Mide kanserinde korkutan rakamlar
Acıbadem Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karaman, Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkede yılda 30 bin kişinin mide kanseri olduğunu, en çok Orta ve Doğu Anadolu Bölgesinin risk altında bulunduğunu söyledi.
Hastalı beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan mide kanserinin, Türkiye’de sindirim sistemi kanserleri arasında ilk sırada yer aldığını belirten Doç. Dr. Ahmet Karaman, bu tür kanserin, dünya genelinde en yaygın 5’inci kanser olmakla birlikte, kansere bağlı yaşam kayıplarında 3’üncü sırada yer aldığına dikkat çekti.
Sinsi bir kanser çeşidi
Sebze ve meyveyi az tüketmek, baharat ve et ağırlıklı beslenmek
Erkeklerde iki kat fazla görülüyor
Belirtiler ileri evrelerde netleşiyor
Tedavi hastanın durumuna göre şekilleniyor
Mide kanserindeki en önemli durumun, başlangıç aşamasında belirti vermeden ilerlemesi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ahmet Karaman, “Mide kanserinin yutma güçlüğü, hazımsızlık, yorgunluk ve ani kilo kaybı gibi belirtilerinin farklı sindirim sistemi sorunlarına da işaret etmesi tanının gecikmesine neden olabiliyor. Bu nedenle özellikle mide kanseri gelişme riski olan kişilerin, bu şikayetlerini ciddiye alarak mutlaka bir uzmana gitmeleri gerekiyor” dedi.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de yılda 30 bin kişinin mide kanseri tanısı aldığını ve bu rakamın yarıya yakınının, Orta ve Doğu Anadolu Bölgesindeki hastalar olduğunu kaydeden Doç. Dr. Ahmet Karaman, bu durumu, bölge halkının bol baharatlı ve tuzlu, et ağırlıklı ve sebze ve meyvenin daha az tüketildiği beslenme alışkanlıklarına bağladı. Doç. Dr. Ahmet Karaman, ayrıca, sosis, salam, jambon ve işlenmiş etler gibi nitritli ve nitratlı ürünlerin de mide kanseri riskini artırdığına işaret etti.
Mide kanseri erkeklerde kadınlara oranlara iki kat fazla görüldüğünü belirten Doç. Dr. Ahmet Karaman, sigara ve kilonun kanseri hızlandırıcı en önemli iki etken olduğunun altını çizdi.
Özellikle başlangıç aşamasında mide kanserinin özel bir belirti göstermediğine dikkat çeken Doç. Dr. Ahmet Karaman, kanserin ilerlemesine bağlı olarak artan şikayetleri şöyle sıraladı:
“Özellikle midenin girişi ya da çıkışında tıkanıklık oluşturan tümörlerde bulantı, kusma, yutma problemleri ve kilo kaybı görülebiliyor. Mide kanseri ilerleyip mide duvarının büyük bir kısmını tuttuğu zaman mide fonksiyonları bozulmaya başlıyor. Hatta kanlı kusma veya siyah renkli dışkılama gibi kanama belirtileri görülüyor. Hastada kansızlığa bağlı yorgunluk ve halsizlik gelişebiliyor. Mide kanserinin başlangıçta laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri ile saptanamıyor. İlerlemiş mide kanseri vakalarında ise, karındaki kitle ele gelebiliyor ve eğer başka organları tutmuşsa, tutulan organın özelliğine göre karında su toplanması (asit), lenf bezleri tutulumunda ise ele gelen lenf bezleri görülebiliyor.”
Mide kanserinde en etkili teşhis yönteminin endoskopi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ahmet Karaman, “Bu sayede, mide iç yüzeyinin tamamını çıplak gözle görebiliyor ve şüphe edilen bölgelerde biyopsi ile parça alıp patolojik incelemeye gönderilebiliyor. Patolojik inceleme, şüphe edilen ülser veya kanser dokusunun özelliklerinin ayırt edilmesini sağlıyor” diye konuştu. Mide kanserinin tedavisinde, hastalık diğer organlara yayılmamışsa öncelikli tedavinin ameliyat olduğunu kaydeden Doç. Dr. Ahmet Karaman, “Ameliyat sonrasında veya bazı ender durumlarda öncesinde kanserin şekline göre, radyoterapi ve kemoterapi tedavisi uygulanabiliyor. Tüm kanserlerde olduğu gibi mide kanserinde de erken tanı çok önem taşıyor. Bu nedenle mide şikayetleri hafif bile olsa ciddiye almak gerekiyor. Unutmayalım ki erken tanı hayat kurtarıyor” ifadelerini kullandı.