Miletvekili Ersoy: 'Gecemizi gündüzümüze katıp sahalara iniyoruz'
Hazine ve Maliye Bakanlığının kurum bütçesi üzerine Mecliste yaptığı konuşmada Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, bunca badirelere rağmen iman gücünden, millet sevgisinden ve devletinin bekasından ödün vermeyen aziz vatandaşlarımıza teşekkürü bir borç bilirim diyerek konuşmasına başladı.
MHP adına söz alıp değerlendirmelerde bulunan Ersoy’un Meclis konuşması şu şekilde devam etti ‘Salgın döneminde esnek çalışma saatlerine rağmen insanüstü bir çaba ve şefkatle mesleklerini icra eden çok kıymetli sağlık çalışanlarımıza teşekkürü bir borç bilirim. Tüm zorluklara göğüs geren, bileği bükülmez, boyun eğmez devletimize ve bu zorlu süreçte gecesini gündüzüne katıp, bıkmadan usanmadan milleti için çalışan devlet büyüklerimize teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca bu vesileyle, bir önceki dönem Hazine ve Maliye Bakanımız Lütfi Elvan Beyefendi'ye yapmış olduğu çalışmalar ve emekler için teşekkür eder, kutsal sancağı devralmış yeni Bakanımız Sayın Nureddin Nebati Bey'e de görevinde başarılar dilerim, Allah muvaffak etsin.
Hazine ve Maliye Bakanlığımızın kurum bütçesi üzerine değerlendirmeler yapmadan önce hatırlatmak isterim ki Milliyetçi Hareket Partisi ekonomi politikalarının merkezine insanı koyan, eşitlik, ahlak ve adalet ilkelerini gözeten, liyakat ve millî değerleri merkezinde bulunduran bir anlayışla toplumsal refahın artırılmasını amaç edinmektedir. Biz de bu desturla Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelere katılıp kurum bütçelerimize bu şiarla yaklaştık. Hepimizin bildiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetilmektedir. 2022 yılı bütçesi Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 4'üncü bütçesidir. Ülkemizde bu dört yıl içerisinde, yeni hükûmet sistemiyle birlikte 15 Temmuz hain darbe girişiminin izleri silinmiş, zilletin ve nifakın kökleri kesilmiş, kalıcı siyasi istikrar sağlanmış, hızlı ve etkin icraat sistematik hâle gelmiş, güvenli ve huzurlu bir Türkiye'nin yolu inşa edilmiştir. Diğer yandan, bu dört yıl içerisinde şanssızlıklar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanlığın yakasını bırakmamış, doğal afetler ve dünyayı etkisine alan Covid-19 salgını, terörle mücadele ve siyasi savaşlar dur durak bilmemiştir. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen gücünü ve yetkisini milletten alan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sağlam temelleri sayesinde devletimiz ve milletimiz süreci alnının akıyla atlatmak için mücadelesine devam etmiş ve hâlâ da devam etmektedir.
Dünya tüm bu menfi olaylarla mücadele içindeyken cennet vatanımızda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi döneminde birçok alanda tarihî adımlar atılmıştır. Yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilen operasyonlarla bölücü terör örgütü kıpırdayamaz hâle getirilmiş ve terör örgütüne katılımlar tarihin en düşük seviyesine indirilmiştir. Yurt içindeki PKK'lı terörist sayısı İçişleri Bakanlığı verilerine göre Kasım ayı itibarıyla 160'ın altına düşmüştür. Türkiye terörün belini kırmak, huzuru, barışı ve güvenliği ihya etmek, ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların vatanlarına emniyetle dönüşlerini sağlamak maksadıyla sınır ötesi harekâtları devreye sokmuştur. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtlarıyla güney sınırlarımızda oluşturulmak istenen terör devleti projesi çöpe atılmıştır. Libya ve Doğu Akdeniz'deki oyunlar bozulmuş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye'nin egemenlik haklarından taviz vermeyeceği dünyaya kabul ettirilmiştir.
Önemli tarihî adımlardan bir tanesi de başlatılmış olan millî teknoloji hamlesinin çıktıları alınmaya başlanmış; başta savunma sanayi olmak üzere, enerji, yazılım, ilaç ve tıbbi malzeme gibi birçok alanda yerli ve millî üretim artmıştır. Millî İHA'lar, SİHA'lar, TİHA'lar, gemiler, zırhlı araçlar ve silahlar ile birlikte millî otomobil TOGG'un üretimine başlanmış, millî savaş uçağı çalışmalarına da devam edilmektedir.
Covid-19 salgınıyla dünyanın gıpta ettiği bir mücadele yürütülmüştür. Yerli Covid-19 aşımız Turkovac üretimi ülkemiz adına gurur verici bir gelişmedir. Ben de bu vesileyle Turkovac aşısının Sağlık Bakanlığı ve TÜSEB desteğiyle seçim bölgem olan Kayseri'mizin Erciyes Üniversitesinde geliştirilmesi sebebiyle başta Erciyes Üniversitesi Rektörümüz Profesör Doktor Mustafa Çalış Beyefendi olmak üzere tüm bilim insanlarımıza ve emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim. Tüm bu gelişmeler -gururla söylüyoruz ki- Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sunduğu imkân ve Cumhur İttifakı'nın sağladığı istikrar ve kararlılıkla sağlanmıştır. Geçtiğimiz iki yıl içerisinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Covid-19 kaynaklı kamu harcamaları artmıştır. İlk vakaların ülkemizde de görülmeye başlamasından sonra ivedilikle tedbirler alınmaya başlanmış, kısıtlamalar uygulamaya konulmuş ve ekonomik istikrar paketi açıklanmıştır. Bu paket kapsamında üretimi ve istihdamı destekleyen uygulamalar süratle hayata geçirilmiştir. İşletmelere yönelik finansman koşullarının kolaylaştırılması ile çalışma ve sosyal hayata ilişkin tedbirleri içeren birçok alanda sağlanan destekler salgının seyrine göre genişletilerek artırılmaya devam edilmiştir. Bu süreçte gelir politikası araçları etkin kullanılarak vergi ve SGK prim ödemeleri ertelenmiş, birçok mal ve hizmetin KDV oranlarında ve iş yeri kira stopajlarında indirimler yapılmıştır. İşverenlerin çalışanları ücretsiz izne ayırmalarına imkân sağlanmış, ücretsiz izne çıkanlara nakdî ücret desteği verilmiştir. İlgili Bakanlığın yetkileri kapsamında, bizim beklentimiz; adil, tabana yayılmış ve hakkaniyetli bir vergi reformunun bir an önce hayata geçirilmesi, vergisel teşviklerin tüm iktisadi ve sosyal etkileriyle birlikte değerlendirilmesi, verilen teşviklerin ne derece amaca ulaştığı, hangi teşvik araçlarının daha etkili olduğu yönünde etkin bir izleme ve değerlendirme sistemi oluşturulmasıdır.
Kayıt dışılık, önemli bir sorun olarak varlığını devam ettirmektedir. Haksız rekabete ve çalışanların sosyal haklarından yoksun kalmasına yol açan kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyle hukuken korunan bir anlayış kılınmalıdır. Herkesin mali gücüne göre vergi ödediği adaletli bir vergi sistemi tesis edilmelidir. (MHP sıralarından alkışlar) Vergi sistemi, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını dikkate alan dinamik bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Ülkemizde vergi kaçakçılığı suçlarının büyük bir kısmını, karmaşık suç örgütleri tarafından oluşturulan ve yönetilen, gerçekte farklı kişiler tarafından kurulduğu hâlde konuyla alakası olmayan kişiler adına kurulan firmalar üzerinden yüksek tutarlarda vergi kayıp ve kaçağına neden olan işlemler oluşturmaktadır. Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının, vergi kaçakçılığıyla etkin mücadele ve vergi incelemelerinde sektörel ve fonksiyonel uzmanlaşması sağlanmalıdır.
Kayıt dışılıkla mücadele ve vergi bilincinin yerleştirilmesi için, mali müşavirlik mesleği çok önemli bir işleve sahiptir. Mali müşavirlerin, başta muhasebe ücretlerinin tahsili olmak üzere, sorunlarına çözüm getirilmeli; KDV indirimi mali müşavirler için de yapılmalıdır. Vergilerin toplanmasında görev yapan, katkı sağlayan, bu işin asıl yükünü çeken
Maliye çalışanlarının sorunları çözülmelidir. Maliye teşkilatında personel ihtiyacı giderilmeli, çalışanların iş yükü hafifletilmelidir; personelin tazminat ve ek ödemeleri arttırılmalıdır. Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığında kurum içi uzmanlık sınavları sürekli hâle getirilmelidir. Merkez-taşra uzmanı ayrımından vazgeçilerek gelir uzmanları ve defterdarlık uzmanlarının özlük hakları diğer kariyer uzmanlıklarla eşit hâle getirilmelidir. Tüm bu düzenlemelerin uygulamaya geçmesiyle ekonomik anlamda inşallah daha ferah günlerin bizi bekleyeceğini düşünüyor, buna inanıyor ve bunun için de çalışıyoruz.
Şu an içinde bulunduğumuz tablonun karanlık olduğunu iddia edenlere diyoruz ki: Unutmayın, en karanlık gecelerde dahi gökyüzünü ışıtan bir hilal ve gecenin nöbetini tutan bir bozkurt vardır. Türk tarihi, sınanmalarla, ihanetlerle ve en nihayetinde zaferlerle doludur. Cumhuriyet tarihimize baktığımız zaman, millî mücadelenin topyekûn devam ettiği yıllarda, halk bir yandan savaş ve yoksullukla mücadele ederken, diğer yandan da verem, sıtma, frengi, trahom, çiçek ve kuduz hastalıkları baş göstermiş, halk sosyoekonomik olarak tam bir buhranın içine sürüklenmişti. İşte tam da böyle bir zamanda büyük devlet adamı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Tekâlif-i Milliye Emirleri'ni ilan etmiş, zaten, hâlihazırda çetin bir mücadele içinde olan halk, elinde neyi var neyi yoksa, karınca kararınca millî mücadeleye destek olmak için varını yoğunu ortaya koymuştu. İşte tam da şimdilerde Türk lirası her değer kaybettiğinde ellerini ovuşturup halkı galeyana getirmek için pusuda bekleyen iç ve dış düşmanların tarihimize dönüp bakmaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Unutmayın, bu halk Millî Mücadele'de milli mücadele uğruna canından, malından geçmişti, bizler istiklal uğruna serdengeçtileriz. Kimse bizi döviz kuruyla, enflasyonla pes ettiremez; halk bunu çok iyi biliyor, halk sözde demokrasi çığırtkanlıklarının aslında ne olduklarını çok iyi biliyor. İşte, tam da bu yüzden sandıkta da "İlla da Cumhur İttifakı." diyor. Bizler ekonomideki olumsuz durumun, vatandaşlarımızın şu an içinde bulunduğu durumun farkındayız. Bizler çiftçilerimizin, sanayicilerimizin, memurlarımızın, emeklilerimizin, sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızın sıkıntılarını biliyoruz. Gecemizi gündüzümüze katıp sahalara iniyoruz. En son, Milliyetçi Hareket Partisi olarak liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin talimatlarıyla "Adım adım 2023, il il Anadolu" temasıyla yapmış olduğumuz çalışmalar kapsamında tüm zamanımızı sokaklarda vatandaşlarımızla, muhtarlarımızla, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle geçirdik, istişarelerde bulunduk. Açılan yaraları nasıl sarabiliriz, üretime, ülkemize nasıl katkı sağlayabiliriz, işte, bunları istişare ettik. Ve günün sonunda ne gördük biliyor musunuz? Halkımız döviz kurundan faydalanmak isteyen fırsatçılara, düşmanlara inat bizleri seviyor, gençlerimiz bizi görünce gözlerinin içi gülüyor. Biz bu güveni, sevgiyi boşa çıkarmayacağız. Namertlere dert, mazlumlara derman olacağız. Herkes şunu net bilsin ki ülkücüler bu ülkeyi karşılıksız sevmiştir ve sevmeye devam edecektir ve bu ülke için yeri, zamanı ve saati geldiğinde gerekirse canı dâhil, her şeyi ortaya koyabilecek iradeyi ortaya koyacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, Hakkâri'de hain terör örgütünün saldırısıyla şehit olan Piyade Uzman Çavuş Doğanay Çelik'e, Emre Ceylan'a ve tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, gazilerimize sıhhatler diliyorum. Bakanlıklarımızın bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.’