Mimar Sinan'ın Kayseri'deki tek yaşayan eseri Kurşunlu Camii
Camiler, gerek mimarisi gerekse atmosferi sayesinde toplumun dikkatini çeken ibadethanelerdir. Kurşunlu Camii de bu ibadethanelerden bir tanesidir. Ramazan ayında ibadet eden insanların uğrak yeri olan Kurşunlu Camii'nin asıl adı Ahmet Paşa Camii'dir.
Üst örtüsündeki kurşun kaplamalarından dolayı halk arasında Kurşunlu Camii olarak anılmaktadır. 1573 yılında Konya valisi Hacı Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Rumeli, Şam ve Karaman'da Beylerbeyliği yapmış olan Ahmet Paşa, aynı zamanda Doğancı Ahmet Paşa olarak da tanınmaktadır. Mimar Sinan’ın Kayseri’de iki camii eseri bulunduğu, ancak birinin yıkılması nedeniyle sadece Kurşunlu Camii, tek eseri olarak kabul edilmektedir. O dönemde baş mimarlık görevini üstlenen Sinan’ın, caminin tasarımını yapıp planını gönderdiği, bununla birlikte uygulamanın taşra mimarları tarafından gerçekleştirildiği düşünülmektedir.
Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan ve Mimar Sinan'ın Kayseri'deki tek yaşayan eseri olan Kurşunlu Camii'nin asıl adı Ahmet Paşa Camii'dir. Üst örtüsünde kullanılan kurşun kaplama nedeniyle halk arasında Kurşunlu Camii olarak bilinmektedir.
1573 yılında Konya valisi Hacı Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Rumeli, Şam ve Karaman'da Beylerbeyliği yapmış olan Ahmet Paşa, aynı zamanda Doğancı Ahmet Paşa olarak da tanınmaktadır. Mimar Sinan’ın Kayseri’de iki camii yapıtı bulunduğu, ancak birinin yıkılması nedeniyle sadece Kurşunlu Camii, tek yapıtı olarak kabul edilmektedir. O dönemde baş mimarlık görevini üstlenen Sinan’ın, caminin tasarımını yapıp planını gönderdiği, bununla birlikte uygulamanın taşra mimarları tarafından gerçekleştirildiği düşünülmektedir. İlk yapıldığında cami, külliyenin bir parçası olarak inşa edilmiştir. Camiyle birlikte yapılan imaret, han, mektep ve hamam birimleri günümüze ulaşamamıştır. Külliyenin 1581 tarihli vakfiyesi de bulunmaktadır. Cami, gri renkli düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Taç kapı ve son cemaat yerindeki sütunlarda mermer malzeme kullanılmıştır. Camideki harim kare planlı olup, kuzeyde yer alan son cemaat yeriyle birleşmektedir. Güney cephesindeki iki kenarda yer alan payandalar, düzgün kare planı bozmaktadır. Harim, köşelerdeki ayaklardan atılan dört kalın kemerin taşıdığı tek kubbe ile örtülmüştür. Kubbeye geçişte pandantif kullanılmıştır.
Köşelerdeki ayaklardan atılan askı kemerlerinin arasına ikişer ayak yerleştirilmiş ve üç sivri kemerle birbirine bağlanmıştır. Kıble cephesindeki ortadaki kemer yerine mihrap, kuzeydeki ortadaki kemer yerine ise giriş açıklığı yerleştirilmiştir. Kıble dışında kemerlerin üzerinde harimi "U" şeklinde çevreleyen bir galeri katı bulunmaktadır. Mekânın aydınlatılabilmesi için perde duvarlara üç sıra pencere açılmıştır. Alttaki ve ortadaki pencere sıraları dikdörtgen çerçeveli olup, üstteki sıra sivri kemerlidir. Kubbe kasnağında da pencere bulunmuştur. 12 revzenli sivri kemerli pencere vardır. Mermer mihrap, minber ve kürsü sade bir şekilde tasarlanmıştır. Camideki kubbelerin iç yüzeyleri, kalemişi süslemelerle bezeli olup, kemerlerde çift renkli taş işçiliği dikkat çekmektedir. Yapının tek kitabe örneği taçkapının alınlığında yer almaktadır, diğer kitabeler ise dini içerikli yazılardır. Harimin kuzeybatısında, beden duvarına bitişik olarak klasik Osmanlı minaresi bulunmaktadır. Minare, kare kaideli, çokgen gövdeli, tek şerefeli ve konik külah ile örtülüdür. Son cemaat yeri, zeminden basamakla yükseltilerek beş gözlü şekilde inşa edilmiştir. Altı mermer sütun üzerine oturan sivri kemerler üst örtüyü taşımaktadır. Her bir göz, birer kubbe ile örtülmüştür ve ortadaki kubbe diğerlerinden yüksek ve küçük tutulmuştur. Son cemaat yerinde taçkapının her iki yanında, minareye ve galeri katına çıkışı sağlayan kapı ve pencereler arasında birer mihrabiye bulunur. Harimin beden duvarlarından daha geniş tutulan son cemaat yerinin önünde, tıpkı Sinan yapılarından Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’ndeki gibi ikinci bir revak vardır. Bu ikinci revak, 24 sütunun taşıdığı sivri kemerler üzerine kırma çatı ile kapatılmıştır. İkinci revak, son cemaat yeri ve beden duvarlarında kademeli bir yükselme ile dikkat çeker. Bu kademelenme, Sinan camilerine özgü bir özellik olarak öne çıkar. Caminin kuzeyinde büyük bir şadırvanlı avlu yer almaktadır. Şadırvanın kitabesi olmadığı için inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, camiyle birlikte yapıldığı düşünülmektedir. Sekiz sütunun taşıdığı baldaken tarzında sekizgen planlı şadırvanın ortasında, abdest almak için yerleştirilen musluklarla çevrelenmiş bir havuz bulunmaktadır.