- Haberler
- Gündem
- Milletvekili Ataş: 'Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkes, kendini Türk hissederek burada kalacak'
Milletvekili Ataş: 'Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkes, kendini Türk hissederek burada kalacak'
AK Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş 'Türkiye'nin her şekilde bu işten, Ortadoğu'da, dünyada lider ülke konumuna doğru yürüyen bir sürecin önü açılacak. Kürt-Türk kardeşliğinin zaten her zaman, bin yıldır yaşanan bu coğrafyada bir anlamı vardı. Bu sürdürülebilir iç içe yaşamayı eskiden olduğu gibi, insanlar birbirinin köküne bakmadan, Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkes kendini Türk hissederek burada kalacak' dedi.
AK Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, Kayseradar ve Radyoradar ortak canlı yayınında ‘Gündem Kayseri Ramazan Özel’ programına konuk olarak Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Bayram’ın sorularını yanıtladı.
PKK’ya karşı sürdürülen 41 yıllık mücadelenin Türkiye için büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Ataş, terörle mücadelede devletin attığı adımların ve silah bırakma sürecinin Türkiye’nin birlik ve beraberliğine katkı sağlayacağını belirten Ak Parti Milletvekili Dursun Ataş; “Her şeyden önce, PKK’ya milletin devlet olarak, bir vatandaş olarak veya bir birey olarak tepki göstermesi, lanet etmesi falan bir vatandaş olarak yapıyor. Ben de bunu yapıyorum ama benim milletten daha farklı bir yaklaşımım var. Onlara düşmanlığım var ve kan davam var. Bakın, bunu özellikle belirtiyorum; ben asker kökenli bir insanım ve kendi arkadaşlarımı şehit vermiş, kendi arkadaşlarımın tabutunu taşımış biriyim. Kendi arkadaşlarımın kanı üzerimize damlamış. Yani, oradaki hassasiyeti olan en çok hassasiyeti olan insanlardan biriyim. Ben hiç kimse, hiçbir Türk vatandaşının Apo’nun serbest bırakılmasını veya affedilmesini ne mümkün görmediği gibi, ben de mümkün görmüyor ve doğru görmüyorum. Bu başka bir şey.
İki, devlet bir şey maliyetli diye bir işten vazgeçmez. Doğru olan bir işte, yani sadece bunun maliyeti var diye onun için biz bundan vazgeçelim demek doğru değil. Burada mesela, buradaki mesele artık PKK ile 41 senedir karşılıklı mücadele geçen bir süreç var ve on binlerce vatandaşımızı kaybetmişiz, on binlerce şehit vermişiz. Bu hepimizin yüreğini yakıyor; ateş düştüğü yeri yakıyor. O çocukların babasını hiçbir şeyle değiştiremezsiniz. O kaybettiğimiz şehitlerin çocuklarına sorduğumuzda, ailesine sorduğumuzda, para, yapılan bu ev, araba verin ne verirseniz verin, onların yerini hiçbir şekilde susturamazsınız. Bunları da bir tarafa koyuyoruz. Şimdi burada amaç şu Devlet Bey bir çağrı yaptı ve devlet çıtayı çok yukarıya koydu. Ya yeter ki bu ülkede artık terör bitsin, gerçekten bu insanın acıları bitsin, birlik beraberlik içerisinde. Şu anda dünyanın gittiği konjonktüre baktığımızda, güneyimizde büyük bir savaş, kuzeyimizde büyük bir savaş ve Türkiye’yi kıskaca alınmış bir durumda. Ve Kürtlerle bizim hiçbir sorunumuz olmadığını ama PKK’nın dış güçlerin maşası olduğunu çok net bir şekilde gördüğünü, ve bu manada kayıtsız şartsız bir silah bırakma ve terörist başı Abdullah Öcalan’ın bir çağrı yapmasını söyledi. Söylerken de hiçbir şarta bağlı söylemedi. Sadece ve sadece, bunun çağrısını yaptığında bir yere doğru evrilecekti. Siz ister çağırın, yapın. İsterseniz biz zaten bu teröristleri temizleyip, terörü bitireceğiz kararlılığı verildi. Burada bugüne kadar da hiçbir pazarlığa girilmedi. Dikkat ediyorsanız, Irak’ın kuzeyinde, Suriye’nin kuzeyinde hala hareketler devam ediyor ve hala teröristlerin başına kiralık daire durmadı, devam ediyor. Doğru, Sayın Cumhurbaşkanımız da önce suskun kaldı, arkasından da açıklamalar yaptı, destek verdi ve görüşmelerine müsaade etti. Birinci adım tamamlandı. Birinci adımın sonunda da gördük ki, terörist başının da, teröristlerin de, öyle bizim de üniter yapımızla ilgili, Türkiye Cumhuriyeti’ni herhangi bir özerklik veya başka bir şey, federasyon gibi hiçbir talep olmadan silah bırakmaya razı olduklarını ve silah bırakacakları çağrısını yaptılar. Şimdi burada Türkiye’nin ne gibi bir kaybı olacak? Türkiye’nin her şekilde bu işten, Ortadoğu’da, dünyada lider ülke konumuna doğru yürüyen bir sürecin önü açılacak. Kürt-Türk kardeşliğinin zaten her zaman, bin yıldır yaşanan bu coğrafyada bir anlamı vardı. Bu sürdürülebilir iç içe yaşamayı eskiden olduğu gibi, insanlar birbirinin köküne bakmadan, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkes kendini Türk hissederek burada kalacak” ifadelerini kullandı.
Bakmadan Geçme





