutulduğu Tora Hapishanesinde bir hafta içerisinde iki defa baygınlık geçirdi. Mursi'nin küçük oğlu Abdullah Mursi, yaptığı açıklamada, geçen çarşamba günü görülen ve ertelenen “hapishaneler baskını” davası duruşmasına avukat Abdulmunim Abdulmaksut ile birlikte katıldıklarını söyledi. Abdullah Mursi, babasının sağlık durumunun iyi olmadığını, bunu belirtmek gayesiyle söz istediğini ancak yargıcın buna izin vermediğini ifade etti. Abdullah Mursi, “Muhammed Mursi'nin, mahkeme salonunda içinde tutulduğu cam kafesteki diğer sanıklara, önceki pazar günü kendisine yapılan aile ziyaretinin ardından iki defa baygınlık geçirdiğini, ancak kendisine herhangi bir tıbbi müdahalede bulunulmadığını haber verdiğini öğrendik.” dedi. Abdullah Mursi, babasının mahkeme heyetinden masraflarını kendisi ödemek şartıyla sağlık kontrolü yapılması talebinde bulunduğunu da kaydetti. Mursi'nin avukatı Abdulmunim Abdulmaksut ise savunma heyeti olarak Mursi'nin sağlık kontrolünden geçirilmesi talebiyle Başsavcılığa müracaat ettiklerini söyledi.

“MURSİ'DEN KURTULMAK İSTİYORLAR”
Mısır eski milletvekili Sabır Ebul Futuh, gazetemize yaptığı açıklamada; darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin bu baygınlıklarının normal bir durum olmadığını belirtti. Ebul Futuh, Siyonist rejimle işbirliği halinde olan cunta rejimi tarafından, yavaş ölüm adı verilen yöntemlerle Mursi'ye karşı bir operasyon yapıldığından şüphelendiklerini ifade etti.
Mısır'da ki mevcut cunta rejiminin darbeden beri aradığı meşruiyet zeminini bulamadığını belirten Futuh, “özellikle darbecilerin başı Sisi, o zamandan beri bütün çabalara rağmen uluslararası güçlerin bütün desteğine rağmen istediği ve arzuladığı, temenni ettiği bir meşruiyete kavuşamadı. Ve bunun önünde en büyük engel olarak da Cumhurbaşkanı Mursi'yi görüyor. Bu nedenle Sisi'nin ve cuntanın meşruiyet elde edebilmek için Mursi'den kurtulmak istediği sır değil. Bu nedenle biz doğrusu yavaş ölüm adı verdiğimiz yöntemlerle Mursi'ye karşı bir operasyonun yapılmasından şüphe ediyoruz. Şuanda bazı şeyler yansıyor. Bir de bizim bilmediklerimiz var. Ama biz bu konuda endişeliyiz. Evet Mursi'nin hayatını tehdit eden gelişmelerin olduğunu biliyoruz. Mursi'ye suikast yapılmış olabilir” şeklinde konuştu.

“HERKESİN BU KONUDA SORUMLULUK YÜKLENMESİ GEREK”
Mursi'ye sahip çıkmanın bir vicdan meselesi olduğunu ifade eden Futuh şunları kaydetti: “Bizim mesajımız açıktır. Bu bütün vicdan sahiplerinin, özgür dünyanın bir sorunudur. Çünkü bu bir vicdan meselesidir. Herkesin bu konuda sorumluluk yüklenmesi gerekir. Bu sadece bir siyasi mesele değil aynı zamanda bir vicdan meselesidir. Bir değerler meselesidir. Ve bu nedenle biz Türkiye halkının bu konuda sesinin gür çıkmasını istiyoruz ki, hükümet de bu konuda daha farklı, daha fazla tavır alabilsin. Ayrıca dünyaya da mesajımız budur: bütün sivil toplum kuruluşlarına, bu konuda sorumluluklarını yerine getirmeleri hem vicdani, hem insani bir meseledir. Mursi aynı zamanda vicdandır. Bu konu hür insanların sorunudur.”

“CUNTA İÇİN CEZAEVLERİNDE İŞKENCE VE ÖLDÜRME VAKIALARI NORMAL”
Mazlum- Der Genel Sekreteri Avukat Kaya Kartal da, Mısır'da ki yönetimin Sisi diktatöryası olan gayrı meşru bir rejim olduğunu belirtti. Meşru olmayan bir rejimde cezaevlerinde işkence ve öldürme vakıalarının olağan olduğunu ifade eden Kartal, “Öncelikle şunu söylemek gerekiyor: Mevcut Mısır rejimi Sisi diktatöryası meşru bir rejim değil. Gayrı meşru bir rejimin, doğal olarak eylemlerinde de bu tür örnekler, cezaevlerinde yaşanan işkenceler ya da çeşitli öldürme vakıaları gibi bir takım şeyler olabilir. Bunlar zaten bizatihi o sistemin niteliği itibarıyla öngörülebilen şeylerdir maalesef.” dedi.

“AÇIK BİR İHLAL DURUMU SÖZ KONUSU”
“Mursi gibi cumhurbaşkanlığı yapmış üstelik halkın ciddi teveccühü olan bir insanın bu muameleye tabi tutulması kabul edilemez.” diyen Kartal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gerek Mısır ulusal standartları ceza mevzuatı açısından, gerek uluslararası standartlar açısından zaten açık bir ihlal durumu söz konusu. Çünkü cezaevleri gibi devletin denetiminde olan mekanlarda yaşanan her türlü sıkıntı ve ihlalden devlet bizzat sorumlu. Oradaki kişilerin canından, sağlığından, nitelikli beslenmesinden devlet sorumlu.” şeklinde konuştu.

“BU YAVAŞ YAVAŞ YOK ETME POLİTİKASIDIR”
Mursi'ye yapılanın yavaş yavaş yok etme politikası olduğunu vurgulayan Kartal son olarak şöyle konuştu: “Burada özellikle sağlık hakkından yararlandırılmaması bir politikaya işaret ediyor. Bu da yavaş yavaş cezaevi süreci içerisinde yok etme politikası. Mursi gibi çok önde olan birisini doğrudan belki öldüremiyorlar ama işte bu tür sağlık haklarından mahrum bırakarak ya da aile görüşleri, dışarı ile olan irtibatı ve benzeri hususlarda çeşitli engellemelere tabi tutarak izole etmeye ve yok etmeye çalışıyorlar. Bu büyük bir zulüm. Allah yardımcıları olsun. Zaten gayrı meşru bir askeri rejim içerisinde, cezaevlerinde yaşanan problemlerin kat be kat artarak yaşanacağı malum. Umuyoruz ki Allah yardımcıları olur, oradaki bütün mazlumların.”

Kaynak: DOĞRU HABER

Bakmadan Geçme